reklamı kapat

POPÜLER

“Çevreci ve kullanıcı dostu”

 - Güncelleme: 10 Temmuz 2011 21:15

Thomas Schade sohbetimize Philips monitörlerinin Avrupa’da ve Türkiye’de nasıl bir konumda olduğunu anlatarak başladı ve Avrupa’da hala olmak istedikleri noktada olmadıklarından bahsetti. Konuyla ilgili olarak “Avrupa büyümekte ve gelişmekte olduğumuz bir pazar. Oradaki pazar payımız ortalama yüzde 5. Türkiye’de ise pazar payımız daha yüksek; Türkiye, bizim için her zaman iyi bir konumda olduğumuz ve odaklandığımız bir ülke olmuştur. Türkiye’de ilk üçte yer alıyoruz. Pazar payımız yüzde 13,4 civarında. Şu an üçüncü sıradayız; tabii ki planımız bir numara olmak. Türkiye’de hem bireysel müşteriler hem de kurumsal müşteriler tarafından çok takdir edilen bir markayız” açıklamasını yaptı.

“LED ÇOK ÖNEMLİ”
Pazardaki trendleri yakından takip ettiklerini belirten Schade, bu dönemin en güçlü trendini tasarım, büyük ekran boyutları ve LED teknolojisi olarak gördüklerini; hatta tasarımın gün geçtikçe daha da önem kazandığını söylerken “Tasarımın önem kazanışıyla eş zamanlı olarak ekran boyutlarının da büyüdüğünü görüyoruz. Bizde ekran boyutları aslında daha küçüktü ama trendlere ayak uyduruyoruz ve büyük ekran segmentinde durumumuz şu an gayet iyi. Avrupa’da küçük ekranlara oranla büyük ekranlı monitörlerde çok daha yüksek bir pazar payımız var. Bu tarz trendlerin sıralamasında ilk başta ise LED yer alıyor. LED teknolojisi, monitörlerin inanılmaz ince olabilmesini sağladığı için önem sıralamasında başı çekiyor. Tüm yeni trendleri bir araya getirdiğiniz zaman (ince cihazlar, LED teknolojisi ve büyük ekran boyutları) geçen yıllarda sattığımız ürünlerle bu yılki ürünler arasında ortaya büyük farklılıklar çıkıyor” dedi. LED monitörlerdeki başarılı durumlarını 3D’li monitörler üreterek pekiştirmeyi düşünüp düşünmedikleri konusuna da açıklık getiren Schade, MMD’nin bir yandan 3D teknolojili monitörlere de hazırlanmakta olduğunu belirtti. Fakat öncelikli olarak tüketicinin taleplerine kulak verip o talepleri karşılayabilmek için çalıştığını söyledi. 3D ile ilgili çekincelerini de şu şekilde sıraladı. “Doğrusunu söylemek gerekirse öncelikle 3D teknolojisinin televizyon pazarında nasıl gideceğini görmemiz ve bunun üzerine çalışmamız gerekiyor. İnsanların 3D’yi nasıl kullandığına bakmalıyız. Çünkü işin içine 3D girdiği zaman fiyatlar bir anda yükseliyor. Dolayısıyla da tüketicilere ihtiyaçları olmayan bir şey satmak istemeyiz. Şu anda 3D monitör için çok az bir talep var. Ancak olduğu zaman tabii ki hazırlıklı olacağız. 3D kullanımı belki monitör TV’lerde gerçekleştirilebilir; içinde televizyon fonksiyonu olan monitörlerde denenebilir.”

BLADE SERİSİ
Schade, şu aralar en çok önem verdikleri ürünlerin başında Blade serisi monitörlerin geldiğini söylerken “Trendlerden bahsederken saydığım tüm özellikleri bünyesinde barındıran bir seri Blade serisi. Çok ince, LED teknolojisine sahip ve büyük ekran seçenekleri bulunuyor” dedi. Daha sonra da sözlerine Lightframe özellikli modellerinden bahsederek devam etti. “Monitörümüzü çalışmak, oyun oynamak, internette gezinmek gibi amaçlarla kullanıyoruz. Philips TV’deki Ambilight’ın benzeri olarak monitör tarafında Lightframe adlı bir teknolojimiz var. Monitörün çerçevesi olduğu gibi mavi ışık yayıyor ki bu mavi ışığın göz üzerinde dinlendirici bir etkisinin olduğu kanıtlanmış durumda. Işıklandırmayı açıp kapatabiliyorsunuz. Çalışma ortamı düşünülerek tasarlanmış bir ürün olduğu için amacı göz yorgunluğunu azaltmak ve çalışırken kullanıcının yüksek konsantrasyonunu koruyabilmesini sağlamak.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLK SIRADA”
Sürdürülebilirlik ve çevre, MMD’nin Philips monitörleri için yürüttüğü stratejinin temel öğelerini oluşturuyor. Schade, özellikle de Japonya’daki depremin en küçük miktarlardaki enerji tasarrufunun bile ne denli önemli olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Özellikle kurumsal müşterilere tavsiye edilen ürün gruplarında bu kriterin ne kadar önemli olduğunu anlattı ve “PowerSensor özelliğine sahip monitörlerimiz, zararsız kızılötesi sinyallerle kullanıcının bilgisayar karşısından kalktığını anlayarak ekran parlaklığını otomatik olarak azaltıyor ve yüzde 80’e varan oranda enerji tasarrufu sağlıyor. Çevreye duyarlılık anlamında kesinlikle çok iyi bir uygulama. Ama aynı zamanda şirket maliyetlerini düşürme anlamında da oldukça faydalı. Şirketlerin her gün yüzde 80 enerji ve elektrikten tasarruf edip toplamda ne kadar kazançlı çıkacaklarını tahmin edebiliyor musunuz?” dedi.

“BÜYÜK EKRANLAR TERCİH EDİLİYOR”
Gelecekte tüketici taleplerinin ne yönde olacağını da değerlendiren Schade, daha büyük ekranların tercih edileceğini ve ortalama ekran büyüklüklerinin her geçen yıl arttığını söyledi ve “İnsanlar genelde notebook ya da netbook kullandıkları için küçük ekranlar kullanıyorlar fakat bazı uygulamaları daha büyük ekranlarda görüntülemeniz gerekiyor. Dolayısıyla ekran boyutlarında tercih artık daha büyük boyutlu olanlardan yana. Dolayısıyla LED monitörlerin pazardaki payı çok ciddi oranda arttı. Yakın gelecekte çeşitli uygulamalar için gerekli özel monitörlerin dışındaki tüm monitörlerin LED ekranlı olacağı öngörüyoruz” açıklamasını yaptı. Çok sınırlı da olsa Philips’in yakın gelecek planlarından da bahseden Schade, PowerSensor’den daha da iyi ve daha sofistike bir teknolojiyle tüketicilerin karşısına çıkacaklarını fazla detay vermeden ifade etti. Son olarak “Yılın ikinci yarısına kadar beklemeniz gerekecek. Şimdilik PowerSensor’un ikinci jenerasyonu üzerinde çalıştığımızı söyleyebilirim. Enerji tasarrufundan da fazlasını göreceksiniz” dedi.