reklamı kapat

POPÜLER

Broken Age: Act 2 incelemesi

broken-age-act-2-ek-02

SESSİZ GÖRDÜK SENİ

Yazının bu noktadan sonrasına Act 1’i oynadığınızı varsayarak devam edeceğiz. Eğer hala oynamadıysanız okumayı bırakmanız gereken yer tam olarak burası. Broken Age, Shay ve Vella isimli iki gencin sıkışıp kaldıkları hayatları içinden sıyrılmalarını konu alan bir oyun. İlk bölümde her ikisinin de bu sıyrılma mücadelesini ve sonunda kesişen yollarını görmüştük. Shay hikayenin bilim kurgu ögeleri barındıran tarafını üstlenirken, Vella ise daha fantastik ögelere sahip bir atmosfer yansıtıyordu. Birisi tek bir oyun alanı ve minimum karakterli bir oynanışa sahipken, diğeri farklı bölgeler ve sürüsüne bereket yan karaktere sahipti. Kısacası, ikisi de kabuklarını kırmaya çalışan iki genç olmasına rağmen çok farklı temalara sahip oynanışlar yansıtmıştı.

İlk oyunun bittiği noktada iki karakter yer değiştirmişti. Yaşanan kaza sonrası Vella kendisini uzay gemisinde bulurken, Shay ise mistik toprakların kokusunu ciğerlerine çekiyordu. İkinci bölümün başlangıcını yaptığı bu an, içinde inanılmaz bir potansiyel barındırıyordu.

Act 1 için Tim Schafer’ın bugüne dek en fazla mesaj verme, alt metin kullanma derdinde olduğu oyun demiştik. Eski oyunları kadar komik değil ama anlatacak ve söyleyecek çok şeyi olan bir oyundu ve bu haliyle harikaydı. İkinci oyunun başlangıcı bu sistemin devamı için mükemmel olabilirdi. Hayatının tamamını bir yapay zeka tarafından korunarak ve kısıtlanarak geçirmiş olan Shay’in özgür topraklara, insanlara, doğaya ve sahip olamadığı her şeye kavuşma öyküsü çok güzel mesajlarla süslenebilirdi. Ha keza Vella’nın canı pahasına savaştığı imgeyle karşılaşma anı da bunun için çok müsait görünüyordu ama olmadı. Act 2 maalesef ki, ilk bölümün söylemek istediklerinin yarısına bile yaklaşamayan, potansiyelini hunharca harcayan bir devam niteliğinde olmuş.

E BEN BURALARI BİLİYORUM?
Karakterlerin yer değiştirmiş olması, iki bölüm arasında ciddi bir fark oluşmasını sağlıyor. Mesela bu bölümde karakter iletişimi ve diyalogları sınırlı olan Shay’in insan ilişkilerini görme şansımız oluyor. Vella ile farklı kişiliklere sahip oldukları için de diğer karakterlerle olan etkileşimi daha değişik şekillerde gerçekleşiyor haliyle. Fakat ne yazık ki bu değişkenlik fazlasıyla sınırlı kalıyor. Çünkü Act 2, ilk bölümün sahip olduğu oyun alanlarında, aynı karakterler üzerinden ilerliyor. Vella ile gittiğimiz her noktaya bu kez Shay ile gidiyoruz ve diğer tarafta da aynısı yaşanıyor.

“Aaa bakalım Shay’in bu karakterle iletişimi nasıl olacak?” merakı en fazla birkaç diyalog kadar oyunu götürebiliyor. Sonrasında sürekli aynı yüzlere dönüp dolaşıp gelmenin huzursuzluğu baş gösteriyor. Bu oyun hiç ikiye bölünmeseydi ve tek seferde buralara gidip gelseydik bu kadar rahatsız olacağımızı düşünmüyoruz. Ancak yapımı için bu kadar zamana ihtiyaç duyunca ister istemez yeni içerikler üretilmesini bekliyor insan ve olmayınca da hayal kırıklığı yaşıyor. Sanıyoruz ki Broken Age: Act 2 ile ilgili genel anlamda bir hayal kırıklığına sahip olduğumuzu artık anlamışsınızdır…