İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi-2019” bir kez daha gündemde.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, bölgede büyük bir yıkıma ve can kaybına neden oldu. 13 Şubat itibariyle açıklanan resmi can kaybı sayısı 31 bini geçti, yaşadıklarımız her sarsıntıda olduğu gibi yine İstanbul’u akla getirdi. Bu konuda bir açıklama yapan Prof. Dr. Naci Görür, olası İstanbul depremi için, “İstanbul’da 7’nin üzerinde deprem olma olasılığı yüzde 80’lere çıktı. Maraş depremi gibi eli kulağında” diyerek yeni bir uyarıda bulundu. İstanbul’da beklenen büyük depremin ne zaman olacağını tam olarak kimse bilmiyor ancak devasa bir yıkım maalesef kapıda bulunuyor. Peki bu konuda en riskli bölgeler hangileri? Hangi bölgelerde yaşayanlar depremi beklemeden binalarını güçlendirse iyi olabilir? Bu konuda güzel bir kaynak var. Aktarıldığı kadarıyla İBB’nin her ilçeye özel hazırladığı raporlarda, 7.5 büyüklüğündeki bir deprem sonucu ortaya çıkabilecek bina hasarları, olası can kaybı ve yaralı sayıları, altyapı ve yollara dair durumlar senaryolaştırıldı. Bu çalışma hakkında İBB tarafından yapılan açıklama şöyle oldu:
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
“İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı arasında gerçekleştirilen bu çalışma ile İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sisteminin genel nitelikleri tariflenmiş ve algoritması şematize edilerek açıklanmıştır. Sistemin Türkiye’deki ve başka ülkelerdeki kentsel deprem izleme sistemleriyle kıyaslaması teknolojik, yönetsel ve hukuki bileşenler dikkate alınarak yapılmıştır. Sistemin kullanımının fayda sağlayacağı kritik kentsel altyapı hizmetlerindeki (su, elektrik, gaz, ulaşım vb.) mevcut ihtiyaçların analiz edilmesi, gerekli standartların tariflenmesi ve bu kapsamda İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sisteminin söz konusu ihtiyaçları karşılamasına veya mevcut kentsel altyapı hizmetlerinin sistem ile uyumunun sağlanmasına yönelik eylemler tanımlanmıştır.”
Rapora göre, Arnavutköy’de 2 bin, Ataşehir’de 3 bin, Bağcılar’da 10 bin, Bakırköy’de 6 bin, Beyoğlu’nda 4 bin 200, Büyükçekmece’de 9 bin, Çatalca’da 2 bin, Esenler’de 5 bin, Fatih’te 15 bin, Kâğıthane’de 2 bin, Kartal’da 4 bin, Küçükçekmece’de 13 bin, Sancaktepe’de 3 bin, Silivri’de 9 bin, Sultanbeyli’de 45 bin, Tuzla’da 7 bin, Üsküdar’da 4 bin yapıda orta ve üstü hasar meydana gelmesi bekleniyor. Yapıların Bahçelievler’de yüzde 83’ü, Bayrampaşa’da yüzde 91’i, Beykoz’da üçte ikisi, Güngören’de yüzde 90’ı, Şişli’de yüzde 92’si 20 ve üstü; Beşiktaş’ta yaklaşık yarısı, Adalar’da yarıdan fazlası, Eyüp’te ise üçte biri 40 ve üstü yaşta bulunuyor.
İstanbul’da meydana gelecek büyük bir depremde, inanılmaz yüksek nüfustan dolayı büyük bir kaos yaşanacak, çoğu kişi evinde değil sokakta hayatını kaybedecek, ülke ekonomisi eşi benzeri olmayan bir zarar görecek. Bu açıdan İstanbul’un depreme karşı çok daha farklı bir şekilde hazırlanması gerekiyor ancak bu konuda şu an geniş çaplı somut adımlar görülmüyor. Binaları kentsel dönüşüm ile yenilemek çoğu zaman tam olarak çözüm olmuyor. İstanbul’un detaylı deprem risk haritası için tüm çalışmalara ve detaylara direkt olarak buradan ulaşabilirsiniz.
