Geçirdiği makyaj operasyonuyla birlikte en çok aranan EDC otomatik şanzımana kavuşan Dacia Duster, yeni silahıyla kitlesini genişletmek istiyor. Renault grubu içerisinde var olan markalar arasında Dacia'nın kısa vadede yakaladığı başarı tartışılmaz. Fiyat/performans segmentinde ürünler ortaya koyan Romanya merkezli üretici, erişilebilir araçları sayesinde bugün Avrupa'nın hemen her yerinde en çok satanlar listesinde zirveyi zorluyor. Marka tarafından yüzleri güldüren bu tabloların amiral gemisiyse şüphesiz Duster. Segmente girdiği andan itibaren özellikle 4x4 versiyonuyla kullanıcıların ihtiyaçlarını başarılı şekilde karşılayan Dacia Duster 2018 yılında geçirdiği makyaj operasyonuyla daha modern bir kimlik kazandı. Aradan geçen üç yıllık zaman diliminin ardından ivmesini koruyan Duster'ın ilk günden bugüne kadar uzanan süreçte 2 milyon adede yaklaşan satış yakalamış olması da, Dacia ekibinin bu oyuncusu için silahları güncel tutmasına vesile oluyor. 2021 model yılıyla birlikte tekrar güncelleme çanlarının çalındığı Duster, yeni bir makyaj operasyonuyla bu kez konfor odağında atılan önemli adımlarla kullanıcıların karşısına çıkmaya hazır. Uzun süredir beklenen EDC otomatik şanzımanla birlikte iddiasını daha da güçlü tutan Dacia yönetimi, bu sayede yeni bir kullanıcı kitlesine erişmenin de hayalini kuruyor. Türkiye lansmanı sürecinde birlikte 2 gün ve 500 kilometrelik bir yol macerasını geride bıraktığımız yeni Duster'dan beklemeniz gerekenleri ana hatlarıyla burada bir araya getirme vakti. ÖNCE KİTABA BAKALIM Duster ile geçirdiğimiz maceradan elde ettiğimiz izlenimler öncesinde dilerseniz ilk olarak Dacia tarafının ön plana çıkarttığı yeniliklere bakalım. Makyajla birlikte Dacia'nın özellikle ön plana çıkarttığı noktalar arasında güvenlik elemanları geliyor. Duster kullanıcıları artık standart olarak hız sınırlandırma, yeni nesil elektronik savrulma kontrolünün yanı sıra birçok sürüş destek sistemini alabiliyor. Kör Nokta Uyarı Sistemi, Park Asistanı, Yokuş Kalkış ve 4×4 versiyonlar için Yokuş İniş Destek Sistemi gibi özellikler, bu sistemler arasında. Ayrıca önde bir, yanlarda birer ve arkada da bir adet olmak üzere toplamda 4 adet kameradan oluşan 360 derece kamera sistemi de test sırasında deneyimlerken keyif aldığımız donanımlardan birisi oldu. Bu kameralar şehir içerisindeki dar geçişlerin yanında arazi kullanımında da etrafınızı kontrol etmek istediğinizde en büyük yardımcınız oluyor. TASARIMDAKİ DOKUNUŞLAR Yeni Duster’da, ilk kez Sandero ailesinde kullanılan Dacia marka kimliğinin tasarım unsurlarından yararlanıldığını görüyoruz. Ön ve arka farlarda bulunan Y şeklindeki LED ışık imzası, ilk bakışta dikkat çekiyor. Krom görünümlü ön ızgaradaki 3 boyutlu kabartmalar da farların formuna devamlılık sağlayarak karakterde bütünlük sağlamaktan sorumlu. Yeni model, LED ön sinyal farlarıyla donatılan ilk Dacia modeli olarak lanse ediliyor. Bu teknoloji uzun far grubu dışında tüm aydınlatmalarda görüyoruz ki bu da kullanıcı deneyimini bir adım yukarıya taşıyor. Sandero ailesinden de tanıdık olduğumuz LED aydınlatmalar gece sürüşünü daha güvenli hale getirmede