reklamı kapat

POPÜLER

Monster Hunter: World incelemesi

BAĞIMLILIK YAPICI

Bir yaratığın zayıflığını öğrendiğinizde, silahınıza nasıl bir geliştirme yapmanız gerektiğini de öğrenmiş oluyorsunuz. Ancak bu geliştirme için ihtiyaç duyduğunuz malzeme, daha önce kesmiş olduğunuz bir yaratığın yalnızca kuyruğunu kestiğiniz taktirde düşüyor olabilir. Bu kez gidecek, o malzemeyi alacak ve bu süreçte yolculuğunuz sırasında bambaşka malzemeleri de envanterinize atacaksınız. Artık analiz ettiğiniz dövüşe hazırsınız, kapışmaya girdiniz ve zorlu bir mücadelenin ardından avınıza diz çöktürüp yeni materyaller elde ettiniz. Şimdi sırada bir sonraki avınızı analiz etmeniz ve elde ettiğiniz materyallerin hangisini, nasıl kullanmanız gerektiğini öğrenmeniz var. Görebileceğiniz gibi Monster Hunter: World, işleyiş olarak kendisini tekrar eden bir döngü şeklinde ilerliyor. Ancak bunu kesinlikle eksi bir durum olarak söylemiyoruz. Daha ziyade, nasıl desek, bağımlılık yapıcı… Güç bela üstesinden geldiğiniz bir avın daha teri soğumamışken, kendinizi bir sonraki av için gereken geliştirmeleri düşünürken bulduğunuzda nasıl dipsiz bir kuyuya düştüğünüzü de anlamış oluyorsunuz. Ki bunun daha hiç değinmediğimiz bir de zırh tarafı var ama siz konuyu anladınız bizce…

ADININ HAKKINI VEREN DÜNYA

Bir avcı olarak devasa avlarımızın peşinden koşma süreci dahi tek başına fazlasıyla tatmin edici ve yeterli iken, oyunda bir de sürüsüne bereket yan görev bulunuyor. Bu görevler her ne kadar belirli sayıda bir şeyleri toparlama veya belirli sayıda bir yaratık türünü öldürme sınırlarından öteye çok çıkamıyor olsa da, oyunun dünyası ve oynanış şekli o kadar akıcı ve cezbedici ki, normalde angarya görülebilecek tüm bu işleri büyük bir keyifle kabul ederken buluyorsunuz kendinizi. Üstelik bu yan görevleri yaptıkça ihtiyaç duyduğunuz materyallere de daha hızlı ulaşabiliyorsunuz. Lakin burada oyunun dünyasına ayrıca değinmek gerekiyor sanıyoruz ki. Tasarımıyla, çeşitliliğiyle ve atmosferiyle o kadar zengin bir dünyası var ki oyunun, hiçbir şey avlamadan sadece içinde gezmelik oyun yapsalar yine alıp oynanır hani. Üstelik böylesine devasa bir dünyayı hemen hiç yükleme ekranı olmadan sunuyor olmaları da takdire şayan. Teknik anlamda bizi üzen tek konu, oyunun hiçbir şekilde 60 fps sağlayamaması oldu. PS4 Pro üzerinden; “Fps artır, grafikleri düşürsen de olur” seçeneğini seçtiğinizde dahi maksimum 50 fps civarı alabiliyorsunuz. Böylesine akıcı bir oyunu 60 fps oynayabilmek isterdik doğrusu…

KEYFİ ZORLUĞUNDA

Monster Hunter serisi, çok kemik bir fanatik kitleye sahip olan güçlü bir seri. Ancak PC platformuna ilk kez bir ana oyunuyla çıkış yapacağı için pek çok yeni oyuncu da seri ile bu oyun sayesinde tanışacak. Özellikle yeni oyuncular için anlaması kolay ve sivri köşeleri törpülenmiş bir halde karşımıza çıkmasını biz beğendik. Ancak yine de karşılaşacağınız şeyin çok derinlikli, detaylı ve oldukça zor bir oyun olacağını da bilin. Ama buna rağmen yine de oynayın! Sonuçta mazoşist ruhlarımız Dark Souls 3’ten bu yana örselenmeyi bekliyor…