reklamı kapat

POPÜLER

The Sinking City incelemesi

YİNE Mİ SEN DEDEKTİF?

Ana karakterimiz Charles Reed, savaşta yer almış ve savaşın etkilerini üzerinden atamamış bir özel dedektif. Başından geçenler onun halüsinasyonlar görmesine, uykularından olmasına ve kişiliğini kaybetmesine neden olmuş durumda. Bir korku oyununda en son ne zaman geçmişiyle mücadele halinde olmayan, sorunlu bir özel dedektifi yönetmedik hatırlamakta zorlanıyoruz doğrusu. Ana karakterimizin klişenin vücut bulmuş hali olması bir yana, oyunun dünyası tüm Lovecraft eserlerinin tek bir potada eritilmesinden oluşuyor adeta. Okumuş olanlar daha ilk yarım saat içinde Innsmouth’un Üzerindeki Gölge ve Charles Dexter Ward Vakası göndermelerinin suratlarına umarsızca fırlatıldığını fark edecek. Oyun, böylesi bir yapım için gereğinden fazla büyük bir açık dünya olan Oakmont, Massachusetts’te geçiyor. Gereğinden fazla büyük çünkü yaratılmak istenen gergin atmosferin doğası gereği şehir “yaşamıyor”. Bir açık dünya oyununda yapılabilecek ikincil ve hatta üçüncül aksiyonlar yer almadığında da o haritanın büyüklüğü zulme dönüşmeye başlıyor. Hele bir de buradaki gibi şehir suya battıysa ve ulaşım için kayık kullanılması gerekiyorsa durum daha da fena…

YÜKLEME ARTIK YETER!

Oyunda yeri geldiğinde aksiyona girmek durumunda kalacaksınız ve Lovecraft mitolojisine ait pek çok yaratık karşınıza çıkacak ancak en büyük mücadeleyi şehirde gezinirken vereceksiniz. Bunun elbette birkaç farklı sebebi var; birincisi, karakter animasyonlarının oldukça çağ dışı olması. Karakterinizi yönlendirmek için gösterdiğiniz çaba sonrası iki kilo verebilirsiniz rahatlıkla. İkinci olarak hızlı ulaşım (fast travel) açılana kadar her yere kayığa atla, in, biraz yürü, tekrar kayığa atla, in ve biraz daha yürü sarmalında sıkışmış bir şekilde gitmeniz gerekiyor. Peki hızlı ulaşım açıldığında dertleriniz bitiyor mu? Elbette hayır. Çünkü oyunun yükleme süreleri sırasında küçük çaplı duşlar alabilir, akşam yemeğini organize edebilir veya kitabınızdan bir bölüm tamamlayabilirsiniz. Üstelik bu yükleme süreleri yalnızca hızlı ulaşım sırasında değil, her yerde karşınıza çıkıyor. Binaya giriyorsun yüklüyor, bölge değiştiriyorsun yüklüyor, karakterlerle konuşuyorsun yüklüyor, yüklüyor babam yüklüyor… Bazı yapımcıların grafik kalitesi ve oyun içeriği kadar optimizasyonun da önemli olduğunu anlayamıyor olması bize çok garip geliyor gerçekten de. Atmosferine kapılıp gitmemiz gereken bir yapımda buna izin vermezseniz, ürettiğiniz şeyin tamamı çamura dönüşüyor ne yazık ki.