gayet başarılı. Gündüz farlarının sinyal verilme anında sarıya dönerek yön belirtmesi de Duster'ın dışarıdan bakıldığında daha dikkat çekici bir SUV olmasında önemli bir etken. Makyajla birlikte fotoğraflarda gördüğünüz yeni jantlar da genel resimde büyük fark yaratanlar arasında. Artık marka imzası haline gelen "Y" formunun burada da kullanıldığını görüyoruz ki bu jantların da gerçek hayatta dikkat çeken bir yanı var. Her makyaj operasyonunda olduğu gibi Duster'ın operasyonunda da yeni renk seçenekleri listede. Lansman rengi olan ve bizim de test aracımızda karşımıza çıkan Arizona Turuncu, aracın havasını önemli oranda etkiliyor. Bununla birlikte siyah, gri ve mavinin marka içerisinde özel olarak kodlanan ve isimlendirilen toplamda 7 farklı renk seçeneğini Duster'da seçmek mümkün olacak. Tasarımdaki son değişim ise arka tarafta. Spoiler'da revizyona giden Dacia mühendisleri bu sayede Duster'ın sürtünme direncinde ufak da olsa iyileşme sağlandığının vurgusunu yapıyor. Bu güncelleme aracın tüketimine de minimal bazda da olsa olumlu yansımalar yapmaktan sorumlu. Tasarımdaki bu değişimin etkileri bazı noktalarda eksikleri de barındırmıyor değil. Makyajla birlikte "keşke değişseydi" dediğimiz noktalardan birisi kapı kolları oldu. Hala ilk Duster'daki gibi olan bu kollar, modernleştirilmiş karaktere maalesef uyum sağlamıyor. Bunun dışında dış yapıda halihazırda radikal değişimler yapılmamış olması da tüm beklentilerimizi yeni nesile yönlendirmemize vesile oluyor. Makyajla birlikte ebatlarında bir değişim olmayan Duster'un baş-diz mesafesi ve 478 litreik bagaj hacmi gibi kullanım alanlarında farklılık söz konusu değil. BEKLENTİLERİ KARŞILAYAN KOKPİT ELEMANLARI Makyajla birlikte iç yaşam alanında da konfor odaklı değişimler var. Yeni döşemeler, koltuk başlıkları ve hareketli ön kol dayamaya sahip yüksek orta konsol bizi karşılıyor. Üst donanımlar için konuşursak, Dacia'nın kullanıcıların en çok haşır neşir olacağı noktalar üzerinde çalıştığını rahatlıkla görüyoruz. Kol dayama (bu panelde 1,1 litrelik saklama alanı mevcut), kapı panelleri ve direksiyonda deri kaplama kullanılması bunun doğrudan bir kanıtı niteliğinde olmaya devam ediyor. Ön panelde çok fazla montaj noktası gerektirmeyen yekpare bölümlerin kullanılması da uzun vadeli kullanımlarda oluşacak trim sesini de minimuma indirecek gibi görünüyor. Makyajın en büyük etkisini ise multimedya ekranda görüyoruz. 8 inçlik dokunmatik ekranıyla iki farklı bilgi-eğlence sistemi seçeneği bulunuyor. Sandero ailesinden de alışık olduğumuz sistemin arayüzünün kullanımı gayet minimal ve keyifli. Karışıklıktan uzak bu menüler arasında ihtiyacınız olan bölüme ulaşmanız, akıcı yazılımla birlikte sorunsuz olacak. Bu sistemle birlikte Android telefon kullanıcılarının çok memnun edecek kablosuz Android Auto desteği de geliyor. Telefonunuzu tamamen yansıttığınız bu destek sayesinde navigasyon, müzik, mesaj ve diğer bildirim yönetimlerinizi kolaylıkla yapabiliyor olmanız, Duster'da artırılan konforun belki de en çok hissedildiği noktalardan birisi olacak. Ekrandan sürüş bilgilerinin yanı sıra 4×4 versiyonlarda yan eğim ölçer, eğim açısı, pusula ve altimetre gibi özelliklere de ulaşılabiliyor. Donanım seviyesine bağlı olarak dijital ekranlı otomatik klima, direksiyonda aydınlatmalı kumandalara sahip hız sabitleme, ısıtmalı ön koltuklar ve eller serbest kart sistemi de sunuluyor. Burada da araca anahtarsız giriş ve çalıştırma sağlayan desteğin kusursuz çalıştığını ve konfor elemanlarında yine üst sıraya yazmak konusunda hiç tereddüt etmediğimiz belirtmeden geçmeyelim. 