Fosil yakıtların kullanımının git gide azalması ile yaygınlaşan elektrikli otomobil modellerinin, gelecekte kullanımı hakında yeni ve endişe verici bir iddia gündeme getirildi.
Elektrikli otomobil modellerinin günümüzde yaşadığı belki de en büyük sıkıntı şarj problemleri. Bu tip araçların çoğu, hala tatminkar bir menzil sunmuyor ya da fosil yakıtlı araçlarla karşılaştırıldığında oldukça yetersiz kalıyor. Ancak bu durum da günden güne değişiyor. Üreticiler piyasaya sürdükleri her yeni modelde batarya ve şarj teknolojilerini bir ileri seviyeye çıkarıyor. Böylece bu tip çevreci araçlar daha çok satılmaya başladı. Her şey kulağa çok güzel gelebilir ancak elektrikli araçların sayısının gelecekte çok artıcak olması ortaya yeni bir sorunu getirdi. Sadece Birleşik Krallık’da 2030 yılına kadar 11 milyon elektrikli aracın trafiğe katılacağı tahmin ediliyor. Uzmanlara göre bu kadar elektrikli otomobil modelinin şarj etmek için gereki alt yapı şu an mevcut değil. Alt yapı sistemlerinin de çevreci otomobillere uyum sağlaması için tamamen değişmesi gerekiyor. Artan elektrik talebi doğrultusunda şebeke sistemleri de güçlendirilmek zorunda. Aksi taktirde ciddi kesintiler meydana gelebilir ve ulaşım tamamen aksayabilir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Sadce elektrikli otomobil temelli trafik için tarih verildi
Resmi kaynaklardan gelen açıklamada, ülkenin büyük oranda zarar gören hava kalitesi ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerinin artmasını önlemek adına böyle bir adımın atılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Varılan kararda, Fransa’da olduğu gibi İngiltere’de de 2040 yılından itibaren benzinli ve dizel motora sahip otomobillerin satışının tamamiyle yasaklandığı resmi olarak duyuruldu. Atılan bu adım ülke genelindeki otoriteleri şimdiden ikiye böldü bile. Tartışmanın bir tarafında, İngiltere’nin halihazırda elektrikli otomobiller için altyapı çalışması içerisinde olduğu ve elde bulunan teknolojiye oranla bu yasağın çok ileri bir tarihte uygulamaya konulacağını belirtirdi ve 2040’ın geç bir tarih olduğu ifade edildi. Madalyonun diğer tarafındakilerse dönüşüm için biçilen 23 yılın makul olduğu görüşünde.
