reklamı kapat

POPÜLER

Lotus Essex Turbo

JPS Esprit

Nereden Nereye #8: Lotus Esprit

 - Güncelleme: 20 Aralık 2016 21:21

Nereden Nereye ilk süper otomobil bölümünü Lotus‘un efsane modeli Esprit ile yapıyor. Lotus’un kuruluş macerası ve Esprit’in hareketli hikayesi sizlerle.

Tarihçe

Felsefesi gereği mücadele için doğmuş bir marka olarak nitelendirebileceğimiz Lotus, 1952 yılında iki üniversite arkadaşı olan Colin Chapman ve Colin Dare tarafından kuruldu. Kurulma süreciyle birlikte Lotus’un gelişim sürecinde kilometre taşlarını inşa eden kişilerin baş harflerinin (Anthony Colin Bruce Chapman) yer aldığı logo yaratıldı. 1952 olarak gözüken Lotus’un kuruluşu aslında ilk Lotus modeli olarak kabul edilen Mark 3‘ün üretilmesi olarak kabul edilir. Lotus’un kurucusu Colin Chapman’ın alüminyum yapıda geliştirdiği otomobil, O‘dan 100‘e 7 saniye civarında erişebiliyorken, saatte maksimum 145 km hıza ulaşabiliyordu.

1952 yılında iki yıllık bir süre içerisinde altı örneği üretilen Mark 4, Lotus’un ilk seri üretim otomobili olarak kabul ediliyor. Lotus Mühendislik şirketinin Mark 4’ün ardından ürettiği Mark 6, zamanında öyle ilgi görür ki markanın bile önüne geçer. Bunun üzerine bağlı olduğu bütün işlerden istifa eden Chapman, Lotus otomobillerinin seri üretime geçmesi için yoğun bir çalışma içerisine girer. Büyük ilgi gören Mark 6’yı Mark 9 ve Mark 10 takip eder. 1959 yılında yeni bir fabrika inşa eden Lotus ekibi, 1966 yılına kadar üretimlerine bu fabrikada devam eder. 1966 yılında ise günümüzde de halen önemli yerleden olarak bilinen ve Lotus sürüş akademisinin yer aldığı Hethel fabrikasında üretime geçilir.

60‘lı yıllara gelindiğinde Lotus, satış rakamlarında yüzünü güldüren Elan’ı kullanıcılara sunar. Bu süreç içerisinde Ford ile birlikte geliştirme çalışmasını yürüttüğü Cortina‘yı kullanıcılara sunduktan sonra Elan ve Europa, Lotus’un ürün gamındaki yerlerini alır. Dört kişilik yolcu kapasitesi bulunan Elite ve Eclat modellerini ürün çeşitliliği sunmak adına kullanıcılara sunan Lotus, Mark serisinin ardından kendi ismiyle özdeşleşecek ikonik modelini 1972 yılında konsept olarak kullanıcıların karşısına çıkarır.


Birinci Jenerasyon: (1976–1978)

İngiliz üretici Lotus, Esprit’i ilk kez 1972 Torino Otomobil Fuarı‘nda tüm dünyanın karşısına çıkardı. Dünyanın en köklü otomobil fuarlarından birisi olan Torino Otomobil Fuarı’nda, Ferrari başta olmak üzere diğer süpersport üreticilerin modellerini tanıttığını düşünürsek Lotus’un bu hamlesini fazlasıyla anlamlı bulmak mümkün. Peki küçük bir İngiliz yarışçının hamlesi nasıl karşılandı?

1972 yılında konseptiyle boy gösteren Esprit’in tasarımı BMW‘nin efsane M1 modelinin de tasarım sürecini yürüten Giorgetto Giugiaro tarafından oluşturuldu. Giugiaro’nun adıyla özdeşleşen “Folded Paper” tasarımı üzerine şekillen Esprit, tasarımının yanında far yapısıyla “gözleri” kapalı bir canavarı andırıyordu. Aracın tasarım hatlarını oluşturan Lotus ekibine yeni aracın adı için ilk olarak Kiwi ismi önerildi. Lakin Lotus geleneği olan bütün modellerin baş harflerinin “E” olmasından ötürü karar Esprit’ten yana kullanıldı. Konsept aşamasından üretime hazır hale gelmesinin ardından Esprit tüm ihtişamıyla Ekim 1975 Paris Otomobil Fuarı‘nda kullanıcıların karşısına çıktı. Üretim hayatı boyunca S1 olarak bilinen birinci jenerasyon Lotus Esprit’te çelik şasi üzerine fiberglass gövde yer alıyor. Eğer konu bir Lotus modeliyse akıllara gelmesi gereken ilk şey o otomobilin ağırlık değeridir. Geçmişten günümüze çıkarttığı hemen hemen her Lotus modeli hafif yapısıyla ön plana çıktığını belirtmekte fayda var. Toplamda 2,438 m aks mesafesi, 4,191m uzunkluk, 1,854 m genişlik ve 1,117 m yükseklik değerlerine ek olarak birinci jenerasyon Esprit’in ağırlığı sadece 1 ton civarındaydı. Sürücünün arkasında konumlandırılan ve sürüş hazzını maksimuma çıkartan 2.0 litrelik motoruyla 160 beygir güce sahip olan Esprit, saatte maksimum 222 km hıza kadar erişebiliyordu. 0’dan 100’e 6,8 saniyede çıkabilen Esprit’in motoru beş ileri manuel şanzımanla kombin ediliyordu.

