reklamı kapat

POPÜLER

Deus Ex: Human Revolution incelemesi

 - Güncelleme: 07 Ekim 2011 15:26

System Shock oyununu hatırlayanınız var mı? Yıllar önce çıkmış bu rol yapma oyunu, oyun tarihinin köşe taşlarından biridir. Günümüzde fazla oyuncunun hatırlamadığı ancak hatırlayanların da asla unutamadığı System Shock bugün bile RYO’larda zor rastladığımız bir derinliğe sahipti. Aynı ekipten çıkan Deus Ex de dönemin standartlarını belirlemişti. Bugün oynadığımız Bioshock da bu iki oyunun ruhani takipçisi durumunda. Deux Ex: Human Revolution ise eski Deus Ex ile aynı evrende geçiyor. Fakat projenin başında, markanın babası diyebileceğimiz Warren Spector bugün yok. Yine de gördüğümüz kadarıyla Deus Ex, eskisi kadar detaylara dikkat eden, esnek karakter geliştirme özelliklerine sahip sağlam bir yapım.

İNSANLIK DEVRİMİ
Deus Ex: Human Revolution, orijinal Deus Ex’ten 25 yıl önce 2027 yılında geçiyor. Hatırlayacak olursanız ilk Deus Ex oyununda insan vücudu nano-teknoloji kullanan ekipmanlarla güçlendirilebiliyordu. Oyunun geçtiği zaman diliminde biyomekanik uzantılar henüz toplum hayatına yeni geçmeye başlamış. Toplum, bu geçişte büyük sıkıntılar yaşamaya başlamış. Zira insan vücudu ilk etapta kesinlikle bu uzantıları kabul etmemektedir. İnsan vücudunu çok daha güçlü, çevik kılan bu biyomekanik eklentilerin uzun vadede sorunsuz çalışabilmesi içinse mutlaka bir ilaçla desteklenmesi gerekmektedir. Bu ilacın masraflarını karşılayabilenler yeni uzuvlarıyla mutlu mesut bir hayat yaşarlarken, karşılayamayanlar ellerinde avuçlarında ne varsa kaybetmektedirler çünkü vücutları bu yeni biyomekanik özellikleri reddetmektedir. Bu nedenle sokaklara düşen yeni bir sosyal sınıf oluşmuş ve iç savaş çanları çalmaya başlamıştır. Biz ise tam bu ortamda Adam Jensen adlı bir güvenlik şefini canlandırıyoruz. Adam, Sarif Industries için çalışmaktadır. Fakat şirketi bir saldırıya maruz kalır ve Adam, ağır bir şekilde yaralanır. Bu noktada oyunda düşündüğünüzden çok daha büyük bir komplonun ortasında kalıyorsunuz. Oyunun hikayesi son zamanlarda bir oyunda gördüğümüz en sürükleyici hikayelerden biri. İçine çekildiğiniz komplo hiç ummadık yerlere sürüklüyor bizi. Oyun boyunca çeşitli şekillerde çatışacak, bulmacaları çözecek, güvenlik şifrelerini hackleyecek ve karakterinizi geliştirmeye çalışacaksınız. Ancak emin olun bunu söylemek yapmaktan çok çok daha kolay. Zira Deus Ex: Human Revolution son derece zor bir oyun. Oyunun geliştiricileri son dönemlerde casual kitleye oyun oynatmaya çalışan firmalar gibi davranmamış. Tam tersi oyuncuların zekasına saygı duyacak şekilde, oyun içinde kendi stratejilerinizi geliştirmenize olanak sağlamışlar. Çatışmalardan önce stratejilerinizi tasarlayıp uygulayabiliyorsunuz. Karakterinizi nasıl geliştirdiğinize uygun olarak ister gizlilik uygulayarak sessiz bir şekilde, dilerseniz, sağlam silahlarınız ve dolu bir HP’niz varsa, ortalarından dalarak işlerini bitirebilirsiniz. Bu nedenle Deus Ex: Human Revolution’ın çatışmaları son derece keyifli. Çizgisel bir şekilde vur-ilerle mantığında gitmiyorsunuz. Silahlarınızı tanımanız, siperleri kontrol etmeniz, etrafı araştırmanız ve düşmanların devriye güzergahlarına bakmanız gerekiyor. “Etrafı araştırmak” derken bahsettiğimiz şey öyle bir bakınıp çıkmak değil; ciddi anlamda araştırma yapmanız gerekiyor. Ortalıkta bulabileceğiniz tonla cephane ve malzeme var. Fakat bunların dışında eğer tam bir rol yapma oyuncusuysanız etrafta bulabileceğiniz dokümanlara hayran kalacaksanız zira oyun boyunca onlarca saat okuma almanız gerekiyor.

