reklamı kapat

POPÜLER

Bayonetta incelemesi

 - Güncelleme: 17 Mart 2010 17:55

Viewtiful Joe da aynı şekilde oldukça sıra dışı bir oyundu. İki oyunun da yapımcısı ve yaratıcısı olan Hideki Kamiya’nın yeni bir oyun üzerine çalıştığı söylendiğinde, beklentimiz aşağı yukarı Bayonetta ayarında bir oyundu. Ne var ki bu kadar uçuğunu beklemiyorduk. Bayonetta gümbür gümbür bir aksiyon oyunu olmuş. Hareketin dindiği anlar o kadar az ki oynarken fiziksel olarak da yorulduğunuzu hissediyorsunuz. Hızlı olduğu kadar da stilize bir oyun. Tüm görsel tasarım tamamen şiddeti estetize etmek için kullanılmış. Sonuç olarak görkemli savaşlar çıkmış ortaya. Ancak uzun zamandır bu denli uçuk bir şey görmediğinize eminiz. Başkarakterinizin adı Bayonetta. (En azından şimdilik…) Hem yakın, hem de menzilli silahlara sahip bir cadı. Yani büyü de yapabiliyor. (Eee, baştan belirttik olayın absürt olduğunu.) Bayonetta, Dante’ye fena halde benziyor. Yani, çılgın bir şekilde düşmanlarının arasında dans ediyor ve onları teker teker avlıyor. Onları kılıçtan geçiriyor, mermi delisi ediyor ve sonunda bitirici hareketini yaparak işlerini bitiriyor. Kısacası Bayonette sizin ortalama kahramanınız değil; o tam bir anti-kahraman. Mesela oyuna bir adet yakın savaş silahı ve dört adet tabanca ile başlıyorsunuz. Dört adet tabancayı da aynı anda kullanabiliyorsunuz. Çünkü Bayonetta iki tabancayı elinde taşırken, iki tanesini de ayak bileklerine takıyor. Oyun fena halde hızlı olduğundan dört tabanca bile yetersiz gelebiliyor, orası ayrı konu… Genel amacınız akıcı bir şekilde, komboları bozmadan düşmanlarınızı öteki tarafa postalamak. Oyunu ne kadar akıcı oynarsanız, Torture Attack ve Witch Time denen özel hareketlerinizi daha çabuk ve sık bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Torture Attack, Bayonetta’nın bitirici vuruşlarına verilen isim; oyunun kayışının iyice koptuğu zamanlar bu saldırıları aktif hale getirdiğinizde yaşanıyor. Düşmanlarınızı giyotine yatırıp kıçlarını tekmeliyor, onları çarmıha gerebiliyorsunuz. Aklınıza gelebilecek her türlü şaklabanlığı yapabiliyorsunuz düşmanlarınıza. Witch Time ise belirli bir süre düşmanlarınızın saldırılarından kaçabilmenizi ve onlara normalden daha fazla hasar vermenizi sağlayan bir saldırı şekli. Kullanabilmek için aktif hale getirmeniz gerekiyor ve sadece belirli bir süre için kullanabiliyorsunuz. Tüm bunların hepsini kullanmadan ilerlemeniz oldukça zor. Bu nedenle tüm komboları ve silahlarla yapılabilecek diğer hareketleri tamamen öğrenmeden diğer seviyelere geçmek pek mantıklı değil. Özellikle ilerleyen bölümlerde oyun epeyce zorlaşıyor. Kolay seviyede oynarken bile epeyce kasabiliyor oyun. Bu arada yeri gelmişken oyunun ‘kolay’ ve ‘çok kolay’ olmak üzere normal altı iki seviyesi daha bulunduğunu belirtelim. Çok kolay seviyesinde oynarken her şeyi tek tuşla yapabiliyorsunuz ve düşmanların hasar seviyeleri düşüyor. Oyun dünyasında yeniyseniz bu seviyeyi tercih edebilirsiniz ancak daha önce elinize gamepad aldıysanız mutlaka daha üst bir zorluk seviyesini tercih etmelisiniz. Aksi takdirde oyundan alacağınız zevk büyük oranda düşecektir.

