Total War: Shogun 2 incelemesi

23 Haziran 2011 12:15


Uzunca bir zamandır PC platformuna özel bir oyun incelememiştik. Evet, Shogun 2 tamamen PC için geliştirilmiş bir oyun. Ve yine evet, sapına kadar da bir PC oyunu. Bundan tam 11 yıl önce çıkan ilk Total War oyunun direkt devamı şeklinde kurgulanmış. Hatırlayacak olursanız ilk Total War oyunu da eski Japon derebeyliklerini konu alıyordu. Gerçekten de oyun dünyasının köşe taşlarından biri olmayı başarmıştı. Sıra tabanlı diplomasi ekranıyla, gerçek zamanlı savaşları başarılı bir şekilde harmanlayan oyun tarzı ve sağlam teknik özellikleri, oyunun kısa zamanda birçok hayran edinmesine yol açmıştı. Şimdi tekrar 16. yüzyıla geri dönüyoruz ve Japonya’nın klan savaşlarının ortasına atılıyoruz.

KENTTEN KÖYE
Onin Savaşı’nın sonrasında Japonya derebeyliklere bölünmüş durumda. Her bir klan birbiriyle amansız bir savaş halinde. Oyunda bu klanlardan birinin yönetimini alarak başlıyoruz işe. Her bir klanın birbirinden çok farklı özellikleri bulunuyor. Oyunun belki de en sıkı taraflarından biri de bu. Klanların özellikleri birbirinden oldukça farklı ve her biri bambaşka stratejiler izlemenizi gerektiriyor. Oyunun nihai amacı diğer klanlara üstün gelerek Japonya’nın yönetimini ele geçirmek. Her bir klanın başlangıç pozisyonu, politik durumu ve askeri gücü farklı. Örneğin bir klanın asker üretim maliyeti oldukça düşük ve bu sayede düşük fiyata büyük ordular geliştirebiliyorsunuz. Fakat nicelik olarak oldukça tatminkar olan askerlerin kalitesi düşük olabiliyor. Diğer taraftan başka bir klan deniz ticaretinde çok daha baskın olabiliyor. Haritayı sadece askeri yollarla domine edecek değilsiniz ya? Ticarete yoğunlaşıp zenginleşerek de diğer klanlara üstünlük kurabiliyorsunuz. Klanların işlenişi ve oyundaki farklılıkları bir yana, Shogun’u diğer Total War oyunlarından ayıran en önemli unsurlardan biriyse savaşların, oyunun Avrupa’da geçen bölümlerinden son derece farklı olması. Hatırlayacağınız üzere Total War serisinin son oyunları sürekli Avrupa’daki savaşları konu alıyordu. Geliştiriciler uzak Asya’nın eski savaş ortamını, sanal aleme taşırken son derece detaycı davranmışlar. Yapay zeka direkt olarak Sun Tzu’nun, Savaş Sanatı adlı eserinde bahsettiği prensipler temel alınarak yazılmış. Serinin son oyunu olan Empire’ın aksine harita bu kez dar ve birim sayıları daha düşük. Ancak durumun böyle olması kesinlikle oynanışın zenginliğinden bir şey kaybettirmemiş. Aksine, geliştiriciler bu sayede coğrafi koşullara, politik durumlara ve birimlerin özelliklerine daha çok eğilebilmişler. Bu nedenle oyunun alıştığımız derinliğinden kaybolan hiçbir şey yok. Daha önce belirttiğimiz gibi oynanış, gerçek zamanlı ve sıra-tabanlı strateji oyunlarının bir harmanı şeklinde kurgulanmış. Biz hem klan liderini hem de orduların komutanını canlandırıyoruz. Diplomasi ekranında, hem ticareti hem diğer klanlarla olan ilişkileri hem de üretimi gerçekleştiriyoruz. Savaş ekranıysa gerçek zamanlı savaşların yaşandığı bölüm. Burada ordularımıza komuta ederek savaşları kazanmaya çalışıyoruz. Fakat oynanış bu cümleleri kurmak kadar kolay değil elbette… Bir klan lideri olarak sürekli büyümeye odaklanmalısınız. Yeni toprakları almalı, yeni binalar ve birimler üretmelisiniz. Ekonomik olarak büyürken, teknolojik anlamda geliştirmeler kurgulamalısınız.

KLAN SAVAŞLARI
Birkaç satır önce savaşmanın, toprakları domine etmek için tek seçenek olmadığını söylemiştik. Diplomasi kanallarını kullanarak da bunu yapabilirsiniz. Politik manevralar yapmak, istihbarat için ajanlar yollamak mümkün. Oyunda suikast için ninjalar yetiştirebiliyorsunuz. Aynı şekilde ajanlık yapmaları için klan liderlerine geyşalar yollamak da mümkün. Taktik seçenekler neredeyse sınırsız. Stratejik derinliği sağlamak için oyuna kahraman sistemi de eklenmiş. Generaller ve ajanlara belli karakteristik özellikler ve diğer karakterlerin çok üzerinde yetenekler eklenmiş. Burada basit bir karakter geliştirme sisteminden söz edebiliriz. Bu karakterler tecrübe puanı kazandıkça yeni özelliklere sahip olup daha da güçlenebiliyorlar. Elbette bu karakterlerin sizi satmaması için onların sadık kalmalarını sağlamak zorundasınız.

KAHRAMANLIK ZAMANI
Shogun 2’de savaşlar, serinin diğer oyunlarından alışık olduğumuz üzere geniş alanlarda ve yüzlerce askerin arasında cereyan ediyor. Burada oyun yapısında pek bir değişiklik yok ancak coğrafi etmenler ve dönemin şartlarında klanların kurduğu kaleler, oynanış olarak yeni stratejiler gerektiriyor. Örneğin, daha önce kale kuşatmalarında, havan topları gayet mantıklı bir stratejiydi. Ancak Japon yerleşkelerinde duvar savunması diye bir şey yok. Daha çok içeri doğru sarmal bir şekilde devam eden avluları ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Ayrıca deniz savaşları da oldukça farklı. Yüzen kaleleri anımsatan gemilerde hem göğüs göğüse hem de diğer silahlarla savaşmak mümkün. Genel olarak oyunun savaş şartları ve enstrümanları çok çok farklı.

TEK KOMUTAN!
Oyunun çok oyunculu seçenekleri de oldukça başarılı. Sekiz kişiye kadar online olarak kapışabiliyorsunuz. İki kişi omuz omuza senaryo modunda oynama şansınız da var. Ancak asıl güzellik bir kişinin klan lideri olup diğer oyuncuların ordu komutanı olduğu seçenek. Bu oyun tipinde bir oyuncu direkt lider olup diğer oyuncuları yönetebiliyor. Kısacası Total War: Shogun 2 eksiksiz bir strateji deneyimi sunuyor bizler için. Öğrenme eğrisi biraz yüksek olsa da biraz sabrederek rahatlıkla altından kalkabilirsiniz. Basit oyunların etrafımızı sardığı bu günlerde, bu tip derinlikli yapımların çoğalmasını diliyoruz.

► Detaylar ve puan tablosu sayfa 2‘de

Sayfa: 1 2

Paylaş