reklamı kapat

POPÜLER

The Legend of Zelda: A Link Between Worlds incelemesi

 - Güncelleme: 11 Ocak 2014 13:24

zelda02

KOLAYA KAÇMAK YOK!
Ancak Zelda dünyasının her öğesinde olduğu gibi bu özelliğin de bir kısıtlaması bulunuyor, aksi takdirde her şey fazla kolay olurdu değil mi? Resme dönüşme sürenizi belirleyen bir güç barı bulunuyor ve bu bar bitmeden gerçekleştirmeniz gereken eylemi tamamlamanız gerekiyor. Aksi takdirde Hyrule’un dipsiz çukurlarını bol bol ziyaret edebilirsiniz. Kısıtlamalardan bahsediyor olsak da A Link Between Worlds, Zelda serisinin bugüne dek yapılmış en serbest oyun yapısını sunuyor.

Normalde oyunda ilerlerken gideceğiniz her zindanın ve hatta her katın sırası belirlidir ve bu alanları geçmek için gerekli olan nesneyi elde etmeden asla bir sonraki aşamaya geçemezsiniz. Ancak bu kez istediğiniz her yere gidebiliyor, zindanları istediğiniz sırada tamamlayabiliyorsunuz. Peki gerekli nesneler olmadan sonuca nasıl ulaşıyoruz? Yapımcılar buna şöyle bir çözüm getirmiş; artık önemli nesnelerin tamamı satın alınabiliyor ve hatta kiralanabiliyor. Satın almak çok pahalı o nedenle kiralama seçeneğini daha sık değerlendireceksiniz. Ancak onun da şöyle bir handikabı var, eğer ölürseniz nesneyi kaybediyorsunuz. Bu da nesneyi tekrar kiralayıp her şeye baştan başlamanız demek. Dedik ya, aksi takdirde her şey fazla kolay olurdu değil mi?

BEYNİNİZ YORULACAK
Ve size şu kadarını söyleyelim; bu oyunda öleceksiniz, hem de çok öleceksiniz. Zorluk derecesi bir yerden sonra öyle artıyor ki kafayı kırmamak elde değil. Ancak asıl problem ölmek veya düşmanlar değil. A Link Between Worlds, uzun zaman sonra ilk kez bir Zelda oyununda bizi uzun uzun düşünmeye itmeyi başardı. Her bulmacanın mantıklı bir açıklaması var ancak bu bazılarının cidden çok zor olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik oyunda yer alan her zindanın farklı bir yapısı ve oynanış tipi olduğu düşünülürse bulmacaların gösterdiği değişkenlik de tahmin edilebilir sanıyoruz ki.

Nintendo 3DS’in en iyi bulmaca oyunuyla karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hele bir de düşünmeyi ve zorda kalmayı seviyorsanız yaşadınız. Sevmiyorsanız da sıkıntı yok çünkü oyunda bir de yardım sistemi bulunuyor. İpucu gözlüğünü takarak size belirli bir ücret karşılığı yardım teklif eden hayaletlerden destek alabilirsiniz. Ancak baştan uyaralım, bazen oldukça ketum olabiliyorlar ve harcadığınız para tamamen boşa gidebiliyor. Yine de ipucu sistemini dahi bu denli farklı ve yaratıcı bir sistemle kullanmış olmalarına şapka çıkarmak gerek.

NEREDEYSE KUSURSUZ
Eğer eski bir Zelda oyuncusuysanız, oyunda kullanılan müzikleri ve ses efektlerini duyduğunuzda yüzünüzde mutlaka bir gülümseme oluşacaktır. A Link to the Past için kullanılan pek çok müzik ve ses efekti yeniden düzenlenerek kullanılmış ve gerçekten enfes olmuş. Hem görsel hem işitsel hem de oynanış dinamikleri olarak eskiye bu kadar bağlı kalırken aynı zamanda bu kadar yeni ve farklı olmayı ancak Zelda başarabilirdi zaten. İşte bu nedenle hanımlar ve beyler; Bu yılın “Gönüllerin Şampiyonu” ödülü A Link Between Worlds’e gidiyor.