1.500 TL'lik ek ücretle alınabilen ısıtmalı ön koltuklar da özellikle kış mevsimi için kullanıcılar için bir üst segment modellerden alıştığı deneyimi yaşamalarına olanak tanıyor. Kokpitte hissettiğimiz en büyük eksik ise vites topuzu tarafında. Sandero'da da bizi üzen bu bölümde kullanıcıların vites konumunu anlamak için görebileceği bir ışıklandırma konulmaması bizce önemli bir eksik. Sürücü ekranından takip edilmesi gereken vites konumlarının özellikle gece sürüşlerinde yer yer problem yaratabilme potansiyeli söz konusu. Sürücü tarafındaki gösterge panelinde de bir değişim yapılmamış olması tüm bu iç değişimlerde "keşke" dedirttenler arasında. Analog göstergeler arasında konulanan bilgi ekranının en azından renkli bir panele geçişini bu makyajla birlikte görmek isterdik. Duster'ı LPG'li ECO-G versiyonunu satın alan kullanıcılar, yakıt tanklarının doluluğunu bu ekran üzerinden takip edebilecek. EDC ŞANZIMANININ SÜRÜŞE KATTIKLARI Tüm bu parçaların ardından Duster'ın satışlarını doğrudan etkileyecek asıl yeni silahın otomatik şanzıman olduğuna şüphe yok. Renault grubunun pek çok modelinden tanıdığımız EDC, Duster'da 1,3 litrelik turbo benzinli motor kombinasyonuyla artık tercih listesindeki yerini alıyor. Şanzımanın karakteri öncesinde tamamlayıcısı olduğu motordan bahsetmekte fayda var. Renault-Nissan modellerinden bildiğimiz bu motor modellere göre değişmekle birlikte 160 beygir güce kadar esneyen performans aralığıyla karşımıza çıkıyor. Bu makinenin Duster'daki seviyesi 150 beygir güç ve 250 Nm tork oranında veriliyor. Duster bu motor ve EDC kombinasyonuyla birlikte 0'dan 100'e hızlanmasını 9,7 saniyede tamamlarken maksimumda 199 km/s hıza çıkabiliyor ki bu rakamlar da aracın limitlerini düşündüğümüz hiç fena sayılmaz. EDC şanzıman pek çok noktada ekonomi odaklı çalışma prensibine sahip. Volkswagen grubundaki DSG çift kavramaya göre en büyük farkı kuru kavrama tipinde olan bu ünitenin performansı aslında kardeş modellerinden farklı değil. Geçiş aralıkları büyük oranda sorunsuz olan EDC'nin şehir içi kullanımda tatmin edici olduğunu biliyoruz. Manuel kullanıma da olanak tanıyan bu şanzımanın yokuş aşağı inişlerde vites yükseltmeyerek motoru "bağırtma" eğilimi Duster'da da devam ediyor. Burada yer yer kullanıcı müdahalesinin gerektirdiğini söyleyebiliriz. Uzun yol deneyiminde sollama yapmak istediğinizde ise beklentileri karşılayan geri dönüşler alıyorsunuz. Gaz pedalını sonuna kadar zorladığınızda komutu ani hızlanma olarak biraz geç de olsa algılayan şanzıman, devir göstergesinde 6.000 değerini gösteren ve ani hızlanma ihtiyaçlarını karşılayacaK bir performans eğiliminde. Söz konusu ekonomi olduğunda ise EDC kullanıcısını kesinlikle memnun edecek. 