reklamı kapat

POPÜLER

Dead Rising 4 incelemesi

dead3

KÖKLERE DÖNERKEN YOLU KAYBETMEK

Şu konuda oyuna kesinlikle haksızlık yapacak değiliz; Dead Rising 4 çok eğlenceli bir oyun! Ardı arkası kesilmeyen zombi ordularını, herhangi bir mantığın kabul edemeyeceği çeşitlilikte silahlarla hunharca yok etmek müthiş zevkli bir durum. Son baktığımızda öldürdüğümüz zombi sayısı on binler seviyesini aşalı çok olmuştu. Keyifli olmasa bu noktaya gelmeden kapatıp giderdik muhtemelen. Ancak bu eğlencenin içinde hiç de doğru hissettirmeyen, eksikliğini buram buram yansıtan unsurlar da yok değil. Dead Rising 1’i oynadıysanız ve sevdiyseniz, şimdi karşınıza çıkan oyunun ne kadar farklı olduğunu görüp hüzünlenebilirsiniz. Oysaki yapımcılar bunun tam da aksini söyleyerek oyunu pazarlamışlardı. Dead Rising 4, serinin kökenlerine dönüş oyunu olacaktı.

Hadi oradan! Ana karakterin yeniden Frank West olması, tekrardan Willamette’e dönmüş olmamız ve zombi istilasının merkezinde yine bir alışveriş merkezinin olması dışında iki oyunun birbiriyle neredeyse hiçbir alakası bulunmuyor. “Yuh, daha ne olacaktı ki?” diyor olabilirsiniz. Geleceğiz, hepsine geleceğiz. Ama önce köklerine geri dönmüş konuları bir aradan çıkaralım. Üçüncü oyunun ardından yapımcılar fanların ısrarlarına dayanamayarak Frank West’i yeniden seriye dahil etti. Elbette bununla ilgili hiçbir şikayetimiz yok, West muazzam bir karakter. Sorun şu ki, elimizdeki karakterin Frank West’le pek bir alakası bulunmuyor. Seslendirme sanatçısı değiştiği için zaten bir garip hissettiriyor (Ki buna rağmen seslendirme gayet başarılı) ama asıl sorun, Frank’in kişisel özelliklerindeki değişim. Yeni Frank, aradan geçen yıllarla olgunlaşacağına bayağı bir ergenleşmiş. Devamlı ama devamlı espri yapma gayretinde olan bir karakter var elimizde. Sadece kendisine bir şey söylendiğinde değil, zombilere, kapılara, uçan kuşa, vızıldayan sineğe bile laf sokuyor. Ha genel anlamda bayağı limitinin altına pek düşmüyor, hatta yer yer kahkaha attırdığı bile oluyor. Ancak bu onun bildiğimiz Frank olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.

KOSKOCA ADAMIN DÜŞTÜĞÜ HALLERE BAK
West’in dönüşü ile birlikte fotoğraf makinemize de yeniden kavuşuyoruz. Etrafta olan bitenleri fotoğraflayarak puan kazanıyor ve bu sayede seviye atlıyoruz. Hatta sevgili ergen karakterimiz zombilerle selfie falan da çekebiliyor, çok tatlı. Bakın yine o kararsızlık yaşadığımız anlardan birindeyiz. Oynarken bu absürt anlarda çektiğimiz selfieler bizi gülümsetirken, üzerine düşündüğümüzde; “Sebebi neydi ki?” hissiyatı veriyor. Aslında bu kararsızlığımızın sebebini sanırım biliyoruz. Evet, oyun çok eğlenceli ama neredeyse bütün amacını kaybetmiş. İlk oyunda da önümüze geleni biçiyorduk ancak orada bir hayatta kalma gayesi vardı. Burada ise hayatta kalmaya çalışan taraf zombiler olmuş. Oyun eğlenceli olacağım diye o kadar kolaylaşmış ki, en kısa sürede kim daha fazla balonu üzerine oturarak patlatacak minvalinde bir içeriğe evrilmiş, üzücü olmuş.