Resident Evil 6 incelemesi

27 Kasım 2012 16:54


ÇOKTAN BİR MODERN ZAMAN FENOMENİ HALİNE GELEN RESIDENT EVIL, SERİNİN ALTINCI OYUNUYLA BİRLİKTE ESKİ VE YENİ KAHRAMANLARINI TEK KADERDE BİRLEŞTİRİYOR. UMUDUN KALMADIĞI BİR DÜNYADA NEREYE KAÇABİLİRLER Kİ?

Bu satırların yazarı için Resident Evil serisi ayrı bir önem taşır. 1997 yılında Resident Evil’ı ilk oynadığımız zamanlarda B-movie’leri andıran tarzı ancak bir yandan da sağlam şekilde korku öğelerine yer vermesi oyunu çok farklı bir yere taşımış ve adına “korku-hayatta kalma” dediğimiz farklı bir türün tanımlanmasına yol açmıştı. Türlü mahlukatlarla dolu bir malikanenin içinde teker teker avlanan özel tim üyelerinin çaresizliği, yıllar boyu unutamayacağımız anlar hediye etmişti bizlere. Seri, dördüncü bölümüyle birlikte kabuk değiştirmiş ve biraz daha aksiyon ağırlıklı bir oyun haline gelmişti. Beşinci oyun iyiden iyiye korku unsurlarını bir kenara bırakıp tam anlamıyla bir aksiyon-shooter olarak düşmüştü raflara. Bu durum oyunun sadık hayranlarının pek hoşuna gitmemiş ve serinin gidişatından endişe duyduklarını söylemelerine sebep olmuştu. Fakat bu kez durum farklı… Geliştiriciler tüm serinin en sevilen özelliklerini altıncı oyunda bir araya getirdiler. Ortaya hem hayatta kalma hem korku hem de aksiyon türlerinin birleşiminden oluşan soluksuz bir macera çıktı. Resident Evil 6 belki de şimdiye kadarki en uzun Resident Evil deneyimine sahip ve içinde her biri tek başına oyun olabilecek kadar iyi tam dört farklı oyun sunuyor. Oyunun diğer modlarını ve özelliklerini eklersek de ortaya içerikle dolu harika bir paket çıkıyor.

BİYOLOJİK TERÖR
Resident Evil 6, serinin hem yeni hem de eski hayranlarını mutlu edebilecek kadar dolu bir içeriğe sahip. Oyunda tam dört farklı senaryo bulunuyor. Leon-Helena, Chris-Piers, Jake-Sherry ve diğer üçünü bitirince açılan Ada Wong’un senaryoları 35 saatin üzerinde bir hikaye akışı sunuyor bizlere. Ada’nınki dışında bu senaryoların tümünü ister co-op, isterseniz de tek kişi olarak oynayabiliyorsunuz. Diğer yandan hikayelerin temaları da birbirinden oldukça farklı. Örneğin, Leon’ın senaryosu biraz daha Resident Evil 2’ye yakın duran ve korku öğelerinin ağırlıkta olduğu bir düzleme sahip; Chris’in senaryosunda daha çok aksiyon ön planda. Jake’in hikayesiyse ikisinin birleşiminden oluşurken tıpkı Resident Evil 3’ün Nemesis’i gibi sürekli ensenizde olan bir yaratık olan Ustanak’la tanıştırıyor sizi. Tüm karakterlerin yolları zaman zaman kesişiyor ve büyük resmi daha net görebilmenizi sağlayan hikaye parçaları içeriyor. En son açılan Ada’nın hikayesiyse diğer üç senaryoyu birleştirip karanlıkta kalan noktaları açığa çıkarıyor. Geri plan hikayesi o kadar güzel birleştirilmiş ki tempo ve merak bir an bile düşmüyor. Tüm hikayeler size hikaye örgüsü hakkında ipuçları sağlıyor ama kesinlikle tüm soruları cevaplamıyor. Asıl sürprizlerse son bölüme saklanmış durumda. Resident Evil 6, serinin cidden şimdiye kadarki en büyük macerası. Bu bölümde kim tarafından planlanıp uygulamaya konulduğu belli olmayan küresel bir biyoterör olayıyla karşı karşıyayız. ABD, Çin ve Edonia yeni bir tip virüs olan C-virus’ın saldırısı altında. Hatta oyunun hemen başında ABD Başkanı bile zombiye dönüşüp yakın koruması ve dostu Leon tarafından öldürülüyor. Kriz çok ciddi ve ölçek çok büyük… Bu nedenle oyun uzun sürüyor ve çok farklı tiplerde görev yapılarına imkan sağlayan bir altyapı sunuyor. Oyun boyunca çok farklı tipte düşmanlarla çatışacak, araç kullanacak ve bol bol QTE’lere (Quick Time Event) maruz kalacaksınız. Resident Evil 6 bu farklı tipte oyun özelliklerini tam yeri ve zamanında kullanmış ve oyunun temposunu çok üst düzeyde tutabilmeyi başarmış. Özellikle kaçış sahneleri çok başarılı. Bazen insanüstü refleksler gerektirse ve sizi çok yorsa da soluk soluğa kalıyorsunuz. Önce bir ton yaratıkla savaştığınızı; ardından C-virus’tan etkilenmiş devasa bir canavarın peşinize düştüğünü; siz kan, ter içinde ondan kaçmaya çalışırken bir yandan da helikopter ateşine maruz kaldığınızı, bu sırada uçurumdan aşağı düşmemeye çalıştığınızı düşünün. Oyun bir yandan sizi soluksuz bırakırken, bir yandan da kamera açılarını olabilecek en sinematik şekilde kullanıyor ki hem oynayanın hem de izleyenin ağzını açık bırakıyor. Oyunun genel olarak atmosferi ve size sunduğu ortam hem korku hem de aksiyon temalarını yoğun bir şekilde içeriyor.

Sayfa: 1 2 3 4

Paylaş