KIVRAK, HIZLI VE SEKSİ
Oyunun en çok sevdiğimiz yanlarından biriyse boss savaşları. Hem grafik olarak, hem de oynanış olarak o kadar ustalıklı hazırlanmışlar ki hem oynayanı, hem de izleyeni kendine hayran bırakıyor. Her boss’un kendine has bir zayıf noktası bulunuyor. Yenmek için öncelikle nasıl saldıracağınızı bulmak durumundasınız. Bu nedenle ilk oynadığınız zamanlarda birkaç kez ölmeniz olası. Özellikle zor modlarda tüm hareketlerinizi biliyor olmanız gerekiyor. En fazla bir-iki denemeden sonra boss’ların karşısında şov yapıyor olacaksınız.

GÖZLÜKLÜ BİRİNE VURAMAZSIN DEĞİL Mİ?
Bayonetta’nın grafikleri üzerinde sanırım ayrıca durmak gerekiyor. Hatırlayacak olursanız Devil May Cry’ın grafikleri bundan sekiz yıl önce bizi adeta büyülemişti. İtiraf etmek gerekirse Bayonetta, Devil May Cry’ın ruhani devamı gibi. Grafiklerde öyle akıl almaz tasarımlar içine girmişler ki hayran olmamak elde değil. Yıkılan bir saat kulesinin üzerinde savaşmak, koca koca düşmanları kıçlarından tekmeleyerek giyotine sürmek gibi sahneleri başka nerede izleyebilirsiniz bilemiyoruz.

KIZIM BİR SOLUKLAN ARTIK

Bu sayfalara konuk olan en eğlenceli oyunlardan biri oldu Bayonetta. Asla kemiksiz bir aksiyon olarak bakılmamalı, garip bir sanatsallığı, tuhaf bir kitsch havası var oyunun. Karakterleri bir tuhaf, tasarımı bir tuhaf ama sonuna kadar eğlenceli. Tanıdık pek bir tarafı olmadığı için bu kadar çekici belki de ama en az Devil May Cry kadar da iyi işte. 2010’un şimdilik en iyi aksiyon oyunu. (Daha yolun başındayız ama…)

FARKLARbayonetta-1Oyunun Xbox 360 ve PS3 sürümleri arasında az bir grafik farkı bulunuyor. X360 sürümünün grafikleri biraz daha iyi ve akıcı görünüyor. Ancak bu PS3’ün grafikleri kötü demek değil elbette.

ALIŞINbayonetta-2Bayonetta ile yapılabilecek dünya kadar hareket var. İşin iyi kısmıysa tüm bunları yapmak için parmaklarınız birbirine dolanmıyor. Birkaç tuş kombinasyonuyla hemen hemen tüm komboları halledebiliyorsunuz.

TANIYINbayonetta-3Düşmanların modelleri farklı olsa toplamdaki düşman tipleri birbirlerinden çok farklı değil. Hızlı ve zayıflar; güçlü ve hantalların yanında bir-iki tane de daha dengeli olanlar var. Tümü de belli şekillerde öldürülebiliyorlar.

KAZANINbayonetta-4Bölüm aralarında küçük bir oyunla karşılaşıyorsunuz. Burada küçük melekleri öldürerek puan topluyor ve bu puanları eşya satın almak için kullanabiliyorsunuz. Daha güçlü silah demek, daha eğlenceli oyun demek.

BAKINbayonetta-5Sanat yönetmenleri Bayonetta için korkunç bir emek harcamışlar belli ki… Oyundaki grafiklerden büyüleneceksiniz. Akıllara zarar bölüm tasarımları ve düşman modellemeleri oyun keyfini de artırıyor doğal olarak.

OYNANABİLİRLİK
-4YILDIZ-

GRAFİK
-5YILDIZ-

EĞLENCE
-5YILDIZ-

SES – MÜZİK
-4YILDIZ-

YAPIMCI
PLATINUM GAMES

DAĞITICI
SEGA

PLATFORM
PS3, XBOX 360