500 kilometrelik karma sürüşümüzde 7 litre dolaylarında gezdiğimiz Duster, şehir dışı uzun yol kullanımlarında 6 litreyi de gösteriyor. 50 litrelik bir depoyla gelen benzinli Duster, tam depoda 700 kilometreyi aşan menzil yapabileceğini bizlere gösterdi. Değer çok daha dikkatli kullanımda kullanıcı rekorlarını da beraberinde getirebilir. KULLANIM SINIRLARI Duster, özellikle yerden yükseklik, uzaklaşma ve yaklaşma açılarıyla arazi kullanımında kendi segmentini aşan limitler vadediyor. Yüksek araç furyasının her geçen gün arttığı günümüzde ise bu durum bazı uyarılarda bulunmamızı da gerektirmekte. EDC şanzımanla birlikte Duster'ın doğuştan gelen yükseklik yeteneklerini arazide zorlamak pek iyi bir fikir olmayabilir. Yoğun arazi kullanımı arayan kullanıcıların hala 4x4 ve manuel şanzıman kombinasyonunu tercih etmeleri gerektiğini şiddetle belirtmek istiyoruz. EDC'yi özellikLe şehir içi kullanım ve hafif arazi kaçamaklarında değerlendirmek kesinlikle daha mantıklı olacak. Bununla birlikte Duster'ın asfaltta konfor çerçevesinde bazı sınırları mevcut. YüksekliğiN arazide getirdiği keyfi asfaltta bir noktada feda etmek zorunda kalan araçta, 110-120 km/s hızla birlikte rüzgar sesi kendisini hissettirmeye başlıyor. 130 km/s üzerindeki süratlerle birlikte pek çok dış etmeni daha fazla hissedeceğiniz bir deneyim söz konusu. Bununla birlikte Duster'ın elektronik direksiyonu da şehir içinde getirdiği büyük kullanım kolaylığını ve konforunu yer yer boşluğa düşmelerle farklı bir karakterde gösteriyor. Gövdenin biraz daha fazla salınımlı olduğu Duster'da özellikle yoğun virajlı yollarda sürücü ve yolcuların konforu için sakin kullanım şart. TÜM PARÇALAR BİR ARADA Duster, yollara çıktığı ilk andan itibaren hedef kitlesi odağında nokta atışlarla adeta emeklemekten yürümeye geçen bir bebek gibi günümüze kadar taşındı. Otomobil dünyasının dönemsel olarak geçirdiği gelişmelerden optimal şekilde güçlendirilerek yoluna devam ettirilen ailenin satış başarısını yine devam ettireceği bir listenin karşımızda durduğunu söyleyebiliriz. Açıklanan fiyatlara baktığımızda güncel Türkiye pazarına göre fazlasıyla makul olarak kabul edebileceğimiz rakamlar dikkat çekiyor. Test konuğumuz olan Prestige Plus paketi lansmana özel olarak 262.000 TL yerine 249.900 TL'den satışa sunuluyor. 1 ay boyunca indirimli lansman fiyatlarını koruyacağını açıklayan Dacia cephesi, bu süreçte kullanıcılardan hatırı sayılır talep bekliyor. 500 kilometrelik sürüş sonrasında Duster ile yollarımızı ayırırken fiyat/performans odağındaki başarısını korumakta zorlanmayacağı izlenimine kapılıyoruz. EDC şanzımanla birlikte pek çok kullanıcı için artık en büyük eksiği kapanan ve doğrudan radara giren modelde, makyajla birlikte gelen teknolojik desteklerin de bu yeni kitlenin beklentilerini karşılayacak optimizasyonu var. Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde kendi çerçevesinde adeta rakipsiz olan Duster adım adım gelişmeye devam ederken, önümüzdeki süreçte geçeceği yeni neslindeki beklentilerimizi artırmayı da başarıyor. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA