reklamı kapat

POPÜLER

Final Fantasy XIII – 2 incelemesi

Yeni oyunumuz XIII’ün bittiği noktadan üç yıl sonra başlıyor. Bildiğiniz üzere Cocoon’un yerle yeksan olduğu noktada kalmıştık ancak hikayenin burada noktalanmayacağını biliyorduk. Bir anda ortaya çıkan ve nereden geldiğini anlayamadığımız yeni karakterimiz Noel Kreiss’a alışmaya çalışırken başka soru işaretleri de birden belirmeye başlıyor. Noel Kreiss, yaşadığı zamanda doğan son çocuk olan ve yok olma tehlikesi altındaki dünyasını kurtarmak adına zaman yolculuğu yapan, yani gelecekten gelen birisi. Daha bunu sindirememişken Lightning’in bizi, kardeşi Serah’ı bulmak için görevlendirmesi karşısında da dumura uğramamız hiç de mantıksız değil. Hadi bunların hepsi tamam, peki Caius denen karizmatik abi de kim? Zaman yolculuğu da nereden çıktı? Nasıl yapıyor insanlar bunu? Oyuna başladığınızda bir yığılma yaşayacaksınız ama zamanla hepsi çözülecek.

ZAMANSIZ YOLCULUK
Üstteki soru işaretlerinden ve oyunun en önemli dinamiklerinden biri olan zaman yolcuğu Historia Crux ile gerçekleşiyor. Historia Crux ile zamanda ileri ve geri gidebiliyor, böylece aynı dünyayı farklı zaman dilimlerinde yaşayabiliyoruz. Sadece bu kadar da değil, Historia Crux ile farklı evrenlere yolculuk da yapabiliyoruz ki bunlar yan görevlerde önemli bir yer buluyor. Kardeşi Lightning’in peşinden koşturan Serah ile kendi zamanındaki dünyasını kurtarmak için çabalayan Noel Kreiss’ın orta noktada kesişen hikayesini oynarken ve zamanlar arasında gidip gelirken hem pek çok eski dostu da ziyaret etmiş oluyoruz hem de sürekli değişen bir oyun alanına sahip oluyoruz. Burası önemli, çünkü bir önceki oyunda en fazla şikayet edilen unsurlardan olan çizgiselliğin kırıldığı nokta tam olarak da burası işte. Gelecek günlerin kurtarılması mantığı üzerine oturtulan zaman yolculuğu, aslında bizi sürekli aynı insanların etrafında, aynı bölgelerde oynama zorunluluğundan kurtarıyor ve oyuna enfes bir çeşitlilik katıyor. Ancak zaman içinde yaşanan bu atlamaların elbette bir sıkıntısı var ki o da Paradoks oluyor. Geçmişte yaşananların geleceği, gelecekte yaşananların geçmişi değiştirdiği düzende ortaya çıkan paradokslar, aslında oyunda ilerlememiz için çözmemiz gereken bulmacalardan oluşuyor. Verilen kararların yarattığı değişimlerin altını çizmek gerekiyor çünkü oyunda bu tip kararları pek çok kez vermeniz ve yaşanan değişimlere boyun eğmeniz gerekiyor. Öyle ki bir diyalog sırasında seçtiğiniz seçeneğe göre bile oyunun akışı değişebiliyor. Son derece başarılı bir şekilde kotarılmış olan diyalog sistemi ile hem hikayenin içine daha rahat girmemiz hem de bu tip akışı değiştiren olayların daha mantıksal çerçevede kalması sağlanmış. Öyle ki o an seçilmesi gereken en mantıklı seçeneği seçerseniz eğer oyun sizi ödüllendiriyor da, böyle de ince bir yapısı var. Oyunun ufak değişimler yaşayan yapılarından bir başkası da savaş sistemi. Karşınıza çıkan düşmanların eğer etki alanına giriş yaparsanız (veya onlar sizinkine giriş yaparsa) önce davrananın avantaj sağladığı bir sistem getirilmiş. Bu sistemde yeşil renkle sembolize edilen kısa süre içinde harekete geçerseniz ilk saldırı hakkı sizin olurken, sarıya kaldığınızda eşitlik korunuyor ancak kırmızıya düştüğünüzde bu kez rakibinizin sizden önce saldırma hakkı oluyor. Commando, Ravager, Medic, Saboteur, Sentinel ve Synergist’ten oluşan roller korunurken, savaş alanında kontrol edebileceğiniz kişi sayısı ise ikiye düşürülmüş durumda. Yeni eklenen yetenek ağacı sisteminde ise karakterinizi ilerletmek istediniz yöne doğru küreleri almalı ve yeni özellikleri açmalısınız. Oyunun sonuna kadar ilerlediğinizde pek çok yetenekten feragat etmek zorunda kaldığınızı göreceksiniz. Tur sonlarında karşınıza çıkacak yetenek seçme ekranında o kadar fazla seçenek var ki, yaptığınız her seçimden pişman olacakmışsınız gibi hissediyorsunuz.

