Avrupa Birliği, uzun zamandır gündemde olan dizel ve benzinli araç yasağı konusunu halen tam olarak yasalaştıramadı.
2035 yılında Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde “yeni” dizel ve benzinli otomobil satışı yapılması istenmiyor. AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu müzakerecileri ile düzenlemeyi hazırlayan Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl üreticilerin karbondioksit (CO2) emisyonlarını 2035 yılına kadar yüzde 100 azaltması gerektiği konusunda anlaşmışlardı. Geçtiğimiz ay süreç resmi olarak onaylandı ve böylece AB’de fosil yakıtla çalışan yeni araçların satışı 2035 için imkânsız hale getirildi. Ancak sürece geçtiğimiz hafta yasa haline getirme öncesinde bir engel çıktı. Avrupa’nın en güçlü otomotiv endüstrilerine sahip olan ülkelerinden Almanya ve İtalya, süreçte sentetik yakıtlar (Ya da E-Yakıt, su ve karbondioksitten elektrik kullanılarak üretilen sentetik yakıta verilen genel bir isim) için bir koruma istediklerini söyledi. Bu yüzden sürecin yasalaştırılması için yapılacak oylama halen açıklanmayan ileri bir tarihe ertelendi. Almanya, Avrupa’yı tüm teknolojilere açmanın gerekli olduğuna inanıyor, içten yanmalı araçların da uygun yakıtlar ile çevreci yapılabileceğini düşünüyor. Bu konuya bugün bir destekçi daha eklendi. Avusturya şansölyesi Karl Nehammer, ülkesini bir “otomobil ülkesi” olarak tanımladığı Avusturya’nın gelecek vizyonuna ilişkin siyasi konuşmasında, AB liderlerinin bu konuda oylama yapması halinde “Ben de içten yanmalı motorların yasaklanmasına karşı çıkacağım” dedi. Burada sadece tek bir gelecek altyapısını kabul etmeyen Nehammer, sürece ilginç şekilde olumsuz bakan isimler arasına dahil oldu.
İtalya Enerji Bakanı, yenilenebilir yakıtlarla çalışan araçların elektrikli araçlarla eşit derecede temiz kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak uzmanlar bunun tam olarak söz konusu olmadığını belirtiyor ve temiz çevre için tek yolun elektrik olduğu aktarılıyor. Dünya otomobil devi Honda da sentetik yakıtlar üzerinden 2040 yılına kadar içten yanmalı araçlar sunmaya devam edeceğini belirtiyor. Avrupa’daki yasak kesinleşse bile başka ülkelerde tamamen elektrikli ulaşım için daha uzun bir süre beklenmesi gerekecek gibi görünüyor.
2035 yılı için planlar güzel ancak çoğu kişi / firma halen tarihin daha erkene çekilmesi gerektiğini düşünüyor (Polestar ve Rivian bu konuda kısa süre önce ortak bildiri yayınlamıştı). Çünkü artık hemen her aracın elektrikli versiyonu bulunabiliyor, bazı çok spesifik iş makinelerinin dahi elektrikli versiyonları ticari olarak satışta bulunuyor. Küresel ısınmanın etkisini ciddi şekilde gösterdiği bu dönemde, 2035’in beklenmesi büyük bir kesim tarafından çok mantıklı bulunmuyor. AB, aldığı uzun vadeli karar ile otomobil firmalarının zarar etmesini engellemek istiyor ancak süreçte mutlaka bazı fedakarlıkların yapılması gerekiyor.