reklamı kapat

POPÜLER

Canon PowerShot G1 X incelemesi

 - Güncelleme: 13 Eylül 2012 14:42

Canon, G serisinin en prestijli ürününü sunar: PowerShot G1 X. G1 X’in yeni ve büyük CMOS sensörü, firmanın giriş seviyesi makineleri EOS DSLR’larının APS-C sensörlerine yakın bir boyutta. Bu da PowerShot G12’ye göre neredeyse 6 kat boyut farkı anlamına geliyor. G1 X’in sensörü 18,7 x 14 mm. Bu da demek oluyor ki G1 X’in sensörü, PowerShot G12’ninkinden beş kat daha büyük. Makinenin 14,3 megapiksellik büyük sensörü ve DIGIC 5 görüntü işlemcisi bir araya geldiğinde Canon’un HS Sistem’ini meydana getiriyor. Canon’un iddiasına göre bu sistem, daha geniş alan derinliği seçeneklerinden ötürü göze çok daha hoş görünen flu alanlar, daha az gren, düşük ışık koşullarında bile yüksek çözünürlüklü fotoğraflar ve 12.800’e kadar çıkan ISO kullanımı olarak tezahür ediyor.

HAREKETLİ EKRAN
3 inçlik 920 bin noktalı ekranı, Canon G1 X’in artı özelliklerinden biri. Parlak, canlı renkleriyle ekran çok güzel görünüyor ve gösteriyor. Fazla yansıma yapmıyor olması da ışık koşullarına aldırmaksızın hareket edebilmenize yardımcı. Ekranının bu kadar iyi olması hayat kurtarıyor. Çünkü Canon, optik vizörü, kullanılamasın diye yapmış adeta. Yani bir alternatif olmaktan uzak. Ekranın açısı da ayarlanabiliyor. Kuşkusuz, fotoğrafçıya bir rahatlık sağlıyor. Manuel kontrollerinin rahatlığı ve RAW çekim yapabiliyor olması ile kompakt dijital fotoğraf makinelerinden ziyade değiştirilebilir lensli aynasız fotoğraf makinelerine daha yakın duran G1 X, en az ikincisi kadar iyi fotoğraflar çekiyor. PowerShot serisinin yeni amiral gemisinin kontrollerinin rahat olması ideal bir şekilde konumlandırılmış iki tekerden kaynaklanıyor. Serinin eski modellerinde de olduğu gibi. G12 ile tuşların yerleri neredeyse bire bir aynı. Bir önceki modelden geçiş yapacakların yabancılık çekmeyeceği garanti. G12’de çekim modları tekerinin altında yer alan ISO tekeri, yerini pozlama telafisi için kullanılan tekere bırakmış. Flaş kızağının solunda kalan teker ise gitmiş. Orada da artık hemen yanındaki minik bir anahtar ile açılan dalihi flaş gelmiş. Arka taraftaki dört yönlü tuş üzerinden, flaş, makro, ISO ve ekran gösterimine hızlıca ulaşabiliyorsunuz. Fonksiyon menüsünü gösteren ortadaki tuşla, çekim içi ayarlara ulaşmak mümkün. Beyaz dengesi, flaş kuvveti, sürekli çekim, oto zamanlayıcı, baskı veya film boyutu ile görüntü türü, bu menüde yer alan sekmeler. G1 X’in pütürlü yüzeyle kaplı tutamacı tek kelimeyle muhteşem. Hem malzeme çok güzel hem de parmaklarınız buraya sıkı sıkı yapışabiliyor. Aynı malzemeyle kaplı minik bir kare yüzey de arka tarafta, başparmağınızın denk geleceği yerde bulunuyor. Bu, makineyi ellerinizle hem daha iyi kavrayabilmenize olanak sağlıyor hem de ona ciddi bir görünüm kazandırıyor.

TAM BİR PROFESYONEL
Canon’un klasik çekim modlarına ek olarak tekerlek üzerinde C1 ve C2 diye iki sekme daha var. Bunlar hızla ulaşmak isteyeceğiniz, belli başlı durumlara özel, kendi kişisel ayarları kaydetmeniz ve gerektiğinde diğer modlardan biriymiş gibi hemen ulaşabilmeniz için konumlandırılmış. G1 X’le gün ışığında yaptığımız çekimlerden çok memnun kaldık. Güneşli bir havada ekranı görebilmekte sıkıntı yaşanmıyor. Önceleri fotoğrafların ekran yüzünden bu kadar iyi göründüğünü düşünmüştük ama bilgisayar ekranında görünce de sonuçlar bizi yeterince tatmin etti. DSLR düzeyinde görüntü üretmesi için üretilmiş G1 X, 2,8’lik maksimum diyafram değeri sunuyor. Alan derinliği üzerinde yeterince oynayıp vakit geçirebileceksiniz. Normal bir kompakt fotoğraf makinesinde göremeyeceğimiz şeyler. Dışarıda çekilen fotoğraflar çok keskin ve canlı. Üzerindeki lens ile 4x zoom yapabiliyorsunuz; lensin 35 mm eş değeri, 28-112 mm. Düşük ISO’larda iç mekan çekimlerinde de gren oranının düşük olması dikkat çekici. Beyaz dengesi ayarı da gayet tutarlı ve doğru sonuçlar veriyor. Fotoğraflarınızın renklerinden ve detaylarından hoşlanacaksınız. Çok hızlı hareketlerde objenizin odak dışında kaldığını görebilirsiniz ama Full HD video kaydında da yine G1 X, bütün yıldızları topladı. Film çekerken optik zoom kullanılabiliyor ve sesler de stereo olarak kaydediliyor. Bazı efektler de elbette menüdeki yerini almış. Çekim yaparken bir rengi başkasıyla değiştirme, seçilen renk haricindeki alanı siyah beyaz yapma, poster efekti, süper canlı çekim, minyatür efekti, HDR, tek renk ve nostalji seçenekleriniz var.

ALIYOR MUYUZ?
Yazıya son verirken önemli bir konuya açıklık getirelim. G1 X, her yere sığdırıp yanınızda her yere götürebileceğiniz bir makine değil. Daha doğrusu sadece bazıları için “her yere götürülebilecek” bir makine. Canon G1 X, artırılmış sensör boyutu sayesinde profesyonel sonuçlara yakın fotoğraflar çekiyor. Dolayısıyla çok rahat, bir DSLR sahibinin ikinci makinesi olabilir. DSLR’ların yanında ufak kalan çelik gövdesi ile profesyonellerin yanlarında taşımak isteyecekleri ufak ama iyi makine olmaya aday. Ancak kompakt dijital fotoğraf makinesi arayanlar için -kompakt sınıfında olmasına rağmen- pek uygun değil. Eğer dikkatle dinlerseniz, ürünün fiyatının da aynı şeyi söylediğini işitebilirsiniz. Bu sınıftaki diğer alternatiflerin her yere taşınmaktan kastı, gerçekten her yere taşınmak. Aralarında neredeyse cebinize sığan makineler var. Canon G1 X’i cebe sığdırmak zor. Üstelik de G12’ye kıyasla biraz daha büyükçe ve biraz ağır.