reklamı kapat

POPÜLER

Call of Duty: Modern Warfare 3 incelemesi

 - Güncelleme: 12 Şubat 2012 09:51

Orijinal Modern Warfare’ı ilk oynadığınız zamanı hatırlıyor musunuz? Nasıl unutulabilir ki… Daha ilk görevden bu oyunun farklı olduğunu anlamıştık. 2007 yılında ilk Modern Warfare çıktığı gün FPS oyunlarını kökten değiştirmişti. Oyunun özellikle çok oyunculu seçenekleri adeta devrim gibiydi. Oyun, Activision’a milyarlarca dolar kazandırınca devamının gelmesi kaçınılmaz oldu. İkinci oyun aynı popülariteyi devam ettirmiş ve en yakın rakiplerinden çok daha fazla satmıştı. Kocaman bir marka haline gelen Modern Warfare sadece oyun dünyası içinde değil, popüler kültürün içinde de kendine sağlam bir yer edinmiş ve karakterlerini ünlü yapmayı başarmıştı. Oldukça sürükleyici bir hikayeye de sahip olan oyun, serinin bu bölümüyle üçlemenin son halkasını da tamamlıyor ve bizi son dünya savaşının içine atıveriyor.

EPİK BİR SON
Modern Warfare serisinin oyunları ta en başından beri bizi avucunun içine almayı başarmıştır. Serinin üçüncü oyunu da buna bir istisna değil kesinlikle. Oyun daha başlar başlamaz kendinizi sıcak çatışmanın içinde buluyorsunuz. İkinci oyundaki olaylardan sonra dünya savaşı patlak vermiş ve Ruslar New York’a dalmış durumda. Elbette perdenin arkasında Makarov var ve Captain Price, Soap ile ekipleri kaçak bir halde onun peşine düşmüş. Durum sandığımızdan daha karışık ve farklı cephelerde, farklı karakterleri oynayarak senaryoda emin adımlarla ilerliyoruz. Oyunun anlatımı yine her zamanki gibi çok başarılı. Senaryo boyunca öyle epik sahneler yaşıyoruz ki, çenemiz yerlere düşüyor her seferinde. Örneğin, düşen bir uçağın içinde savaşmak ya da kalkan bir helikoptere tutunmak gibi Hollywood aksiyonlarını aratmayan sahneler var. Tahmin edebileceğiniz gibi oyunun temposu bir an bile düşmüyor; sürekli diken üstündesiniz ve her an dikkatli olmak zorundasınız. Infinity Ward’un patronları, yani Modern Warfare markasını bugünlere getiren adamlar olan West ve Zampella’nın, Activision’dan ayrılmalarından beri aklımızda tek bir şey vardı: Serinin üçüncü oyunu nasıl olacak? Açıkçası geride kalan Infinity Ward ekibi dersine gayet iyi çalışmış ve ortaya harikulade bir iş çıkarmış. Aynı tat ve aynı heyecan devam ediyor. Elbette güzel senaryolu, unutulmaz anlara sahne olan tek kişilik seçenek oldukça kısa ve bir bakıma sizi çok oyunculu seçeneklere hazırlamak için hazırlanmış gibi duruyor. Oyunun bizi asıl bağlayacağı nokta her zaman olduğu gibi çok oyunculu mod. Infinity Ward’a bu noktada birtakım eleştiriler getirebiliriz zira ikinci oyunun üzerine neredeyse tek bir yenilik bile eklememişler. Tamam, oyunun zaten son derece kaliteli ve iyi çalışan birçok oyunculu sistemi bulunuyor ancak bu haliyle oyun adeta bir “ek paket” gibi duruyor. Yine çok sert olmayalım çünkü yepyeni haritalarda oyun yağ gibi oynanıyor resmen. Bir arkadaşınızla birlikte co-op partileri düzenlemek için en ideal oyun olmuş Modern Warfare 3.

