reklamı kapat

POPÜLER

Child of Light incelemesi

 - Güncelleme: 08 Ağustos 2014 01:13

child of light

TABLODAN FIRLAMIŞCASINA
Ubisoft bunu ilk kez yapmıyor. Firma, kısa bir süre önce Rayman’in yeni haliyle oyuncuların akıllarını başlarından almayı başarmıştı. Yıllardır sevilen ve takip edilen bir karakteri üç boyut kurbanı eden düzene karşı çıkıp yeniden köklerine çekiştiren Ubisoft, görüntüde küçük ancak etkisi büyük bir iş ortaya koymuştu. Sadece son dönemin en başarılı platform oyununu yaratmadılar, aynı zamanda el emeği çizimlerle görenlerin ağzının bir karıştan da fazla açılmasına sebep oldular. Bunu sağladıkları sistemin ismi UbiArt Frameworks idi. Bu grafik motoru öyle müthiş bir yapı ki, hazırlanan oyunları sanki bir ressamın fırça darbelerinden yaratılmış gibi gösterebiliyor. İki Rayman oyununda bunu gördük, şimdi Child of Light’ta da görüyoruz ve yakın gelecekte Valiant Hearts: The Great War’da göreceğiz. Gözünüz bu oyunun üzerinde olsun.

child of light
Belki çok fazla yapım çıkmadı karşımıza bu motoru kullanan şimdiye kadar, ancak gördüklerimiz bize yetti. Son zamanda yapılmış en “güzel” oyunları bu motor yaratıyor. Burada güzel, kelimenin gerçek anlamıyla kullanılmıştır. Tıpkı bir doğa harikasını ilk kez gördüğünüzde hissettikleriniz gibi. Child of Light tam olarak böyle bir oyun işte. İlk kez karşısına oturduğunuzda başka bir şey düşünmeniz mümkün değil. Kontrol şeması, altyazı seçenekleri, oynanış mekanikleri ve hatta senaryo bile ikinci planda kalacak. Çünkü karşınızda duran güzelliğe sadece bakmak isteyeceksiniz, başka hiçbir şey düşünmeden bakmak. Child of Light’ın çizimlerini kim gerçekleştirmiş bilmiyoruz ancak karşısına geçip uzun süre alkışlamak isterdik. Her bir arka planı sanki usta bir ressamın elinden çıkmış gibi göstermek kolay iş değil. Alın yüksek çözünürlüklü çıktısını, çerçeveletin ve asın duvarınıza. Kimse gelip de size bu bir oyun demez, “Kimin eseri bu?” diye sorar. Abarttığımızı düşünüyorsanız eğer alın ve oynayın oyunu, zaten bu incelemenin amacı da tam olarak bu. Gözünüz karşısındaki güzelliğe “bir nebze” alıştıktan sonra oyunun kendisi etkisini göstermeye başlıyor. Böyle bir görselliğe düz bir hikaye yakışamazdı. O nedenle yapıyı bütünlüğe ulaştıran masalsı içerik oldukça doğru hissettiriyor.

child of light
Aurora, her masalda yer alması zorunlu olan prensesimiz. Yine oldukça bilindik bir şekilde bir gün hastalanıyor ve derin bir uykuya bırakıyor kendisini. Bir süre sonra Lemuria isimli bir dünyada açıyor gözlerini. Güzellikleri karanlık tarafından ele geçirilmiş bu dünyadan bir önce kurtulup, öldüğünü düşünen babasına geri dönmek istiyor. Kişisel amacı bu yönde olsa da, etrafını saran karanlığa kayıtsız kalması mümkün olmuyor. Ne yapacağını bilemeyen küçük bir kızdan, karanlığa kafa tutan “Işığın Çocuğu” haline gelme yolculuğu da işte böylece başlamış oluyor. İçerisinde pek çok kez duyduğumuz masal klişelerinin tamamını barındırıyor olsa da bu, Child of Light’ın dinlemeye değmeyecek bir masal olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor.