FARK YARATAN TASARIM
Galaxy Note 4’e kadar plastik malzeme tercihinden bir türlü kopamayan ve bu nedenle eleştiri oklarının hedefi haline gelen Samsung, Galaxy Note5 ile radikal bir karar alarak tasarımı baştan aşağı yeniledi. Aslında bu devrim Galaxy Note serisi için geçerli, çünkü Samsung bu yeni tasarım anlayışını Galaxy S6 ile birlikte zaten hayatımıza sokmuştu. Galaxy Note5 genel tasarım olarak Galaxy S6’yı andırsa da detaylara girdiğimizde çok farklı bir telefonla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.
Telefona ön yüzden baktığımızda Galaxy Note 4’e göre devrimsel bir fark görünmüyor. Ancak daraltılan çerçeveyle ekranın gövdeye oranının daha yüksek olduğu göze çarpıyor.
7000 SERİSİ ALÜMİNYUM
Samsung’un Galaxy S6 ile birlikte gelen ve kaydırmaya gerek kalmadan, yalnızca dokunarak parmak izini okutmayı sağlayan teknoloji için home tuşunun biraz daha büyütüldüğünü söyleyebiliriz. Yan tarafta alüminyum çerçeve bizleri karşılıyor. Oldukça şık bir görüntüye sahip çerçeve 7000 serisi alüminyumdan üretilmiş. Basitçe söylemek gerekirse bu alüminyum türü günümüzdeki akıllı telefonlarda kullanılanlara göre 1,5 kat daha dayanıklı. Söz konusu alüminyumun uçak parçalarının yapımında kullanıldığını söylersek, ne denli sağlam olduğu konusunda daha net bir kanıya varılabilir. Samsung’un bu noktada çok iyi bir iş çıkardığını söylemek gerekiyor.
PARMAK İZLERİ
Sağ tarafta yalnızca güç tuşuna yer verilirken solda ses açma kapama tuşu bulunuyor. Üst kısımda SIM kart girişi yer alıyor. Cihazın arka yüzeyinde önde olduğu gibi Gorilla Glass 4 cam kullanılıyor. Burada kameranın yanı sıra kalp ritmi, kandaki oksijen seviyesi gibi değerleri ölçmeye yarayan sensör de bulunuyor. Arka tarafı kavisli olarak tasarlanan cihaz elde tutmayı kolaylaştırıyor ve rahat bir kullanım sunuyor. Arka taraf tasarım olarak başarılı fakat bolca parmak izi bırakması bazı kullanıcıların canını sıkabilir. Özellikle telefonunuzun temizliğine büyük önem veren biriyseniz bu kısmı bol bol silmeniz gerekecek. Tabii alabileceğiniz bir kılıfla bu sorunun önüne geçmeniz mümkün.
SES KALİTESİ
Altta yer alan hoparlör genel olarak iyi bir kalite sunuyor. Ancak aşırı yüksek düzeyde ses sunmasa da kaliteli sesler elde etmek mümkün oluyor. Mono hoparlör çıkışını tercih etmiş olan Samsung buna rağmen kaliteden ödün vermemiş. Hoparlörün yanında ise kulaklık girişi yer alıyor. Konu kulaklığa gelmişken kutu içeriğinden çıkan kulaklıktan da biraz bahsetmek gerek. Galaxy S6 ile birlikte hayatımıza giren bu kulaklıkların tasarım anlamında yaratıcı olduğunu söyleyemeyiz. Fakat silikon üst yüzeyi sayesinde uzun süreli müzik dinlemelerde bile herhangi bir rahatsızlık yaratmaması ve genel malzeme kalitesi olarak başarılı olması öne çıkan yönlerinden. Kulaklıktaki ses çıkışı gayet başarılı ve yüksek ses seviyesinde müzik dinlemek isteyenleri tatmin edecektir.
Ne var ki en yüksek seviyede ses bir nebze de olsa dışarı çıkabiliyor. Dolayısıyla kalabalık bir ortamda müzik dinlerken buna dikkat etmeniz gerekebilir.
Note serisinin alametifarikası olan S Pen yine her zamanki yerine konumlandırılmış. Arka kısmına bastırıldığında yuvasından geriye doğru çıkan kalem böylece daha hızlı bir şekilde kullanıma başlamayı sağlıyor. Önceki modellerde olduğu gibi tırnakla çıkarmaya gerek kalmıyor. Kalemin arkası tıpkı tükenmez kalemlerde olduğu gibi basmalı olarak tasarlanmış. Ancak tuşa basmanın herhangi bir işlevi bulunmuyor. Burada Samsung çok akıllıca bir yol izlemiş ve insanların kalemle daha fazla uğraşması için bir neden vermiş. Çünkü hepimiz elimizdeki kalemin arkasına basarak dakikalarca zaman geçirmişizdir. Galaxy Note5’in kalemi de aynı sıradan kalemlerde olduğu gibi arkasına her basıldığında “çıt” şeklinde kulağa hoş gelen bir ses çıkarıyor ve kullanıcıları S Pen’le zaman geçirmeye davet ediyor.
S PEN’E DİKKAT!
S Pen’in tasarımıyla ilgili eleştirilebilecek küçük bir nokta bulunuyor. Önceki Note modellerinin aksine S Pen ters bir şekilde yuvasına girebiliyor ve kalem bu şekilde tam olarak yuvasına oturduğunda bir daha yerinden çıkmıyor. Samsung bu konuyu kullanma kılavuzunda dile getirmiş ancak gönül isterdi ki mühendisler bu sorunu önceden görerek gerekli önlemi alsın. Ancak bu konunun çok da dikkate değer olmadığını ve büyük çoğunluk için sorun arz etmediğini söylemeliyiz.