MASANIN DÖRT AYAĞI
Oyunda temel olarak dört farklı oynanış fazı bulunuyor: Gizlilik, savaş, sosyal ve hackleme. Oyunun üzerinde durduğu dört ayak bu oynanış stilleri üzerinde yükseliyor. Elbette ki bu dört gameplay özelliği kendi içinde çeşitleniyor. Oyunun belli noktalarında gizlenerek ilerlemeniz ve düşman askerlerini duruma uyandırmamaya dikkat etmeniz gerekiyor ancak bazı noktalarda savaş ve çatışma kaçınılmaz hale geliyor. Sosyal kısımdaysa etraftaki NPC’lerle iletişime geçiyorsunuz. Sosyal bölüm belki de çatıştığınız sahnelerden çok daha önemli çünkü oyundaki tüm görevleri bu şekilde buluyorsunuz. Ana görevler dışında tonla da yan görev bulunuyor. Eğer karakterinizi sonuna kadar geliştirmek istiyorsanız bu yan görevleri de mümkün olduğu kadar yapmanızı tavsiye ediyoruz. Yan görevleri yapmanızın bir diğer artısı da hikayenin detaylarına hakim olmanızı sağlaması. Deus Ex: Human Revolution’ın detay seviyesi standart bir video oyununa göre son derece yüksek olduğundan hikayenin çok dalı budağı bulunuyor. Gerçek RYO’cular tüm bu detay seviyesinden keyif alacaklardır.

DEUS EX MACHINA
Deus Ex: Human Revolution’ın karakter geliştirme özellikleri de son derece üst düzeyde. Oyunun ana hikayesi biyomekanik üzerinden döndüğünden Adam’ın üzerine bunları uygulamak mümkün. Daha hızlı ve çevik hareket etmenizi, daha keskin nişan alabilmenizi, atışlardan sıyrılabilmenizi sağlayan tonla eklenti bulunuyor. Bu şekilde karakterinizin özelliklerini istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Karakterinizi nasıl geliştirdiğinize göre oyun tipi de değişkenlik gösteriyor. Yine oyundaki NPC’lerle nasıl konuştuğunuza bağlı olarak oyunun gidişatı ve hatta sonu oldukça değişkenlik gösteriyor. Oyunun tüm senaryosu son derece dallı budaklı olduğundan ilk oynayışınızda her detayı görmeniz mümkün olamıyor ancak kötü bir haber verelim oyunu bir kere bitirdikten sonra ikinci bitirişiniz kesinlikle aynı zevki vermeyecek. Belki bu durum pek çok oyun için geçerli olabilir ancak özellikle oyunun senaryosu ilk oynayışınızda sizi o denli merak içerisinde bırakıyor ki ikinci oyunda sırrı öğrenmiş oluyorsunuz.

KÜÇÜK SİNEK
Peki, oyunun hiç mi eksiği yok? Elbette ki birkaç can sıkıcı kötü durumdan bahsetmek mümkün. Ama ilkin Deus Ex: Human Revolution’ın gerçek bir başyapıt olduğunu söylemeliyiz. Son zamanlarda detaylara bu denli önem veren, nakış gibi işlenmiş bir oyun görmemiştik. Keşke oyunun yapay zekası üzerine biraz daha emek harcansaymış… Bu denli mükemmel bir oyunun üzerinde komik yapay zeka hatalarının pek şık durmadığı kesin. Siperde kek gibi kendilerini vurmanızı bekleyen düşmanlar oyunun içinde hiç iyi durmuyor. Diğer yandan boss savaşlarında da uyguladığınız taktikler pek işe yaramıyor. Her boss’u yenmenin tek bir yolu var ve bunu bulana kadar göbeğiniz çatlıyor. Bunun yerine etraflıca düşünüp geliştirdiğimiz stratejileri uygulayabilmemiz gerekirdi. Tüm bu hatalar can sıksa da Deus Ex: Human Revolution son zamanlarda oynadığımız en iyi oyunlardan biri.