reklamı kapat

POPÜLER

Samsung NX300 incelemesi

Samsung NX300

ŞAŞIRTAN PERFORMANS
Yazı içinde sıklıkla belirttiğimiz gibi Samsung NX300’le gerçekten iyi bir iş çıkartmış. Yeni sensör ve yenilenen otomatik odaklama motoruyla ciddi bir hız artışı sağlanmış. Samsung’un iddiası makinenin 0,08 saniye içinde otomatik odaklama yapabildiği. Elbette bunu ölçme imkanımız olmadı ancak NX300’ün gerçekten çok hızlı odaklama yaptığını söyleyebiliriz. Bu hız özellikle hareketli objeleri yakalamaya çalıştığınızda kendini gösteriyor. Makine seri çekimde ise saniyede 8,6 kare yakalayabiliyor. Eski modellerde karşılaştığımız ve moralimizi bozan detay kayıpları NX300’de karşımıza çıkmadı. Güneşli olmayan günlerde dış mekanlarda yaptığımız çekimler dahi detaylı, keskin ve canlı sonuçlar verdi. Lens Önceliği modu Samsung’un yeniliklerinden. Objeleri yakın plan görüntülemek istediğinizde kullanabileceğiniz bu mod, diyafram ayarıyla oynamadan, arka planı bulanık, profesyonel görünümlü fotoğraflar çekmenizi sağlıyor. NX300 tüm bunların yanında düşük ışık performansıyla da göz dolduruyor. 800 ISO değerine kadar kirlilik rahatsız etmezken özellikle 3200’den sonra fotoğraflarda bozulmalar başlıyor. Ek olarak, makineyle beraber gelen Adobe’nin Ligthroom yazılımı kullanılarak fotoğraflardaki gölgeler temizlenebiliyor ve ortaya gayet aydınlık fotoğraflar çıkıyor.

AKILLI ÖZELLİKLER
Samsung fotoğraf makinelerinin sahip olduğu yazılım yenilikleri şu an için hiçbir makinede yok ve Samsung bu avantajı kullanmayı oldukça iyi başarıyor. Makinenin üst kısmında kalan “Direct Link” düğmesi, makineyi Samsung Smart Camera uygulaması yüklü bir akıllı telefon veya tablete bağlıyor. Bu uygulamayla çektiğiniz fotoğrafları aynı anda tablet veya telefonunuza kopyalayabiliyorsunuz. Makinenin ana mod tekerini Wi-Fi’a getirdiğinizde daha farklı özellikleri de görebiliyorsunuz. Yine Smart Camera uygulaması destekli Mobile Link özelliğini kullanarak akıllı cihazınızdan makineye veya makineden cihazınıza fotoğraf ve videoları kopyalayabiliyorsunuz. Remote Viewfinder’a tıkladığınızda ise akıllı cihazınız vizöre dönüşüyor. Yalnızca ne çektiğinizi görmekle kalmıyor; çözünürlüğü, zamanlayıcıyı ve flaşı ayarlayıp yaptığınız çekimlerin nereye veya nerelere kaydedileceğini belirleyebiliyorsunuz. Bu mobil özelliklerin yanı sıra çektiğiniz fotoğraf ve videoları e-posta ile gönderebiliyor, Facebook, Picasa, YouTube gibi sosyal ağlarda paylaşabiliyor veya SkyDrive’da depolayabiliyorsunuz.