reklamı kapat

POPÜLER

Çernobil nükleer patlaması

Çernobil nükleer patlaması sonrasında tasfiye memurlarına ne oldu?

 - Güncelleme: 10 Haziran 2019 15:05

Çernobil nükleer patlaması, 1986 yılında Soğuk Savaş Döneminde yaşanan en dehşet verici olaylar arasında yer alıyor. Yaşanan felaket Chernobyl adlı mini seri sayesinde hem dünyanın hem de Türkiye’nin gündemine tekrar girdi.

Herkes şu an Çernobil nükleer patlaması hakkında araştırma yapıyor. Araştırma yapanlar nükleer tesislerin tehlikesi hakkında daha fazla şey okudukları için bilgilenme şansı da yakalıyor. Chernobyl dizisi bir yandan insanların, her an her şey olabilir duygusuna da dokunuyor. En çok merak edilen konular arasında patlama anından sonra ilk müdahaleyi yapan ekiplere neler olduğu. Bu ekipler arasında itfaiye memurlarından, bilim insanlarına, askerlerden maden işçilerine kadar birçok insanı etkileyen bir radyasyon söz konusu olduğu görülüyor. Ancak “En çok kimler etkilendi, kurtuldular mı?” gibi sorular da aklımıza takılıyor.

Öncelikle, Çernobil nükleer patlaması sonrası havaya çok yüksek miktarda radyoaktif madde serpilerek, havayı kirletti. Yaşanan patlamanın ardından ise tasfiye memurları arasında yer alan itfaiyeciler ve ilk olay anında müdahalede bulunanlar en çok zarar gören kişiler arasında yer alıyor. Bunun yanında ilk patlama anı iki işçinin ölümüyle sonuçlandı. İtfaiyeciler ve acil durum temizlik görevlilerinin 28’i “Radyasyon Hastalığı” ve kalp durmasından, diğerleri ise patlamasından sonraki ilk üç ay içinde öldü. Yaklaşık 4 bin kurtarma operasyonu çalışanı, çıkan yangına müdahale etmek için alana girerek radyasyona maruz kaldığı biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1987 ve 1990 yılları arasında çalışan tasfiye memurlarının  radyasyon verilerinin yer aldığı raporunda çarpıcı sonuçlar yer alıyor. O yıllar arasında çalışan tasfiye memurları, ortalama 120 milisievert (mSv) civarında yüksek radyasyona maruz kalarak hayatını kaybetti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Çernobil nükleer patlaması gerçekleri

120 milisievert oranının anlaşılması, için şöyle bir örnek verelim. Tipik bir göğüs röntgeni çekiliyorsanız, radyasyona maruz kaldığınız oran 0,1 mSv civarında olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu insanlar 120 mSv oranında maruz kalmışlar yani neredeyse bin kat daha yüksek oranda radyasyon alan bu insanlar kısa süre içinde hayatlarını kaybettiler. Bunun yanında ilk müdahale anında bulunan tasfiye memurları bu oranın da üstünde radyasyona maruz kalarak can verdiler. Peki bu kadar yüksek oranda radyasyona maruz kalan insan bedenine ne olur?

Dizide bu duruma dair gördüğümüz en net veri kesinlikle yüksek radyasyona maruz kalan kişilerde ilk etapta yanma benzeri etkileri görüyor. Sonrasında ise iyileşiyormuş gibi olan ancak iyileşmeyen deri yaraları baş gösteriyor. Sonrasında ise iç organlar iflas ediyor ve deri siyahlaşarak adeta yanıyor. Gerçekte de bu şekilde ilerleyen süreci açıklayan Rutgers New Jersey Tıp Okulu‘nun başkanı Dr. Lewis Nelson, tasfiye memurlarının yaptığı işi, çok güçlü seviyelerde radyasyon yaratan bir X-ray makinesine girmeye benzeterek açıklıyor. Yayılan radyasyonun çoğu gama ışınlarından oluşuyor. Gama ışınları çizgi romanlardan da bildiğimiz üzere, X-ışınlarından da zararlı bir radyasyon türü olarak karşımıza çıkıyor. Bu radyasyon türü öyle zararlı ki insan vücudundan çıkarken onun iyonlaşmasına neden oluyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Chernobyl

80 bin ve 160 bin göğüs röntgenine eş bir radyasyon

Bu zararlı ışınlar, elektronları vücudun moleküllerindeki atomlardan uzaklaşarak dokuların zarar görmesine neden oluyor. Bu nedenle çok yüksek seviyelerdeki iyonlaştırıcı radyasyon “radyasyon hastalığı” olarak karşımıza çıkıyor. Çernobil’de yaşanan olayda ise 134 tasfiye memurunun 28’i çok kısa bir süre içinde yüksek radyasyona maruz kaldığı için öldü. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre ilk etapta hayatını kaybeden insanların vücuduna 8 bin ile 16 bin mSv gibi çok yüksek rakamlarda radyasyon girişi oldu. Bu rakamlar ise 80 bin veya 160 bin göğüs röntgenine maruz kalmaya eşdeğer olarak görülüyor.

Dr. Lewis Nelson radyasyon hastalığının çoğunlukla mide ve bağırsaklarda ya da kemik iliğinde ortaya çıktığını söylüyor. Bu bölgeler hızlı bölünen hücrelere sahip olduğu için radyasyona karşı daha hassas olduklarını gösteriyor. Radyasyona maruz kalan kişilerin birkaç saat içinde ishal ve kusma gibi semptomlar geliştirdiğini ifade eden Nelson, hücrelerin düzgün bir şekilde bölünemediği durumlarda dokunun çöktüğünü ve bağırsakta yaşayan bakterilerin de dolaşımı bıraktığını söylüyor. Nelson, yüksek radyasyon seviyelerinin ciltte yanma ve kabarmalara neden olabileceğini söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre radyasyon hastalıkları geçiren insanların iyileşmesi yıllar alıyor.

Chernobyl
Bunların yanında asıl araştırmaların yapıldığı alansa Çernobil’de radyasyona maruz kalan mağdurlara uzun vadede ne olacağıydı. Araştırmanın ilk etabında, mağdurlar yüksek oranda kanser riski taşıyor. Ukrayna, Rusya ve Belarus’ta 270 bin kişinin belirli kanser hastalıkları geçirdiği tahmin ediliyor. Bu daha çok doğrudan patlama sonucu ortaya çıkan iyot-131 radyoaktif parçacıklarının neden olduğu “tiroid kanseri” olarak ifade ediliyor. Tiroid, metabolizmamızı düzenleyen hormonlar üretmek için iyota ihtiyaç duyan bir hormon. Ancak birçok gıdada bulunan sağlıklı, –radyoaktif olmayan– iyottan yeterince bulunmuyorsa vücut, radyoaktif iyotu emiyor ve bu sonuçta tiroid kanserine yol açabiliyor. İnsanlar bu nedenle Chernobyl dizisinde de iyot hapları yutarak radyasyonun olası etkilerini soğurmaya çalışıyor.

İlginizi çekebilir

Chernobyl dizisi fragmanı