Lotus Esprit’in geçmişinde, ona tasarımının ve performansının yanı sıra özgünlük katan ilginç bir hikaye daha var. Fuarın ardından satışa sunulan Esprit, bu ününü belki de dünyanın en ünlü ajanına borçlu: James Bond! Lotus Esprit, 1977 yılında başrollerini Roger Moore ve Barbara Back‘in üstlendiği, James Bond serisinin 10. filmi olan Beni Seven Ajan (The Spy Who Loved Me) filminde Bond’un dönüşebilen aracı olarak üne kavuşur. Film için özel olarak tasarlanan ve aynı zamanda denizaltı olarak kullanılabilen Esprit S1’in (Wet Nellie olarak da bilinir) sürprizi bu kadarla kalmayacaktır. Günümüzün en önemli Elektrikli otomobil üreticisi olan Tesla‘nın kurucusu Elon Musk tarafından, 2013 yılında 650 bin poundluk bedelle satın alınan Wet Nellie, Musk’ın filme kullanılan bu konsepti gerçek hayata uyarlama hayalinin bir parçası olarak kabul ediliyor.

VİDEO: James Bond Lotus sahnesi
https://youtu.be/eM7TiNAjIfE


Lotus Essex Turbo

JPS Esprit

İkinci Jenerasyon: (1978–1981)

Sinema perdesinde kazandığı ünle yoluna devam eden Esprit’in ikinci jenerasyonu 1978 yılında tanıtıldı. Lotus, ikinci jenerasyon Esprit’te tasarım iyileştirmelerine yer vererek kullanıcıların karşısına çıktı. Arka tarafta yer alan hava kanalları, farlar (Rover SD1’den esinlenilerek), ön tampon spoilerı ile birlikte özel tasarlanmış 14 inçlik jantlar dış tasarımda elden geçirilen yerlerken iç tasarımda konsol bu değişimden nasibi alan yer oldu.

Lotus’un 1978 yılında elde etmiş olduğu Formula 1 Şampiyonluğu için üretimi 149 adetle sınırlandırılan JPS Esprit özel versiyonu o dönem kullanıcılara sunuldu. Formula 1 takımının renkleri olan Altın ve siyah renk seçenekleriyle sunulan JPS Esprit’te, normal versiyonlarda olduğu gibi 160 beygir güç üreten 2.0 litrelik motor görev yapıyordu. 1980, Esprit’in üretim hayatında ilklerin yaşandığı bir yıl oldu. Mayıs ayında 2.2 litrelik motor seçeneğine kavuşan Lotus Esprit’in beygir gücünde değişim olmamasına karşın 190 Nm’lik tork değeri 217 Nm‘ye yükseldi. Bu motor seçeneğiyle birlikte Lotus Esprit’in altyapısında, üçüncü jenerasyonun da temelini oluşturan galvaniz şasi kullanıldı. Şasinin daha güçlü ve uzun ömürlü olması için yapılmış altyapıya sahip olarak sunulan Esprit modelleri sadece 88 adet üretilirken en nadir Esprit varyasyonları arasında gösterilir.

Esprit için Turbo vakti: Essex Turbo Esprit
Lotus fabrikasından çıkmış ilk turbo beslemeli Esprit, 1980 yılında karşımıza çıkıyor. Lotus’un, petrol şirketi Essex ile yaptığı Formula bir sponsorluğunu kutlamak amacıyla Essex versiyonu adını verdiği turbo beslemeli Esprit’in 210 beygir güç ve 270 Nm‘lik tork değeriyle 0’dan 100’e 6.1 saniyede çıkabildiğini görüyoruz. Aracın maksimum sürat değeriyse saatte 240 km olarak kayıtlardaki yerini koruyor.

Motor iyileştirmeleriyle birlikte tasarım, dayanıklılık ve süspansiyon yapısında da iyileştirmeler bulunan Essex Turbo Esprit, yine tasarımcı Giugiaro tarafından aerodinamik modifikasyona uğradı. Bu modifikasyonla birlikte arka spoiler, tamponlar ve ön hava girişleri yenilenirken araç dahilinde sunulan jantların boyutu 15 inçe yükseltildi. Esprit, bu sefer Essex Turbo ile 1981 yılında izleyicilerle buluşan James Bond: Sadece Senin Gözlerin için (For Your Eyes Only) projesinde beyaz perdede karşımıza çıktı.


