reklamı kapat

POPÜLER

Remember Me incelemesi

 - Güncelleme: 07 Aralık 2022 23:25

Remember Me

İPLER KİMİN ELİNDE?

Karşımızda dövüşecek kimse kalmadığındaysa sırayı tırmanma süreci alıyor. Oyunda devamlı olarak borulara çıkıyor, damdan dama atlıyoruz. Burada rahatsız olduğumuz nokta dinamiğin fazla kolay olması. Hatırlarsanız Mirror’s Edge oyununda atlamamız gereken boruyu, açmamız gereken kapıyı kırmızıyla belli eden bir görsellik kullanılmıştı. Remember Me’de de benzer bir görsel tarz kullanılıyor ve bu kez turuncu ile gideceğimiz yerler işaretleniyor. Ancak Mirror’s Edge’in süratli yapısı içerisinde eğreti durmayan bu tarz, Remember Me’de alakaya maydonoz bir karakteristik sunuyor. Nereye gideceğiniz, ne yapmanız gerektiği devamlı olarak gözünüze sokulunca ve oyuncuya hiçbir serbestlik bırakılmayınca işin tadı da kaçıyor haliyle. Hele hele böyle bir atmosfer yaratıp, ortamı keşfedilemez kılınca hayal kırıklıkları iyice büyüyor. Neo-Paris sokaklarında gönlümüzce gezip, gitmemiz gereken yeri keşfedip ve hatta buraya farklı yollardan gitme imkanına sahip olabilseydik Remember Me tadından yenmez bir oyun olurdu kesinlikle. Bu haliyle insanda birazcık aceleye getirilmiş ve yarım kalmış hissiyatı yaratıyor. Bunun da her yeni şirketin başına gelen yayıncı baskısı nedeniyle oluştuğunu tahmin etmek zor değil.

TARZ MESELESİ
Kullanılan yapının sağladığı kolaylıkları bir kenara bıraktığımızda ise kesinlikle tarz sahibi bir görsellikle karşılaşıyoruz. DONTNOD Entertainment’ın yarattığı Neo-Paris, özellikle detaylara inildiğinde fazlasıyla dikkat çekici bir yapıya sahip. Remember Me’nin, fütüristik atmosferleri sevenleri ihya edeceğini söylemek yanlış olmaz. Binaların tasarımları, teknolojinin yapılarla uyumu ve ışıklandırmaların güzelliği, Paris’i son dönemin en ilgi çekici oyun alanı haline getirmiş. Grafiksel anlamda çok üst düzey bir başarı ortaya konmamış olsa da, bu grafiklerin sunum şeklinde kesinlikle usta işi bir parmağın olduğunu görüyoruz. Zaten yeni nesil öncesi oyunlarda artık üst düzey grafiklerden ziyade tarzın önemi daha fazla ağır basıyor. Ancak tarzdan bahsedeceksek aslan payını müziklere vermemiz gerekiyor. Oynanışı şenlendiren elektronik tınıların arkasında besteci Olivier Deriviere bulunuyor. Deriviere, oyunun müziklerini hazırlarken, “elektronik müziğin tanrısı” diye bahsettiği Aphex Twin’den etkilendiğini söylemişti daha önce. Bu etkilenmenin sonucunda ortaya çıkan bestelerin gerçekten enfes olduğunu ve oyunun atmosferine cuk oturduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

HER ŞEYDEN BİRAZ
Remember Me, daha önce de söylediğimiz gibi kalkıştığı hiçbir işte çuvallamıyor ancak olması gerektiğinden eksik yerine getiriyor. Bunun da temel nedeni sanıyoruz ki çok fazla fikirle donanmış olması. Bir yandan eleştireyim, bir yandan yenilikçi bir kombo sistemi yaratayım derken önemli oyunların en iyi özelliklerini de eklemeye kalkışınca gömleğin düğmeleri patlama noktasına gelmiş. Yine de gömlek güzel, hiç olmadı evde giyersiniz.