The Evil Within incelemesi

The Evil Within’in beklentileri yükseltmesinde kullanılan afişin katkısı yadsınamaz. Ağzı yüzü dikenli tellerle kaplanmış bir adamın gözüne doğru uzanan logo, son derece vahşi bir oyunla karşılaşacağımızı haber veriyordu bize. Elimizdeki oyunun bu beklentiyle uyuştuğunu söylemek pek mümkün değil ne yazık ki Elbette sadece bir afiş üzerinden beklenti yaratıldığını söylersek haksızlık etmiş oluruz. Asıl olay, The Evil Within’in korku türünün usta ismi Shinji Mikami’nin Resident Evil 4 sonrası kollarını sıvadığı ve türe dönüş yaptığı ilk oyun olmasıydı. Mikami sonrası belini bir türlü doğrultamamış olan Resident Evil’ın hali ortada olduğundan, yeni bir oyuna da fazlasıyla ihtiyaç duyuluyordu açıkçası. “Bu oyun kesinlikle gerçek bir hayatta kalma korku oyunu olacak. Yeni çıkan oyunların daha çok aksiyon-korku türünde olmasından dolayı hayal kırıklığı yaşıyorum,” diyerek fanatiklerini daha da heyecanlandırmaktan geri kalmamıştı üstelik Mikami. Ancak burada ilginç olan, bizzat kendisinin Resident Evil 4 ile seriyi daha fazla aksiyona döndürmüş olmasıydı. Bu açıklama sonrası herkes ister istemez Resident Evil serisinin ilk oyunlarına yakın bir içerik görmeyi bekledi fakat sonuç hiç de öyle olmadı. The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA GEÇMİŞE TAKILI KALMAK Yapısal anlamda nasıl bir oyunla karşılaşacağınızı merak ediyorsanız, aklınıza getirmeniz gereken oyun kesinlikle Resident Evil 4 olmalı. Görsel tarzdan mekaniklere kadar her şey buram buram o oyunu hatırlatıyor çünkü. Ve evet, karşımızda kesinlikle aksiyonu ağır basan bir korku oyunu var. Hatta öyle ki, korku ögeleri fazlasıyla sınırlı kalmış bile diyebiliriz. The Evil Within’in verilen sözler ve anlatılanlarla taban tabana zıt bir görüntüsü var. Aslında oyuna başladığınızda beklentilere oldukça yakın bir görüntünün içinde buluyorsunuz kendinizi. Detektif Sebastian Castellanos, vahşi bir cinayet vakasını incelemek üzere ekibiyle birlikte bir hastaneye gidiyor. İçeriye adımını attığı andan itibaren korkunç derecede kanlı bir manzara ile karşılaşan dedektif, göz açıp kapayıncaya dek kendisini ayaklarından asılı bir şekilde sallandırılmış vaziyette buluyor. Bu noktadan sonra hayvani cüssesiyle yüreklere korku salan bir karakter ile kedi fare oyunu oynamaya başlayan Castellanos, yarım saat boyunca vücudunuzdaki her kasın çalışmasına sebep olacak kadar tedirgin edici eylemlerle karşılaşmak zorunda kalıyor. İlk bölüm bitip, ormanlık bir alanda kendinize geldikten sonra ise her şey değişmeye başlıyor. Gerilimin tavan yaptığı atmosfer bir anda elde silah düşman avladığınız bir hale dönüşüyor ve The Evil Within, yapması gerekenleri bir anda tüketmişçesine boşluğa düşüyor. Elbette bu durumu ne kadar olumsuz alacağınız tamamen size kalmış durumda. “Öyle tir tir titretecek bir korku oyunu istemiyorum ben zaten, Resident Evil 4’ün ayarı tam kıvamındaydı” diyorsanız bu oyundan keyif almamanız için hiçbir sebep yok. Ancak yine de, o açıdan yaklaştığımızda dahi RE4 seviyesinin bir tık altında kalındığını görüyoruz. Çünkü artık 2005 yılında değiliz ve aksiyon türü geçen dokuz yıl içerisinde çok önemli değişikliklere uğradı. The Evil Within’in en büyük problemi de kimlik karmaşası yaşıyor olması aslında. Mikami usta, en iyi bildiği aromayı hayata geçirmek isterken bir yandan da yeni mekaniklere sırt çevirmek istemeyince ortaya kişiliğinden emin olmayan bir oyun çıkmış. Gizlilik bölümlerinde The Last of Us esintilerini fazlasıyla hissedeceğinizi söyleyebiliriz. Resident Evil 4 dünyasında yaşayan ancak The Last of Us’ın içindeymiş gibi hareket eden düşmanlar, çok daha orijinal bir içerikle karşılaşmak isteyenleri üzecektir haliyle. Bir kere şu etraftan şişe bulup bir yere fırlatarak dikkat dağıtma eylemini her hayatta kalma korku oyununda kullanmayı bırakmalılar diye düşünüyoruz. Tamam, sese duyarlı beyinsiz düşmanlar karşısında efektif bir yol olduğunu kabul ediyoruz ancak daha yaratıcı fikirler üzerinde çalışmaya engel olmamalı bu durum sanki. Bir de gerçeklikle alakası olmayan, normal bireylerin yer almadığı bu ortamlarda kim kullanıp atıyor ki bu boş şişeleri yani? Sağda solda sendeleyen ve naralar atan birkaç ayyaş görelim bari, gerçekçiliği artırır hiç