Birkaç aydır hiç durmayacakmış gibi görünen oyun yağmuru, aralık ayının gelmesi ile birlikte bıçak gibi kesildi. Just Cause 3 ile beraber yeni yılın son güzelliği olarak kabul edebileceğimiz Rainbow Six: Siege, kapanışı hiç de fena olmayan bir şekilde gerçekleştiriyor
Tom Clancy’s isminin mühür gibi kanına işlediği serilere fazlasıyla aşinayız artık. Bildiğiniz üzere Tom Clancy’s markası, Splinter Cell, Ghost Recon ve Rainbow Six gibi üç büyük külliyatın omurgasını oluşturuyor. Tek başına bu üç seriden toplamda 38 Tom Clancy’s oyunu çıktı bugüne dek. EndWar ve H.A.W.X. gibi yan oyunlarla da evreni genişletmeyi ihmal etmediler. Zaten bu genişletmenin en kallavi boyutta olanını da, bu sene The Division ile gerçekleştirecekler.
Bu serilerin her biri aynı evrende geçiyor olsa da, hepsinin temsil ettiği farklı bir yapı var. Kimisi tamamen gizliliğe sırtını yaslarken, kimisi takım çalışmalı operasyonları merkezine alıyor. Ancak hepsinin tek bir ortak noktası var: Taktiksellik! Özellikle Rainbow Six serisi, takım çalışmasını ve beraberinde getirdiği taktiksel bütünlüğü kusursuzca işlemesiyle dikkat çekiyor. Siege’den de beklentimiz tam olarak buydu.