reklamı kapat

POPÜLER

Killzone: Shadow Fall incelemesi

 - Güncelleme: 11 Ocak 2014 13:23

Killzone: Shadow Fall

NE BEKLEYECEĞİNİ ANLAMAK
PlayStation 3’ün bahanesi hazırdı; Cell sağ olsun çözülmesi oldukça güç bir donanıma sahipti ve yapımcılar konsolun gücünü yansıtabilmekte zorlanıyordu. PlayStation 4 ise bu konuda daha avantajlı başladı yarışa. PC benzeri bir yapıya sahip yeni konsol, ilk günden oyun üreticilerinin kozlarını rahatlıkla ortaya sürebilmesini sağlıyordu. Ancak onun da başka bir handikabı bulunuyordu; PS3’ün PS2’ye oranla gerçekleştirdiği sıçramaya benzer bir sıçramayı gerçekleştirebilecek donanıma sahip değildi. Bu da daha önce hiç görmediğimiz, aklımızı yerinden çıkaracak görselliklerin PS4 ile birlikte (en azından şimdilik) gelmeyeceğinin habercisiydi.

İşte tam bu noktada yeni nesil konsollardan aslında ne beklememiz gerektiğini daha net ortaya koymamız gerekiyor çünkü şu an okumakta olduğunuz inceleme dahil, bundan sonraki tüm oyunlar bu kriterler göz önüne alınarak incelenecek.

Evet daha iyi grafikler bekliyoruz ancak asıl beklediğimiz, yapımcıların hareket alanını engelleyen kısıtlamaların kalkmasıyla hikaye aktarımında daha derin bir yapı ve daha inandırıcı karakter animasyonları. Artık lütfen kimse hızlıca geçiştirilmiş senaryo parçalarıyla karşımıza gelmesin, ellerinde tüm imkanlar bulunuyor. Killzone: Shadow Fall’un eleştirilecek ilk noktası da burası zaten. Ortalamanın oldukça üzerinde bir senaryo ile birlikte gelen oyun, bunu aktarma konusunda ise sıkıntılar yaşıyor.
Killzone: Shadow Fall
Üçüncü oyunun sonunda yaşananlar sonrası yurtsuz kalan Helghan’lılara kucak açan yine ezeli düşmanları Vekta’lılar oluyor. Vekta gezegeninin bir bölümünü Helghan halkına veren ISA, bu bölgede yaşayan kendi vatandaşlarını ise oradan çıkmaya zorluyor. Sonuç olarak Vekta üzerinde Yeni Helghan kuruluyor ve Vekta ile arasına büyük bir duvar örülüyor (Önceki oyunlarda yeterince Almanya göndermesi yapılmamıştı çünkü). Yönettiğimiz karakter olan Lucas Kellen ise evinden zorla çıkarılan bir çocuk olarak hikayeye dahil oluyor ve sonrasında Vekta askeri birliği içinde yetişerek iki taraf arasında barışı sağlamakla görevli biri haline geliyor. Ama işte burası sıkıntılı çünkü henüz bir çocukken yaşadığı travmaların ardından (spoiler vermek istemiyoruz) geçen 14 yıl o kadar baştan savma bir şekilde aktarılıyor ki hiçbir şekilde karakterinizle empati kuramıyorsunuz. Kendisi de bir Shadow Marshal olan Thomas Sinclair’ın bizi kurtarma anından, 14 yıllık eğitim sonrası tüm umutların omzumuza yüklendiği bir Shadow Marshal olmamıza değin geçen sürecin aktarılması yaklaşık 3-4 dakika sürüyor.
Killzone: Shadow Fall
Artık oyunların bu dinamiği kırmaları gerekiyor. Tamam, Crysis 3’ün çok daha üzerinde bir grafikle karşımıza çıkamıyorsunuz, ancak bu ilmek ilmek açılan bir hikaye örgüsünü önümüze sunamayacağınız anlamına da gelmiyor. Siz bunları üstün körü geçersen, hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu tahmin ettiğimiz karakterlerin gerçekleştirdiğimiz eylemler sonrası verdiği tepkiler de anlamsız gelir ve “Neden böyle oldu ki şimdi?” soruları eşliğinde bir oyun deneyimi karşımıza çıkar haliyle.