Samsung Galaxy Note7’nin hayaleti, Galaxy S8’deki detaylarda yaşıyor

Galaxy S8‘deki üç küçük detay; sevenleri çoktan affetmiş olsa da, Samsung‘un halen Galaxy Note7‘nin batarya trajedisiyle sarsılmış durumda olduğunu gösteriyor.

Samsung’un aylar önce geri çağırdığı milyonlarca Galaxy Note7 ile ne yapacağı bir zaman boyunca merak konusu olarak kalmıştı. Geçtiğimiz haftalarda Samsung, geri çağırdığı Note7’leri yenileyip özellikle “gelişmekte olan” pazarlar başta olmak üzere bazı bölgelerde yeniden satışa sunacağını duyurduğunda, Samsung’un nihayet Galaxy Note7’nin batarya trajedisini geride bıraktığı düşünülmüştü.

Bu arada piyasaya sürülen Galaxy S8 serisinin uyandırdığı heyecan ve aldığı övgüler de Samsung için bir umut ışığı olmuştu. Samsung’un yıllardır rakiplerinin daha ucuz ekran tercihlerine inat OLED ekranları kullanmaya ve geliştirmeye olan aşkı sayesinde, Galaxy S8’in kendisine hayran bırakan bir ekranı var. Display Mate de Samsung Galaxy S8‘in ekranına mümkün olan en iyi puanı, A+‘ı vererek bunu onaylamıştı. Xiaomi Mi Mix ve S8 aynı zamanda piyasadaki en iyi ekran/gövde oranına sahip. Öyle ki, dikkatli bakıldığında iPhone dahil birçok rakibini “hantal” gösterebiliyor.

Galaxy S8 ile uzunca vakit geçirme fırsatı bulan teknoloji analistleri ise, Galaxy S8’in yazılımındaki üç küçük detayı farklı bir açıdan değerlendirdiler. Samsung ekonomik olarak Galaxy Note7’yi ardında bırakacak kadar cesaretli görünse de, Galaxy S8’deki bu detaylar, şirketin psikolojik olarak Galaxy Note7’nin yol açtığı trajediden ne denli etkilendiğinin bir göstergesi olabilir mi?

1 – Samsung Galaxy S8’in ekran çözünürlüğü 1080p’ye ayarlı geliyor

LG 2014’te G3’e laptoplar dahil birçok cihazda standartlaşmış 1080p yerine 2560×1440 piksel quad HD bir ekran koyduğu zaman, teknoloji dünyası bu kadar ekstra pikselin gerçekten gerekli olup olmadığını sorgulamıştı. Ancak kısa zaman sonra, Samsung, HTC ve Huawei başta olmak üzere tüm premium cihaz üreticileri LG’nin izinden gitmeye karar vermişlerdi. Sonuçta, quad HD, markaların amiral gemisi telefonları için bir standart olmuştu. Kullanıcı sonra istediği gibi azaltabilse de, tüm bu telefonlar kutudan çıktıkları anda quad HD çözünürlüğe ayarlı halde geliyordu.

Fakat fabrikadan çıkan Galaxy S8’in ekranı 1080p’ye ön tanımlı halde geliyor. Galaxy Note 7’nin iddialı ve “sıkıştırılmış” bataryasından sonra, Galaxy S8 ve Galaxy S8+’ın bataryaları seleflerinden daha küçük: 3.000 ve 3.500 mAh. Galaxy S8’in ekranının 1080p’ye ön tanımlı gelmesi, en azından telefonun ayarlarını kurcalamayı ve limitlerini zorlamayı hobi edinmemiş büyük bir kitle için batarya ömrünü sessizce uzatmak için bir hamle olarak değerlendiriliyor.

2 – Samsung Galaxy S8, ekran parlaklığını %100’e çıkarmanızdan mutlu olmuyor

Teknoloji eleştirmenlerinin özellikle dikkatini çeken ayrıntılardan biri de buydu. Galaxy S8’i ilk kez eline alanlar ekran parlaklığını artırmaya çalıştıklarında ve %90’ı geçtiklerinde, parlaklık simgesinin maviden kırmızıya döndüğüne şahit olmuşlardı ve ekranda çıkan bir pop-up uyarı “batarya ömrünü uzatmak için” telefonu full parlaklıkta kullanmamalarını öğütlüyordu. Daha önceki hiçbir premium Samsung telefonun stok yazılımı parlaklıkla ilgili böyle bir uyarıda bulunmuyordu. Bazı testlerde bu, “yazılım sanki kullanıcılara bataryayı çok zorlamamaları için yalvarıyor” olarak değerlendirilmişti.

3 – Samsung Galaxy S8, parmak izi sensörünün garip bir yerde olduğunun farkında

Daha önce yazdığımız bir haberde, Galaxy S8’in parmak izi sensörünü kullanıma açan kullanıcıları, sensörün hemen yanında yer alan kamera lensini zaman zaman temizlemeye teşvik etmek için ekranda bir uyarı çıkardığından bahsetmiştik. Samsung Galaxy S8’in tasarımıyla ilgili bu kadar öz farkındalığa sahip olması, erken kullanıcılardan gelen ilk eleştirilerin konusuydu.

Galaxy S8’in yazılımındaki bu çekingen yanlar, Galaxy Note7’nin şirket mühendislerinin damaklarında bıraktığı acı tattan kurtulmaları için biraz daha zaman geçmesi gerektiği yönünde yorumlanıyor. Samsung her ne kadar geride bırakmayı tercih etmiş olsa da, Galaxy Note7’de yaşanan trajedinin, şirkete negatif eleştirilere karşı bazı durumlarda “önceden özür” olarak algılanabilecek bir savunma mekanizması kazandırdığının göstergesi gibi.