Laboratuvarda üretilen yapay elmaslar kanlı elmas ticaretine son noktayı koyabilir mi?

05 Mayıs 2014 17:21


Bugün kanlı elmas adıyla anılan ve iç savaşın hüküm sürdüğü ortamlarda sağlıksız ve zorlu çalışma koşullarıyla elde edilen elmas ve pırlantalar, en mutlu günleri taçlandıran bu cevheri tartışmalı bir değere dönüştürüyor. Ancak laboratuvarda üretilen ve artık neredeyse doğal elmaslar kadar saf olması sağlanabilen yapay elmaslar bu kanlı ticaretin sonlandırılması için bir umut olabilir. Şu anda dünya kuyumculuk sektörünün sadece yüzde 2’sini oluşturan yapay elmas, madenciliği ortadan kaldırma potansiyeli taşıyor.

Bu konuda öncülük ederek laboratuvarda üretilmiş pırlantaları satmayı tercih eden vicdan sahibi firmalar da var. Bu firmalarda cevherler ufacık bir elmas “tohumundan” elde ediliyor. Karbon açısından zengin bir ortama yerleştirilen bu tohum, elmas haline gelene kadar atom atom büyüyor. Üstelik üretilen elmaslardan bazıları doğadaki en saf elması temsil eden “tip IIa” sınıfında.


Üstelik bu tip üretimle ortaya çıkan karbondioksit emisyonu doğal elmas madenciliğinin beşte biri. Bu da demektir ki, tüm elmasların laboratuvar ortamında üretilmesi durumunda 750 milyon kilometrelik otomobil emisyonuna eşdeğer karbondioksit emisyonu önlenmiş olur.

Ancak laboratuvarda üretim kanlı elmaslara çözüm olmakla birlikte tek başına yeterli değil. Özellikle çocukların zorlu koşullar altında çalıştırıldığı ortamlarda yaşayan toplulukların bazıları madencilik dışında gelir kaynağına sahip değil. Dahası genellikle karlılığın insan vicdanını yendiği bir dünyada yaşıyoruz. Yine de parmağımızda taşıdığımız taşların arkasındaki hikayeyi daha fazla insanla paylaşmak, özellikle laboratuvar elması almak isteyen bir kitle yaratabilir.

Paylaş