Üçüncü Jenerasyon: (1981–1987)

1981 yılında üretimine başlanan üçüncü jenerasyon Esprit’in Lotus tarafından üç farklı versiyonu üretildi. Altyapı olarak tamamen aynı şasi üzerine geliştirilen üçüncü jenerasyon Lotus Esprit modelleri yenilenmiş ortak kokpit yapısının yanı sıra tasarım ve gövde yapıları bakımından birbirlerinden ayrıldı. Eski jenerasyonlara göre biraz daha yükselen üçüncü jenerasyon Esprit modellerinin standart versiyonu S3’te, 160 beygir güç üreten 2.2 litrelik motorun kullanımına devam edildi. Turbo Essex modellerinde yine aerodinamik tasarım kitine yer veren Lotus, bu modellerde BBS‘in 15 inç’lik jantlarını kullandı.

1986 yılı, Lotus Esprit’in yaratıcısı olan Giugiaro’nun imzasının yer aldığı son yıl oldu. Yapılan performans geliştirmeleriyle kullanıcılara sunulan Lotus HC, 172 beygir güç ve 217 Nm tork değerine sahipti. Esprit HC’nin turbo versiyonun değerleriyse 215 beygir güç ve 298 Nm tork olarak kayıtlara geçti. Lotus, bu jenerasyonda özellikle Amerika odaklı geliştirdiği, Bosch‘un KE-Jetronik yakıt enjeksiyon sistemi ve katalitik konvertörüyle sunduğu Esprit HCi versiyonu, direkt enjeksiyonlu ilk Esprit modeliydi.


Dördüncü Jenerasyon: (1987–1993)

Dördüncü jenerasyon Esprit’in örtüsü Lotus tarafından 1987 yılında kaldırıldı. İlerleyen süreçte dünyanın en hızlı seri üretim otomobili rekorunu kıracak olan McLaren F1’in de tasarımını gerçekleştiren Peter Stevens tarafından tasarlanan dördüncü jenerasyon Lotus Esprit, Lotus’un geliştirip VARI (Vacuum Assisted Resin Injection) adını verdiği gövde üzerine şekillendi. Bir önceki jenerasyona göre karbonla güçlendirilen tavan ve yan gövdelerle birlikte Esprit’in rijitlik derecesinde (eriştiği yüksek hızlardaki gövde burulması) yüzde 22‘lik iyileşme gözlemlendi.

1989 yılında Esprit’e General Motors’ın geliştirdiği elektronik yakıt enjeksiyonuyla birlikte, soğutma sisteminde su soğutmadan hava soğutmaya geçildiğini görüyoruz. Bu yenilikle birlikte 280 beygire kadar yükselen beygir gücüyle Lotus Esprit, 0’dan 100’e 4,7 saniyede erişebilirken maksimum hız değerinin 260 km saat olduğunu görüyoruz. Bu motorla birlikte bir diğer 2.2 litrelik motor (atmosferik) seçeneğine sahip Esprit, 215 beygir güç ve 298 Nm tork değeriyle kullanıcılara sunuluyordu. Lotus Esprit’in sadece İtalya’ya özel olarak üretilen 2.0 litrelik turbo versiyonuysa 240 beygir güç üretiyordu.

Esprit neredeyse her jenerasyonda olduğu gibi bu jenerasyonda da beyaz perde de yüzünü göstermeyi ihmal etmedi. Başrollerini Richard Gear ve Julia Roberts’ın üstlendiği 1990 yapımı Özel Bir Kadın (Pretty Woman) filminde kullanılan dördüncü jenerasyon Esprit, çeşitli dizilerde de boy göstermeyi ihmal etmedi.


Beşinci Jenerasyon: (1993–2004)

1993 yılında son jenerasyonuyla karşımıza çıkan Esprit’in tasarımı geçmişte olduğu gibi yine alanında ünlü bir tasarımcı tarafından geliştirildi. Volkswagen, Ford, Jaguar gibi üreticilerin modellerinde imzası olan, Range Rover Evoque‘un baş tasarımcısı Julian Thomson tarafından tasarlanan Esprit’in ön ve arka tamponları dahil olmak üzere genelinde ve jantlarında değişimler gözlendi. Tanıtıldığı yıl 264 beygir gücünde olan Esprit S4’ün 1994 yılında sport modelini kullanıcılara sunan Lotus, bu modelin güç değerlerini 300 beygir güç ve 393 Nm tork olarak açıkladı. 1994 yılı itibarıyla Esprit, saatte 270 km maksimum hıza çıkabiliyorken 0’dan 100’e 4,6 saniyede erişebiliyordu. Esprit S4, aynı zamanda sekiz silindirli versiyondan önceki son Esprit modeli olarak da bilinir.

Biraz silindirden zarar gelmez: Esprit V8
1996, Esprit tarihine sekiz silindirli motorun giriş yılı olarak karşımıza çıkıyor. Lotus’un geliştirme sürecinin tamamını kendi yürüttüğü ve tamamen alüminyumdan oluşturduğu 3.5 litrelik sekiz silindirli motorunda Garrett’ın twinTurbo takviyesi bulunuyor. Renault’nun geliştirdiği şanzıman ile sorun yaşayan Lotus ekibi bu süreçte aracın motoruna yaptığı ek müdahale ile kısıtlamaya gittiğini görüyoruz. Test aşamasında 0’dan 100’e 4.4 saniyede erişebildiği ve maksimum sürati 182 km/s kaydedilen Esprit’in kullanılan şanzımanın kırılgan yapısından ötürü 500 beygirlik güç değerinde azalmaya gittiğini görüyoruz.

Beşinci jenerasyonda GT3 versiyonu olarak kullanıcılara sunulan Esprit modelinde, geçtiğimiz süreçte sadece İtalya’da sunulan 2.0 litrelik turbo motora yer veren Lotus, bununla birlikte 2.2 litrelik turbo motoru da sunmaya devam etti. Bu jenerasyonda sunulan bütün motor seçenekleri artık tamamen turbo destekli hale gelmişti. 1998 yılına gelindiğinde sekiz silindirli Esprit’e SE ve GT varyasyonları eklendi. Esprit’in bu versiyonlarında dış tasarım iyileştirmeleri yapan Lotus içeride daha lüks ve malzeme kalitesi iyileştirilmiş bir Esprit’i kullanıcılarla buluşturdu.

Esprit Sport 350, 1999 yılında Lotus tarafından sadece 50 adetlik üretim rakamıyla sınırlandırılarak Esprit tarihinin özel versiyonları arasındaki yerini aldı. Normal varyasyonlara göre motor, şasi dinamikleri ve fren sistemine geliştirilmeler yapılan Sport 350’de yazılımsal değişiklikler de bulunuyor. Arka kanat başta olmak üzere dış tasarımda yer alan komponentlerde karbon fiber değişimler gözlenen Esprit, tüm bu iyileştirmelerle 0’dan 100’e 4.3 saniyede erişebilirken, 160 km hıza on saniyenin altında çıkabiliyordu. Toplamda 1.300 kg ağırlığında olan bu jenerasyonla birlikte yoluna devam eden Esprit, takvimler Şubat 2004‘ü gösterdiğinde 28 yıllık üretim hayatının sonuna gelmişti. Üretildiği ilk yıldan itibaren tasarımıyla gözleri üzerine çeken Esprit, bütün versiyonlar dahil toplamda 10.675 adetlik üretim rakamıyla akıllarda kaldı.



Lotus, 6 yıllık bir zaman diliminin ardından meraklılarını heyecanlandıran bir projeye imza attı. 2010 Paris Otomobil Fuarı‘nda yeni jenerasyon Esprit olarak kullanıcıların karşısına konsept bir model çıkartan Lotus, ortaya çıkardığı tasarımla kullanıcıların ilgisini çekmeyi başarmıştı. 1.495 kg ağırlığında olduğu açıklanan model, karbon fiber komponentlerden meydana geliyordu. Dış tasarımında yine özgünlüğü yakalayan Lotus, o dönem yeni Esprit’in 2013 yılında üretime, 2014 yılında satışa çıkarılmasının planlandığını açıkladı. Meraklıları için kötü haberse 2014 yılında geldi. Lotus, 29 Eylül 2014‘te Esprit’in üretilmeyeceğini açıklayarak bekleyenlerini büyük hayal kırıklığına uğrattı. Lotus’un efsane modeli Esprit, gerek beyaz perdede gerekse döneminde markayı başarıyla temsil etti. Belki bir gün bu ikonu tekrardan yollarda görme şansımız olur, kim bilir?

BONUS VİDEO

NEREDEN NEREYE SERİSİ
Nereden Nereye #1: Nissan Skyline GT-R
Nereden Nereye #2: Ford Focus
Nereden Nereye #3: Volkswagen Golf
Nereden Nereye #4: Mitsubishi Lancer EVO
Nereden Nereye #5: BMW 3 Serisi
Nereden Nereye #6: Subaru Impreza
Nereden Nereye #7: Toyota Corolla
Nereden Nereye #8: Lotus Esprit
Nereden Nereye #9: Mercedes-Benz G-Class