olmazsa… The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA KANI BOL BULUNCA Korku oyunu olarak değerlendirmiyorsak hangi sınıfa dahil etmeliyiz peki The Evil Within’i? Vahşeti fazla kaçmış, tansiyonu yüksek bir aksiyon oyunu olarak nitelendirebiliriz rahatlıkla. Kan kullanımı o kadar üst seviyede ki, korkutmaktan ziyade mide bulandırmaya yarıyor çoğunlukla. Vura vura kafasını patlattığınız bir düşman sonrası resmen vücudunuz görünmeyecek bir hale geliyor kandan. İşin komik yanı ise, bembeyaz bir gömleğe sahip olan dedektifimizin sadece birkaç saniye içinde tüm kandan arınmış bir şekle geri dönüyor olması. Bari koyu renk bir şey giydirseydiniz de belli olmasaydı diye düşünmeden edemiyor insan. Ancak oyun çok kötüymüş gibi sürekli olumsuz yanlarından bahsetmeyelim biz yine de. Bir kere mekan çeşitliliği anlamında ortaya harika bir iş koyulmuş. Neden olduğunu uzun süre anlayamadığınız bir sebeple sürekli olarak farklı bölgelerde buluyorsunuz kendinizi ve bu bölgelerin tamamı oldukça ilginç tasarımlara sahip. Yarım saat içinde kanlı bir hastaneden ellerinde meşale ile dolaşan düşmanlara sahip bir kasabaya geçiş yapınca ne denli büyük bir karmaşanın içinde olduğunuzu siz de hemen anlayacaksınız. Mekan çeşitliliği anlamında son yılların en zengin içeriğini barındırıyor oyun belki de. The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA MİNİK ÇAKALLIKLAR Bütün bunların yanında asıl bahsedilmesi gereken şey ise atmosfer bize göre. Tamam, korkutma anlamında yeteneksiz bir oyun The Evil Within ancak yarattığı atmosfer kesinlikle ilgi uyandırmayı başarıyor. Bunda, kullanılan görsel tarzın etkisi oldukça büyük. “Daha sinematografik, adeta film gibi” olması için sabitlenen 30 fps kare oranı da doğru bir seçim olmakla birlikte, görüş açısının haddinden fazla dar olduğunu söylemeliyiz. Bunun bilinçli bir tercih olduğu ortada çünkü elle yapılan ayarlamalarla bu kısıtlamanın önüne geçebiliyorsunuz. Oyuncunun neyin geldiğini göremeyerek panik olması adına dar bir görüş açısı kullanılmasının basite kaçmak olduğunu düşünüyoruz biraz. Aynı durum kamera kullanımında da geçerli. Karaktere çok yakın ve kontrolü ciddi anlamda zorlaştırılmış olan kameranın da sırf panik olmayı sağlaması için özellikle bu şekilde ayarlandığı çok belli oluyor. Resident Evil 4 için de benzer bir sorun geçerliydi ancak o dönemin koşullarında çok bayağı durmuyordu bu durum. Üzerinden iki nesil geçmiş bir oyunda aynı mekanikleri kullandığınızda oyuncu bunu yemiyor artık sevgili yapımcılar, üzgünüz… The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA AH BE USTAM! Grafiksel anlamda oldukça ortalama olduğunu söyleyebileceğimiz oyun, özellikle düşman tasarımlarında başarılı bir iş çıkarıyor. Alıştığımızın çok daha üzerinde bir sayıya sahip olan boss karakterlerin tasarımları üzerinde ciddi emek harcandığı belli oluyor. Ancak hiçbirisi akıllardan çıkmayacak bir seviyede de değiller tabii. The Evil Within, oyuncuyu rahatsız etme konusunda oldukça başarılı olan güzel bir aksiyon oyunu. Ancak ne yazık ki kesinlikle Shinji Mikami’den beklenen o efsanevi korku oyunu değil. The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA Eğer kandan rahatsız olan biriyseniz kesinlikle bu oyundan uzak durmalısınız. Kan bankası soyup, bol bulunca sağa sola boca etmişler gibi bir durum var çünkü. Düşman tasarımları ilginç ile saçma arasındaki ince çizgide gidip geliyor. Kafasında bir kasa olan adamı siz nasıl değerlendirirsiniz bilemiyoruz tabii… Konu mekanlara geldiğinde ise yapımcı ekip gerçekten dersini iyi çalışmış. Çevre tasarımları, atmosfere oldukça olumlu katkı sağlayacak şekilde hazırlanmış. Oyunda enteresan bir şekilde geliştirme ekranı da bulunuyor. Kendimizi, silahlarımızı ve envanterimizi geliştirebildiğimiz bu sistemin cidden ilginç bir yapısı var. The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -7PUAN- GRAFİK -7PUAN- EĞLENCE -8PUAN- SES – MÜZİK -7PUAN- 7,8 YAPIMCI - DAĞITICI • TANGO GAMEWORKS • BETHESDA SOFTWORKS PLATFORM • PC, PS3, PS4, XBOX 360, XBOX ONE FİYAT 120TL(PC) The Evil Within ► GİRİŞ ► GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ► KANI BOL BULUNCA ► MİNİK ÇAKALLIKLAR ► AH BE USTAM! ► DETAYLAR ► PUANLAMA

The Evil Within incelemesi

PUANLAMA

YAPIMCI – DAĞITICI

PLATFORM

The Evil Within

İLGİLİ HABERLER