reklamı kapat

POPÜLER

Outlast 2 incelemesi

KORKMAK İÇİN SEBEP YOK!

İyi bir korku oyununun sahip olduğunu en önemli özellik belirsizliktir. Neyin, nerede, ne zaman karşınıza çıkabileceği ne denli belirsiz ise, hissedeceğiniz tedirginlik de o denli üst seviyede olacaktır. Outlast 2 bu anlamda da işini çok kötü yapıyor maalesef. Özellikle ilk iki saatten sonra oyunun alışılmış korku oyunu mekaniklerini nasıl kullanmış olduğunu anladığınız için, ne zaman neyin geleceğini her an tahmin edebilir hale geliyorsunuz.

Bir kalasın altından geçerken; “Tamam hadi bağır tamam” edasıyla karşılaşacağınız görüntüyü bekliyorsunuz. Outlast 2’nin bir noktadan sonra bizi bir kez bile şaşırtamadığını, belirsizlik hissiyatına sokamadığını söylersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılabilir sanıyoruz ki.

E BU OLMAMIŞ?

İlk oyunun tüm kusurlarına rağmen ilgi çekici olmasında, gerçek hayatta da karşımıza çıkmış olan CIA’in gizli projesi MKUltra’yı işlemesinin büyük etkisi vardı. Outlast 2 de aslında gerçek hayatta yaşanmış bir olaydan, Jonestown Katliamı’ndan ilham alıyor ancak ne yazık ki, esas olayın kendisi kadar dehşet verici olmayı dahi başaramıyor. Eğer yapımcılar bu olayı eğip büküp, saçmalıklarla doldurmak yerine olduğu gibi aktarmış olsalardı dahi yapılmış en iyi korku oyunlarından biriyle karşılaşabilirdik. Onun yerine gereksiz şişirilmiş bir oyunun patlamasına tanıklık ediyoruz…