Far Cry 3: Blood Dragon incelemesi

17 Haziran 2013 14:20


HANİ ŞAKAYDI? 1 NİSAN GÜNÜ UBISOFT, ÇOK BEĞENİLEN FPS OYUNU FAR CRY 3 İÇİN BİR EKLENTİ PAKETİ DUYURMUŞTU. FAKAT 8-BİT LOGOYLA DUYURULAN BU OYUNU KİMSE CİDDİYE ALMAMMIŞTI. ŞİMDİYSE BLOOD DRAGON KANLI CANLI KARŞIMIZDA VE AKLINIZI BAŞINIZDAN ALMAYA HAZIR. 80’LERİ YAŞAMIŞ, O YILLARDA YETİŞMİŞ HER İNSAN İÇİN BLOOD DRAGON UNUTULMAZ ANLARLA DOLU

Evet, günlerden 1 Nisan 2013’tü, Ubisoft yine bir şeyler karıştırmış ve Far Cry 3: Blood Dragon diye bir “şeyin” logosunu sitesine yapıştırıvermişti. 8-bit grafiklerden oluşan bir tasarıma sahip logo, elbette ciddiye alınmadı. Sonra firma Blood Dragon’ı resmi olarak duyurdu. Bu kez de insanlar olayı bir DLC sandılar. Fakat nihayetinde anlıyorduk ki Blood Dragon aslında hiçbiri değil; o başlı başına bir oyun ve aslında oynamak için Far Cry 3’e ihtiyaç duymuyorsunuz. Oyunu açtığınız anda Far Cry 3’ün ve Blood Dragon’ın aynı oyun motorunu kullandığına inanmakta güçlük çekeceksiniz çünkü görsel anlamda iki oyunun arasında büyük farklar var. Kısacası Ubisoft, Far Cry 3 oyun motorunu ve genel dinamiklerini almış, temasını değiştirmiş ve ortaya bambaşka bir deneyim çıkarmış. Blood Dragon, 80’li yılların aksiyon filmlerini tema olarak alan, onlara hem saygı duruşunda bulunan, hem de inceden dalga geçen aksiyon dolu müthiş bir oyun olmuş. Düşünün ki oyunun başkahramanı Rex Power Colt’u Michael Biehn seslendiriyor. Hatırlayacak olursanız Michael Biehn’in en önemli rollerinden biri ilk Terminator filminde canlandırdığı Kyle Reese karakteriydi.

YARI İNSAN, YARI MAKİNE
Muhtemelen yapımcılar da tasarım süresince kendilerini 80’li yıllarda konumlandırmışlar. Yıl 2007… Dünya büyük bir nükleer savaşın ardından bir harabe haline gelmiş. Bir siber-asker olan Rex Power Colt olarak, orduya ihanet eden Albay Sloan’ı bulmak üzere bir adaya doğru yola çıkıyoruz. Oyunun konu anlatımı ve ara sahneleri muhteşem olmuş. Robocop, Terminator, American Cyborg, Predator gibi filmlere yapılan sayısız göndermenin eşliğinde tüm hikaye akışı 8-bit ara sahnelerle anlatılıyor. Diyaloglar son derece esprili bir şekilde yazılmış. 80’li yılların kick-ass kültürü, o dönemin Hollywood sinemasının tüm cheesy halleri o kadar dozunda dalgaya alınıyor ki eğer Beta/VHS dönemini yakalamış biriyseniz gülmekten yerlere yatacağınız garanti. Aynı zamanda oyun tuhaf bir şekilde oyuncuyu gaza getirmeyi de çok iyi biliyor: Düşmanlarını alaşağı et, kızı ve dünyayı kurtar teması eski aksiyon filmlerindeki gibi işlenmiş. Oyunda aksiyona boğulup deliler gibi eğlenirken, bir yandan da nostalji yapıyorsunuz. Daha önce de söylediğimiz gibi oyunun Far Cry 3’ten türetildiğine inanmak oldukça zor. Grafik tema tamamen farklı… Omega Force adı verilen bir cyborg ordusuyla kapışıyorsunuz. Kahramanımız Rex Power Colt tam anlamıyla bir “badass” ve düşmanlarını yok etmek için dur durak bilmiyor. 80’li yıllardaki hiçbir aksiyon filminde gerçekçilik namına pek bir şey yoktu. Kahramanlar asla hasar almaz, mermileri bitmez, en umutsuz anlardan bile bir çıkış yolu bulurlardı. Yok edilmesi imkansız görülen düşman orduları karşısında bile espri yapabilirlerdi. Blood Dragon da bundan çok farklı değil. Rex’in kullandığı silahlar da bunun bir örneği. Pulse Rifle mı istersiniz, yoksa asla ısınmayan mini-gun mı? Burada hepsi var. Dolayısıyla Far Cry 3’ün tüm “hayatta kalma” elementleri oyundan kaldırılmış; açık-uçlu oyun yapısının yerini daha çizgisel rotalar almış. Dolayısıyla aksiyon çok daha yoğun ve duraksız bir hale gelmiş. Örneğin, bitki toplamak diye bir şey artık yok! Sert bir asker asla iyileşmek için bitkilere ihtiyaç duymaz öyle değil mi? Yine Far Cry 3’teki seviye atlama sistemi de oldukça basit. Blood Dragon’da karakterinizin güçlenmesi için sadece oyunu oynamak yeterli. Rex otomatik olarak güçlenecek ve yeni yeteneklere sahip olacak. Geliştiricilerin bu tasarım tercihleri oyunu temasına uygun olarak çok daha hareketli kılmış. Genel olarak diğer unsurlar direkt Far Cry 3’ten uyarlanmış. Örneğin, yine düşman üslerini basabiliyor ve bu noktaları ele geçirebiliyorsunuz. Oyundaki hayvanlar da, Far Cry 3 hayvanlarının cyborg halleri olarak aynen duruyor. Fakat bazıları, doğal hallerinden farklı olarak size belli bir uzaklıktan saldırabiliyor. Aksiyonu yoğunlaştırmak için çıkarılan tüm detaylara bir istisna dahil değil: Silahlar! Pompalı tüfek, otomatik tüfek, nişancı tüfeği, hatta okunuz bile güçleniyor. Nasıl? Epey bir 80’ler değil mi? Bizce de öyle.

Sayfa: 1 2 3 4

Paylaş