Bir grup yazar, Microsoft’a Megatron yapay zeka modelini eğitmek için kitaplarını izinsiz kullandığı iddiasıyla dava açtı.
Kai Bird, Jia Tolentino ve Daniel Okrent gibi isimlerin yer aldığı dava kapsamında, Microsoft’un “Megatron” adı verilen yapay zeka sistemini eğitmek için 200 binden fazla korsan kitabı izinsiz olarak kullandığı öne sürülüyor. Benzer bir konu dün de gündeme gelmişti. Instagram, WhatsApp, Facebook ve daha fazlasının çatı şirketi Meta, yapay zeka odaklı telif davasından mutlu ayrıldı. Aralarında Sarah Silverman’ın da bulunduğu 13 yazarın açtığı davada Meta’ya ceza çıkmadı. Yazarlar dava kapsamında, şirketin yapay zeka modellerini telifli eserler üzerinde yasa dışı bir şekilde eğittiğini iddia etmişti. Federal Yargıç Vince Chhabria, şirketin telif hakkıyla korunan kitaplar üzerinde yapay zeka modeli eğitmesinin, sadece bu dava özelinde telif hakkı yasasının adil kullanım doktrini kapsamına girdiğini ve dolayısıyla yasal olduğunu belirterek Meta lehine karar verdi. Yargıç Chhabria, bu kararın telif hakkıyla korunan eserler üzerinde yapılan tüm yapay zeka modeli eğitimlerinin yasal olduğu anlamına gelmediğini; yalnızca bu dava özelinde, davacıların yanlış argümanlarda bulunduklarını ve doğru olanları desteklemek için yeterli kanıt sunamadıklarını ifade etti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Meta yılın başında milyonlarca korsan kitabı içeren büyük bir veri setini torrent üzerinden indirdiğini kabul etmişti. Daha sonra ortaya çıkan kanıtlar, Meta’nın Anna’s Archive üzerinden en az 81,7 terabayt veri indirdiğini göstermiş, şirketin ayrıca LibGen’den 80,6 terabaytlık veri indirdiği de ortaya çıkmıştı. Yasal düzeye taşınan bu konuyu daha sonra gündeme getiren ise ilginç bir gelişme olmuştu. Şirket, bir savunma argümanı olarak torrent üzerinden indirdikleri 82 terabaytlık veriyi seed etmediklerini, yani başkalarının indirmesi için yeniden paylaşmadıklarını aktardı. Açılan dava kapsamında, davacıların kitaplarını seed ettiğine dair hiçbir kanıt olmadığını öne süren şirket, bu noktada kendisiyle çelişti. Çünkü şirketin proje yönetiminden sorumlu isimlerinden Michael Clark, kullandıkları yapılandırma ayarlarının “mümkün olan en az miktarda seed yapılacak şekilde özelleştirildiğini” ifade etmişti. Yani şirket indirme sürecinde az da olsa seed gerçekleştirdi.