reklamı kapat

POPÜLER

Little Nightmares incelemesi

KABUSLARIN VÜCUT BULMUŞ HALİ

Bağımsız bir oyun etiketiyle değerlendirdiğimizde, Little Nightmares bizce muazzam görünüyor. Yaratılmış olan dünya o kadar iyi resmedilmiş ki, her yere saçılmış kan ve benzeri unsurlara ihtiyaç duymadan dahi sizi iğrendirebiliyor. Zaten oyunun açık ara en iyi noktası kesinlikle sahip olduğu atmosferi. Bir korku oyunu düşünün ki, içinde “jump scare” barındırmadan sizi korkutmayı başarabilsin. Sırf bunu başarabildiği için bile Little Nightmares’ı kutlamak gerekiyor. Işıklandırmalar, gölgelendirmeler ve renk paleti kusursuza yakın kullanılmış. Bunun yanında, hiçbir seslendirmeye sahip olmamasına rağmen sesleri harika bir şekilde kullanması da cabası. Bir üst odada ne olduğunu, nereye doğru hareketlendiğini ve nerede karşınıza çıkabileceğini çok iyi biliyorsunuz, ancak yine de o ayak sesleri tüylerinizi ürpertmeyi başarıyor. Keşke tüm bunların yanında bulmacalar da biraz daha kaliteli olsaymış diye hayıflanmadan edemiyor insan. Yaklaşık 5 saat süren oyun boyunca bir iki defa ilginç sayılabilecek bulmacayla karşılaşıyorsunuz ancak genel anlamda tut-çek-zıpla mekaniğinden öteye gidemiyorlar.

INDIE DEME, LAZIM OLUR!

Eğer Little Nightmares’e başlarsanız, çok fazla sarmasa dahi bitirmenizi tavsiye ederiz. Çünkü oyunun sonlarına doğru gerçekleşen bir twist ekran karşısında ağzınız açık kalmanıza neden oluyor ve o anı herkes yaşamalı. Aynı topraklardan çıkmış olan Inside’a bakınca Little Nightmares çok daha iyi olabilirmiş diye düşünüyoruz ister istemez ancak yapımcı ekibin elle tutulur ilk oyunu olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Oyun anlamında kurak geçecek yaz aylarına girerken, bize soracak olursanız bu oyunu sepetinizin bir köşesinde tutmakta fayda var.

DEVAMI ▼