reklamı kapat

POPÜLER

Undertale incelemesi

undertale-ek-1

TALEBİN ÜZERİNE ÇIKINCA

Giriş paragrafından da anlayabileceğiniz gibi, Undertale oldukça eski görünen, gözle görülebilir piksellerden yaratılmış bir dünya sunuyor oyuncularına. Yapabilmek için Kickstarter üzerinden yalnızca 5 bin dolar talep eden Toby Fox tarafından, en ince ayrıntısına kadar ele alınmış bir oyun. Oyunu tasarlayan da, senaryosunu yazan da, müziklerini besteleyen de aynı kişi anlayacağınız. İşbu nedenle içeriği sorgularken bu gerçeği aklımızın bir köşesinde tutmakta fayda var diye düşünüyoruz. Çünkü Undertale, bu kadar yaygarayı tamamen diyalogları ve yaratıcı “savaş” sistemi ile koparmayı başarmış bir yapım. Savaş kelimesini neden tırnak içinde aldığımızı yazının ilerleyen kısımlarında öğreneceksiniz.

Hikayemiz oldukça klişe bir altyapı üzerine kurulmuş durumda. Uzun zamandır yeryüzünde barışçıl bir şekilde yaşamakta olan insanlar ve yaratıklar arasında bir savaş patlak verir ve sonucunda kazanan taraf olan insanlar, yaratıkları yeraltına hapseder. Tüm bu olanlardan yıllar sonra küçük bir çocuk, yani kontrol ettiğimiz karakter, bu karanlık dünyaya giriş sağlayan tek yer olan Ebott dağına giderek yanlışlıkla içeri düşer. Bu denli tehlikeli bir noktanın nasıl olup da başıboş bırakıldığı ayrı bir muamma iken, biz de tekrardan kendi dünyamıza geri dönmenin yollarını aramaya koyuluruz. Buraya kadar olan kısmı okuyunca, nasıl olup da Undertale’in hikayesi ile ön plana çıkmış olabileceğini sorgulamış olabilirsiniz. Haklısınız da, ancak buzdağını görünen kısmıyla yargılamamanızı tavsiye ederiz. Çünkü Undertale’i bu kadar eşsiz kılan özelliği, karakterimizin karşısına çıkan yaratıklarla kurduğu iletişimde yatıyor. En başta kurtulmak üzerine kurgulanmış planınız, zamanla yaratıkları anlama isteğine evriliyor.
HEDEF KİTLE ANALİZİ

Oyun boyunca karşınıza pek çok farklı karakter çıkıyor ve bu karakterlerin tamamının kendisine has bir kişiliği bulunuyor. Fox, yarattığı dünyanın içini ustalıkla doldurmayı çok iyi başarmış. En iyi yaptığı şey ise, bu oyunu oynamayı tercih edecek insanların kimler olduğunu başarılı bir şekilde analiz edip, dört bir yanı onların damak tadına uygun göndermelerle doldurmuş olması. Popüler kültür atıfları, internet üzerinde yayılan konulara göndermeler derken, hem oldukça komik hem de düşünmeye sevk eden ayrıntıların altında kalıyorsunuz. Undertale’i kahkaha attıracak bir oyun olarak da, düşünmekten hayatı sorgulatacak seviyeye getirecek bir oyun olarak da görmemek gerekiyor. Bu ikisinin tam arasında, oldukça tadında bir çizgisi var. Final ekranına geldiğinizde hissettiğiniz şey, macera boyunca eğlendiğiniz ve pek çok konuda düşünmenize sebep olan bir öykü dinlediğiniz hissiyatı oluyor. Çoğu oyunun yapmayı başaramadığı, aslında oldukça zor olan bir edinim bu.