reklamı kapat

POPÜLER

Football Manager 2016 incelemesi

fm3

TEKNİK DİREKTÖRMÜŞÜM GİBİ ÇEK

Ama kabul edelim, bunu güzel yapıyoruz. Bize göre bu serinin en büyük numarası teknik direktörlük gibi çok da keyifli olmayan bir mesleği eğlenceli kılabilmiş olması. Normalde birisi çıksa ve dese ki; “İşte böyle sözleşmelerle uğraşacaksın, antrenmanları belirleyeceksin, medya ile konuşacaksın”, deriz ki “O ne sıkıcı iş yahu beni bulaştırma”. Ancak Football Manager bunu yıllardır önümüze sunuyor ve biz de yüzlerce saatimizi bu işlerle uğraşarak geçiriyoruz. Neden? Çünkü oyunun kodlarında çok kritik bir nüans yatıyor.

“Fazla kolay olmasın ancak herkes başarıyı tadabilsin” sistematiği ile hazırlanan oyun, insanlara ego tatminini tam kararında enjekte ediyor. Lakin özellikle son üç yıldır işlerin pek de iyi gittiğini söylemek mümkün değil. Evet hala oyuna saatlerimizi veriyoruz fakat bu kusursuz olduğundan değil, herhangi bir rakibi olmadığından. Olsa işlerin renginin çok değişeceğini de biliyoruz. Çünkü seri gerek maç motorunda, gerek oyun içi detaylarda önemli yanlışlıklar yapıyor. Football Manager 2012’den bu yana gönül rahatlığı ile oynadığımız bir FM gelmedi. FM 16’yı işte bu perspektiften değerlendirmeye çalışacağız. Ne kadar muazzam yeniliklere gittiğini değil, ne kadar sorunsuz bir oyun deneyimi sunduğuna önem vereceğiz. Çünkü isyan etmeden kendisini oynatmayı başaran her Football Manager kalitelidir ve bu cümle de sadece bu oyun için geçerli olan bir önermedir.

Peki elimizdeki oyun bunu ne kadar başarıyor? 100 saatin üzerine çıkan oynayış süremiz sonunda şunu söyleyebiliriz ki; 2012’den beri çıkmış en oturaklı Football Manager oyunu bu. Evet hala pek çok hatası ve kusuru bulunuyor ancak oyun yapmak istediklerinizi gerçekleştirme noktasında hiç de fena bir iş çıkarmıyor.

BU İŞİ NOKTACIKLARA BIRAKIN

Öncelikle işin sahaya yansıyan kısmına bakalım. Bildiğiniz üzere seri uzun süredir, “aman teknolojinin gerisinde kalmayalım” gayreti ile oyuna üç boyutlu maç motorunu eklemiş durumda. Bunun nedenini pek bilmiyoruz açıkçası. Çünkü ne görsel olarak bir şeye benziyor, ne de maçları bu şekilde izlemek oyuncuya keyif veriyor. Minecraft karakterleri maç yapıyormuş gibi bir görüntü var ortada. Üstelik pek çok oyuncunun, iki boyutlu motorda yapmak istediklerinin daha iyi gerçekleştiğine dair bir inancı da bulunuyor.

Neyse ki bu sene üç boyutlu maç motoru eskisine göre daha iyi durumda. İzlemesi hala keyifli değil ancak en azından pek çok saçmalıktan arındırılmış. Sabri Sarıoğlu’nun dahi yapmayacağı saçmalıkları daha nadir görüyorsunuz. Kendi etrafında beş kez dönen, kaleci ile karşı karşıyayken kendi defansına pas veren, inatla üst direği aşındırmayı amaçlayan futbolcular bu sene pek bulunmuyor. Bu elbette oyun deneyimine pozitif bir katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıllarda pek çok oyuncu, sırf bu tutarsızlıklar nedeniyle kariyerine erken veda etmek zorunda kalmıştı.