Tek seferde 600 kilometre menzil vadeden bir elektrikli otomobil olan Peugeot e-Legend, iki farklı felsefenin tek çizgi noktası.
2 Ekim‘de kapılarını açacak olan Paris Otomobil Fuarı’nın ev sahiplerinden birisi olan Peugeot, bir süredir devam eden sessizliğini kısa süre önde yayınladığı ipucu üzerinden bozdu. Bir ayağı geçmiş bir ayağı ise gelecekte olan bu projenin ortaya çıkan ilk detaylarına baktığımızda, markanın 60’lı yıllarda üretimini gerçekleştirdiği 504 serisine bir selam göndereceğini düşünmeye başladık. Bugün karşımızda duran Peugeot e-Legend ismini gördüğümüzde de bu beklenti ve düşüncelerimizin ne denli doğru olduğuna şahit oluyoruz. Coupe versiyonunun detaylarından esinlenilerek tasarlanan otomobil, barındırdığı hatlar ile elektrik geleceğinde büyük pay sahibi olma potansiyele sahip. Son dönemlerde gerçekleştirdiği projelerle adından çokça söz ettiren Gilles Vidal‘in radikal bir yaklaşımı şimdiden pek çok kişi için bir arzu nesnesine döndürmüş durumda bu proje. Teknik altyapının bizlere vadettiği değerler ise, bahsetmekte olduğumuz bu yaklaşımı fazlasıyla destekler cinsten.
İddialı teknik değerler
Elektrikli motosikletlerde olduğu gibi otomobillerde de git gide popülerleşen neo-retro tasarım anlayışıyla karşımıza çıkan e-Legend 456 beygir güç ve 800 Nm gibi ciddi değerlere sahip. Gövde yapısı gereği sürücüsüne sunduğu sürüş dinamiklerinin bu tarz rakamlarla desteklenmesi ilk başta da bahsettiğimiz gibi bu otomobili farklı açılardan ilgi odağı yapıyor. Bu değerlerin yola aktarılması doğrultusunda ise karşımıza 4 saniyelik 0-100 ve 220 km/s gibi performans rakamları alınmış durumda. Özellikle 220 km/s’lik maksimum sürat değeri böyle bir elektrikli otomobil için fazlasıyla dikkat çekici. Menzil ve şarj konusuna döndüğümüzde de en az performans kadar etkileyici rakamlarla karşılaşıyoruz. Tek seferde 600 kilometre yol kat edebileceği söylenen Peugeot e-Legend, 25 dakikalık ultra hızlı şarj ile 500 kilometre yol gidebilecek noktaya erişebiliyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Peugeot e-Legend’ın dış tasarımı ne kadar bizlere nostalji yaşayacak elemente sahipse içi de o kadar yüzünü geleceğe dönüş durumda. Dördüncü seviye otonom sürüş teknolojisi baz alınarak geliştirilen kokpit bölümü, pasif hale gelebilen fütüristik bir direksiyonla geliyor. Marka logosunun ızgarada kendisini hissettiren güzel değişimini yine bu direksiyon üzerinde de ışıklandırışmış şekilde görebilmek mümkün. Yer verilen koltukların renkleriyle hissettiğimiz retro felsefesi, direksiyon arkasında konumlanan 49 inç‘lik devasa ekranla işi biraz da sinema atmosferine taşıyor. Bu tarz örneklerde gördüğümüz ses ile kontrol edilebilir asistan teknolojisini de es geçmeye Peugeot, bir otomobilde çok farklı noktayı toplamayı kesinlikle başarmış durumda. Şimdilik seri üretimiyle ilgili herhangi bir planlama detayı paylaşılmayan Peugeot e-Legend, arkamıza yaslanıp bir süre detaylarında kaybolmamız gereken projeler arasındaki yerini almış durumda. Siz de araçla ilgili görüşlerinizi bize yorum olarak iletebilirsiniz.
