Uzmanından dinleyin; “Apple Maps neden Google Maps’in çok gerisinde?”

25 Aralık 2017 09:30

Apple Maps’in geliştirilmesinde katkıda bulunan haritacı Justin O’Beirne, Google Maps’in neden daha üstün olduğunu açıklıyor.

Apple Maps’in geliştirilmesinde katkıda bulunan Justin O’Beirne, geçtiğimiz günlerde oldukça detaylı bir makale ile iki uygulama arasındaki farkları açıkladı. Google Maps’in (Google Haritalar) Apple’ın harita uygulamasına kıyasla nasıl çok daha gelişmiş olduğunu vurgulayan O’Beirne, aradaki farkın sadece büyük şehirlerde değil küçük şehirlerde de gözlemlenebildiğini söylüyor. Kısacası Google’ın katman katman işlenen haritasına yetişebilmek için Apple’ın kırk fırın ekmek yemesi gerektiğini belirtiyor.

Aradaki en büyük farklardan birinin “binaların ayrıntılı planı” olduğuna dikkat çeken O’Beirne, Apple dahil kimsenin bu detaylara sahip olmadığını ekliyor. Google hariç elbette. Birkaç yıl önce Google’da da yer almayan bu bina detaylarının harita uygulamasına yeni eklendiğini de söylemeden geçmiyor. Olayı biraz daha genişleten O’Beirne, Google’ın bu eklediği plan taslaklarının sadece binalarla kalmadığını, “yapıları” olduğu gibi uygulamaya aktardığını örneklerle gösteriyor. Yani evin garajı da inşa edildiği şekilde Google Maps’teki yerini alıyor. Bu detaylı çalışma elbette ortaya etkileyici bir sonuç çıkarıyor. Üstelik bu detayları büyük şehirlerde değil nispeten küçük şehirlerde yapıyor.

Veriler yıllardır toplanıyor

Google küçük şehirleri de içine alan ve binaların detaylı taslaklarını oluşturan veri havuzu için ilk duyurusunu 2012 yılında yapmıştı. Hem gökyüzünden hem de karadan yaptığı çalışmalarla detaylı bir veri havuzu oluşturan Google’ın elinin altındaki veriye diğer şirketlerin ulaşması için epey yol olduğu vurgulanıyor. O’Beirne, böylesine geniş bir veri havuzunun ileride artırılmış gerçeklik alanında kullanılabileceğini vurguluyor. Otomobilinizde yer alan asistanın yakınlarda randevunuz olduğu bir binayı işaret ederek randevu saatinizi hatırlatması gibi… Google’ın kendi gelecek planları ise elbette şimdilik gizemini koruyor. Justin O’Beirne’ın örneklerle şekillendirdiği yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Paylaş