reklamı kapat

POPÜLER

Tomb Raider incelemesi

BİR KAHRAMAN DOĞUYOR! LARA CROFT’UN OYUN DÜNYASI İÇİN ÖNEMİNİ BİLMEYEN YOK. TOMB RAIDER 1996 YILINDA ÇIKTIĞINDA İLK ÜÇ BOYUTLU AKSİYON-MACERA OYUNLARINDAN BİRİ OLARAK TÜM OYUNSEVERLERİ ŞOK ETMİŞTİ. HİKAYESİ, GRAFİKLERİ VE OYNANIŞIYLA DEVRİM YAPAN TOMB RAIDER, YILLAR İÇİNDE ESKİ POPÜLERLİĞİNİ YİTİRDİ. ŞİMDİ MARKANIN YENİDEN DOĞUŞUNA ŞAHİT OLUYORUZ

Tam 17 yıl olmuş Lara Croft ile tanışalı. Oyunu ilk gördüğümüzde yaşadığımız şok kelimelerle tarif edilir gibi değildi. Oyun içindeki anılarımızı halen birbirimize anlatırız. Dünyanın bilinmeyen köşelerinde, unutulmuş medeniyetlerin kalıntıları arasında dolanmak, tarih önce varlıklarla mücadele etmek hem de bunları o güne dek görülmemiş grafiklerle yapmak gerçekten o dönem için inanılmaz bir deneyimdi. Tomb Raider’ın açtığı yoldan birçok oyun geldi fakat uzunca bir süre Tomb Raider’ın gölgesinde kaldılar. Yine de yıllar içinde oyun tasarımını yenileyemeyen Tomb Raider, maalesef eskidi ve ağır ağır popülerlik basamaklarından aşağı doğru inmeye başladı. Yeni bir nefese ve açılıma ihtiyaç vardı. Bu süre içinde yeni gelen markalar çıtayı öylesine yükseğe çekmişti ki Tomb Raider’ın köklerinden ayrılmadan, yarattığı tür içindeki dinamiklere uyum sağlaması gerekiyordu. Yeni Tomb Raider oyunu ilk duyurulduğunda bunun kokusunu almıştık. Lara’nın görünümü değişmiş ve oynanışa dair türlü yenilikler açıklanmıştı. Tüm bunlardan dolayı epeyce heyecanlanmıştık ancak oyunu bir an önce kanlı canlı karşımızda görmek istiyorduk.

PASİFİK’TE BİR KÖR NOKTA
Yeni Tomb Raider bizi zamanda geri götürüyor, henüz heyecanlı ve hırslı bir arkeolog olduğu zamanlara geri gidiyor ve Lara’nın ilk macerasına tanıklık ediyoruz. Lara’nın akıl hocası Conrad Roth ile birlikte Endurance adlı bir gemiyle Pasifik’e açılan ekip, Japon mitolojisinin ünlü prensesi Himiko’nun ve kayıp topraklarının peşine düşüyor. Tokyo’nun yaklaşık 100 km güneyinde bulunan Şeytan Üçgeni’nde kaybolan Endurance, tuhaf bir fırtınanın içinde alabora oluyor ve ekip kendini gizemli bir adada buluyor. Endurance, fırtına sırasında ikiye ayrıldığından, tayfa adanın farklı yerlerine dağılıyor ancak hiç kuşku yok ki en zor durumda kalan Lara oluyor: Daha ne olduğunu anlamadan kendini bir mağarada ters bir şekilde asılmış olarak buluyor. Oyunun henüz başlarında kendimizi içinde bulduğumuz durum, adanın ilk görüntüsüne bir tezat oluşturuyor. Terk edilmiş görünen adanın aslında garip bir takım kişilere ev sahipliği yaptığını ve bu kişilerin örgütlü olduğunu çok geçmeden anlıyoruz. Düştüğümüz mağaradan heyecanlı bir kaçış sahnesi sonrasında çıktığımızda gözümüz ilk kez gün ışığıyla buluşuyor ve gördüğümüz manzara karşısında şok oluyoruz. Yüksek bir noktadan sahile baktığımızda adanın aslında bir mezarlık olduğunu ve yüzyıllardır gemi ve uçakların buraya saplanıp kaldığını görüyoruz. Sahilde bulunan gemi ve uçakların tarihi çok çok eskilere gidiyor. Tam bu noktadan sonra Lara’nın hayatta kalma mücadelesi başlıyor. Önce bir kamp kurmalı, ardından avlanmalı ve kayıp dostlarınızın peşine düşmelisiniz. Öncelikle oyunun “hayatta kalma” mekaniklerini gayet iyi işlediğini söylemeliyiz. Oyunun tam başında bulduğunuz ok, oyun boyunca en büyük dostunuz olacak. Yüksek hasar gücü ve en önemlisi sessiz olması bu silahı vazgeçilmez kılıyor. Oyun boyunca avlayacağınız hayvanları sessiz bir şekilde ok ile avlayabilirsiniz. Ormanın içinde yalnız kaldığınız anda oyunun atmosferinin ne kadar güçlü olduğunu fark ediyorsunuz. Zaten adanın doğaüstü birtakım güçlere ev sahipliği yaptığından kuşkulanıyorsunuz sürekli ama bu tekinsiz ormanın atmosferi insanı gerçekten içine hapsediyor. Okunuzu gerip başlıyorsunuz ava… Ve bu noktadan sonra Lara’nın değişimine şahit olmaya başlıyorsunuz. Ormanın içinde ilk kez yalnız kaldığınızda, ilk hayvanı avladığınızda Lara’nın artık başka bir insana dönüşmeye başladığını gözlemliyorsunuz. Bu karakter değişimi oyunun bütününe çok iyi yansıtılmış. Genç bir arkeologdan, amansız bir savaşçıya dönüşen Lara’nın değişimini gözlemlemek ayrı bir keyif. Oyunun haritaları oldukça geniş olsa da açık uçlu değil; yine de serinin vazgeçilmezi olan keşif olayı tam anlamıyla işlenmiş. Bölgelerin içinde keşfedilecek çok fazla şey var. Özellikle hikayenin birçok koldan anlatılmasını sağlayan mektuplar, antik kalıntılar, silah yükseltmeleri için gereken parçalar haritaların dört bir yanına dağılmış durumda.