reklamı kapat

POPÜLER

Assassin’s Creed IV: Black Flag incelemesi

 - Güncelleme: 11 Ocak 2014 13:23

Assassins Creed IV: Black Flag

KORSANLIĞIN İNCELİKLERİ
Konu oynanış mekaniklerine geldiğinde ise yine karşımıza iki farklı yol çıkıyor. Oyunun başrolünde deniz olduğundan ilk olarak gemi savaşlarından bahsetmemiz daha doğru olacaktır. Tıpkı bir önceki oyunda olduğu gibi gemimizi kontrol ediyor ve düşman gemilerine ateş açıyoruz. Döndüğümüz tarafa göre menzil alan yapı oldukça işlevsel görünüyor. Ancak asıl önemli olan düşman gemisi ile ne yapacağımıza karar verme aşamasında karşımıza çıkıyor. Bir gemiye yeterince zarar verdikten sonra üzerine çıkıp kaptanını öldürerek ganimetlerine el koyabiliyor, gemiyi koleksiyonumuza ekleyebiliyor veya tamamen parçalayarak zarar görmüş gemimize yedek parça sağlayabiliyoruz.

Karaya çıktığımızda ise geçmişe oranla biraz daha toparlanmış bir dövüş sistemi bizi karşılıyor. Bildiğiniz üzere Assassin’s Creed’in düşmanları Yeşilçam kötüleri tadında grup halinde etrafımızı sarıp, tek tek saldırmak gibi bir özelliğe sahip. Bu yapı maalesef yerli yerinde duruyor ancak gelen saldırıyı savuşturup, karşı saldırı yapmaya dayalı sistem biraz elden geçirilmiş. Artık direkt olarak saldırıp rakiplerimizi yere serebiliyoruz. Özellikle ateşli silahların kullanım alanı genişlediğinden çok daha rahat bir şekilde düşmanları avlayabiliyoruz.

ÇÖZÜLMEMİŞ SIR KALMAYACAK
Her ne kadar çok fazla belli etmese de, Assassin’s Creed’in asıl hikayesi geçmişte değil günümüzde geçiyor bildiğiniz üzere. Beş oyundur başında gelmedik şey kalmayan Desmond’ı en son mantık sınırlarını zorlayan bir konumda uğurlamıştık. Bu kez günümüzde geçen kısımda Desmond’ı değil, onun kan örneklerini inceleyen Abstergo Entertainment’ta çalışan bir kişiyi yönetiyoruz.

Bu kan örneklerinden Desmond’ın atalarını araştıran firma, bu isimlere göre oyunlar yapıyor. Bizim yönettiğimiz karakter de Edward’ı araştıran ve onun hikayesi üzerine oyun yapan çalışanın ta kendisi (Senaryonun bu kadar kötü olmasının sebebi o demek ki). Bir noktadan sonra masamızdan kalkıp şirketi araştırmaya başladıkça Abstergo’nun sırlarına vakıf oluyor ve pek çok ilginç detaya rastlıyoruz. Günümüzde geçen bölümleri oynamak zorunda değiliz ancak eğer oynarsanız ve sıkı bir araştırma yaparsanız karşılaşacaklarınızın sizi çok şaşırtacağını söyleyebiliriz. Oyunun içeriğinde bu iki yapının dışında bir de multiplayer bölümü bulunuyor ancak biz neden var olduğunu bir türlü çözemedik. Yapmasalar da olurmuş…

AHOY!
Oyunun tanıtım videolarını seyrettiyseniz, karşınıza çıkacak olan oyun sizi birazcık hayal kırıklığına uğratabilir. Çünkü grafikler hiç de videolarda gördüğümüz seviyede değil. Bir tek deniz ve su tasarımlarının ilgi çekici seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Müzikler konusundaysa geminizde dinleyeceğiniz korsan şarkıları keyfinize keyif katacaktır. Randy Dandy’i dinleyip de korsanlık havasına girmeyecek birinin olduğunu hiç zannetmiyoruz.