reklamı kapat

POPÜLER

2017 Citroen C3 incelemesi [Otomatik]

 - Güncelleme: 25 Ocak 2018 15:03

BARDAĞIN DOLU TARAFI

Tasarımla ilgili her zaman ortak payda da buluşulan nokta “göreceli” olduğu yönündedir. Biz ise kendimizi, aracın tasarım pastasında beğenenler kısmına yazdırmak istiyoruz. Dünya Ralli Şampiyonası‘na da oldukça başarılı şekilde aktarılan bu yeni yüzün, özellikle ince formlu ışıklandırma grubu dışarıdan bakan tüm gözler tarafından dikkat çekiyor. Arka tarafında öne göre daha sakin bir karakter ortaya koyan yeni C3’ün, ateşli bir hatchback projesi için modifiyeye oldukça açık olduğu tüyosunu da verelim. 3.996 milimetrelik uzunluğu ve 1.490 milimetre yüksekliği bulunan araç uzunluk olarak rakiplerinden geri planda olsa da yüksekliğiyle ortalamanın üst sıralarında yer alıyor. Zaten C3’e dışarıdan baktığınız zaman lastiklerin yapısı ve tamponlar da işin içerisine girdiği zaman hafif bir crossover havasının olduğunu hissedebiliyorsunuz. Ebatlardan bahsetmişken araçta 300 litrelik bir bagaj hacmi sunulduğunu ve bunun sınıf standartlarında olduğunu söylemekte fayda var. Yükleme genişliği konusunda sorun yaratmayan bu bölüm, derin yapısından ötürü aşırı ağır yüklerin yüklenmesi konusunda biraz sorun yaşatabilir. C3’ün dış bölümüyle ilgili altı çizilmesi gereken diğer nokta kişiselleştirilebilirlik. Birçok zevke göre çift renkli gövde seçeneği ve üç farklı tavan rengi alternatifi sunan araçta, 9 farklı gövde rengiyle birlikte 36 farklı kombinasyon bulunuyor. Bu kombinasyonlara dahil olan Airbump da basit düşünülmüş ama oldukça kullanışlı çözümlerden birisi C3’te. Sistemin, özellikle park sırasında fark etmediğiniz ve aracın kapılarına ciddi zarar verebilecek kaldırım taşlarına karşı görevini başarılı şekilde yerine getirdiğiniz söyleyebiliriz.

Citroen C3’ün kapılarını açıp içeriye girdiğinizde oluşacak his ile bir spor otomobilin içerisine oturduğunuz andaki his aynı olacak. “Bir dakika nasıl yani? Ee, bu bildiğimiz B sınıfı bir otomobil” diye düşünebilirsiniz. Aslında evet, bu konuda kesinlikle haklısınız lakin burada yapmaya çalıştığımız benzetmenin ilk andan itibaren farklılığını hissettiren koltuklardan ötürü verdiğimizi artık söyleyebiliriz. Nasıl ki performans odaklı bir otomobilin içerisine girdiğimiz ilk andan itibaren bizleri karşılayan koltuklar kendisini fark ettiriyorsa, bu otomobilde kullanılan koltuklarda da böyle karakteristik bir çekim var. Tabi ki buradaki karakteristik farkı oluşturan nokta konfor üzerine. C3’te oldukça konforlu bir sürüşe olanak sağlayan bu koltukların aslında fırtına öncesi sessizlik olduğunu geçtiğimiz ekim ayında tanıtımı yapılan 2018 C4 Cactus ile anladık. C4 Cactus’ü dünyanın en konforlu koltukları ile birlikte tanıtan markanın bu noktaya ne kadar mesai harcadığı net bir şekilde anlaşılıyor aslında. Bu da yazımızın başında bahsettiğimiz “farklı noktalardan yakalama” felsefesinin uygulandığı bölümlerden birisi.


C3’ün kokpitinin merkezinde boyutu 7 inç olan multimedya ekran yer alıyor. Kullanım kolaylığı açısından herhangi bir problem yaşatmayan bu ekranda, dokunmatik hassasiyeti gayet yeterli. PSA grubunun diğer markalarından da kısayol tuşları sayesinde menüleri arasında geçişler yapma imkanınız var. Yazılımın C3’ün karakterine uyacak şekilde tasarlandığını da belirtmeden geçmeyelim. Direksiyonun arkasında yer alan ve doğrudan sürücünün muhattap olduğu bölümde ise doğrusunu söylemek gerekirse biraz daha farklılık beklerdik. Analog göstergelerin ortasında yer alan standart yapıdaki yol bilgisayarından araçla ilgili temel bilgilere erişim sağlanıyor. Ön ve arka bölümde olmak üzere bardaklıkların yer verildiği orta konsolda, özellikle ön bölümdeki bardak tutacakları yükseklik açısından bazı durumlarda sorun çıkartabiliyor. Citroen tasarımcıları eşya gözü konusunda multimedya ekran altında konumlandırılan ve 5,5 inç’lik büyük ekranlı telefonların da rahatlıkla sığabileceği bir alan koymayı da ihmal etmemiş. Derinlik ve yüksek konusunda istenileni veren bu bölüme telefonla birlikte cüzdanınız da koyabilirsiniz. Ebatlarında bahsettiğimiz yükseklik değerinde artının, içeride baş mesafesinde hissedildiğini de söyleyebiliriz. Burada kol dayamanın olmayışı da bize göre artık büyük bir eksiklik.