YENİ MODLAR
Bizim başında en çok vakit harcadığımız iki mod olan Survival ve Spec Ops’un başında emin olun, vaktin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız. Survival, son dönem oyunlarında moda olan klasik hayatta kalma temalı oyun modu. Bir şekilde sınırsız bir şekilde dalga dalga gelen düşmanlara karşı hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Aslında bu seçenek Black Ops’un zombi modunu hatırlatsa da aralarında pek benzerlik bulunmuyor. Örneğin, zombi modunda düşmanlar tamamen belli bölgelerde ortaya çıkıyordu fakat Modern Warfare 3’ün “survival” modunda askerler sürekli taktik pozisyonlarda ortaya çıkıyor ve sizin de bu noktaları ele geçirmeniz gerekiyor. Aksiyon ve taktik oynanışın iyi bir birleşimi olmuş bu mod. Oyunun merakla beklenen bir diğer seçeneği olan Spec Ops da her zamanki lezzetinde. Bu bölümü ister tek kişi, ister bir arkadaşınızla birlikte oynayabiliyorsunuz. Bir harita üzerinde yine dalgalar haline gelen düşmanları bu kez belli bir süreyi tutturarak temizlemeye çalışıyorsunuz.

YENİ HEYECANLAR
Çok oyunculu seçeneklere baktığımızdaysa iki yeni moda rastlıyoruz: Kill Confirmed ve Team Defender. İkisi de değişik ve eğlenceli seçenekler olarak göze çarpıyor. Kill Confirmed modunda öldürdüğünüz bir asker üzerinden düşen kimlik kolyesini almazsanız puan kazanamıyorsunuz. Siz bir askeri öldürdüğünüzde, rakip takımın askerleri de bunun peşine düşeceğinden elinizi çabuk tutmak durumundasınız. Team Defender ise bizim oldukça eğlendiğimiz bir mod oldu. Oyunun başında ilk öldürülen kişinin üzerinden düşen bayrağı alıp kendi takımınızda tutmaya çalışıyorsunuz. Bayrak sizde kaldıkça her puanınız iki katı olarak işleniyor sıralamaya. Böylece bayrağı elinde tutan takım skor farkını giderek açmaya başlıyor. Oyunu sadece internet üzerinden değil, ekranı ikiye bölerek ya da yerel ağ kurarak da oynayabilirsiniz. Diğer yandan oyundaki hemen hemen tüm silahlar revize edilmiş ve güçleri dengelenmiş.

YEPYENİ SOSYAL AĞ
Oyun, yeni sosyal servis olan Call of Duty: Elite ile tam uyumlu olarak çalışıyor. Bildiğiniz gibi bu servis Halo’nun Bungie.net’i ya da Blizzard’ın Battle.net’i gibi çalışan bir sosyal servis platformu. Henüz oldukça yeni bir hizmet olan Elite, Black Ops ve Modern Warfare 3’ün çoklu oyunculu seçeneklerini çeşitli sosyal ağ servisleriyle birleştirmek için tasarlandı. Bu servise üye olduğunuz zaman detaylı istatistiklerden karşılaşmaları izlemeye; ödüllü turnuvalara katılmaktan klan oluşturmaya kadar detaylı servis ulaşımlarına sahip oluyorsunuz. Elite’den faydalanmak için yıllık 75TL gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Eğer bir Call of Duty hayranı ve çok oyunculu modların hastasıysanız kesinlikle denemenizi öneriyoruz.

BEKLENTİLER…
Call of Duty: Modern Warfare 3 beklentilerimizi karşıladı mı? Kesinlikle evet. Peki, ilk oyunun uyandırdığı etkiyi uyandırabiliyor mu? Maalesef hayır. Evet, hikaye gayet epik bir şekilde tamamlanıyor; evet, çoklu oyunculu seçenekler yine her zaman olduğu gibi kolay öğrenilip zor uzmanlaşacak şekilde tasarlanmış ama doğrusunu söylemek gerekirse Infinity Ward geçen seneki güç kaybından sonra biraz kolaya kaçmış ve ilk iki oyunun üzerine neredeyse hiçbir şey eklememiş. Bu oyunu da serinin önceki oyunlarını sevdiğimiz için sevdik ama emin olun bu marka daha fazlasını da hak ediyordu.