ESKİ DOSTLARA ELVEDA
Daha önce Final Fantasy VII’nin DS versiyonunda, Final Fantasy IX’da ve Final Fantasy XIII’de karşımızda çıkmış Eidolon’lar, yani savaş alanına çağrılabilen büyülü yaratıklar maalesef bu oyunda yer almıyor. Bunun yerine savaş alanında karşımıza çıkan minimal yaratıkları evcilleştirebildiğimiz bir sistem getirilmiş. Bu yaratıkları savaş alanında kullanabiliyor olmamız bizim için faydalı olsa da elbette hiç biri bir Eidolon karizmasına sahip olamıyor. “Güzelliğe” bu kadar önem verilen bir seride, oyunun güzelliğine güzellik katan bu yaratıkların çıkarılma kararını anlayabilmek gerçekten de güç, biz anlayamadık en azından.

FEDAKARLIK NOKTALARI
Serinin bildiğimiz güzelliğinden feragat edilen tek nokta Eidolon’lar değil. Artık bir Final Fantasy klasiği haline gelmiş benzersiz CGI ara sahneler maalesef bu oyunda çok çok az yer alıyor. Bir önceki oyunun maliyetini haddinden fazla artırmış olan bu videoların azaltılmış olmasını maddi olarak anlayabiliyor olsak da Final Fantasy ruhundan bir şeyler götürdüğünü de söylememiz gerekli. Elbette oyunun grafikleri yine bildiğimiz gibi, yine bakmaya doyulamayacak, seyre dalarken hayattan koparacak güzellikte grafikleri var oyunun. Ama ne bilelim işte, Square Enix tarafından şımartıldık sanırım belki de biraz. Öte yandan oyunun müziklerinde de bir sıkıntı var, sanki tüm oyun boyunca aynı şarkıyı döngüye almış gibi dinleyip duruyorsunuz.

DLC İLE BULUŞMA
Final Fantasy XIII – 2, bütün seri içinde ilk kez indirilebilir içeriklerle desteklenen yapım olacak. Ancak Square Enix, madem yapıyoruz bari tam yapalım mantığına sahip olacak ki ipin ucunu biraz kaçırmış gibi. İlk olarak yayımlanan Lightning & Amodar DLC’si ile birlikte Lightning olarak Amodar’da karşı savaşırken, daha sonrasında çıkan kıyafet paketleri ile de Serah ve Noel’i biraz modaya uygun hale getirdiler. Lakin bununla yetinmeyen Square Enix, hemen peşi sıra Sazh: Heads or Tails eklenti paketini duyurdu. Bu paket ise oyunculara Sazh karakteri ile ana senaryoya paralel bir hikayede ilerleme imkanı sunarken, aynı zamanda Serendipity bölgesine de iki yeni oyun ekledi. Ancak asıl ilginç haber daha sonra geldi ve oyuna eklenecek olan bir paketle Mass Effect kostümlerinin indirilebileceği açıklandı. Görünen o ki bu oyun bizi uzun süre oyalayacak.

YOLA DEVAM
Baktığımızda kesinlikle ilk oyunun yaptığı hatalardan ve gelen eleştirilerden ders alındığını görüyoruz. Ancak belki mecburiyetten belki tamamen kendi kararları ile çıkarttıkları bazı detaylar oyuna karşı biraz yabancılaştırıyor.