reklamı kapat

POPÜLER

Valiant Hearts: The Great War incelemesi

 - Güncelleme: 07 Ağustos 2014 09:11

VH_SC_5_Anna_Paris_143285

MASUMLARIN HİKAYESİ
Child of Light incelememizde sizlerle UbiArt Framework motorunun güzelliklerini paylaşmıştık. Ubisoft’un büyük bütçeli oyunlarla içli dışlı olurken bir yandan yarattığı sanat aromalı oyunların kaynağı durumunda UbiArt. Bugüne dek Rayman ve Child of Light ile aklımızı başımızdan alan bu motor, şimdi de benzer bir etkiyi Valiant Hearts ile yapmayı hedefliyor. Ancak bu kez durum biraz farklı. Çünkü hem Rayman hem de Child of Light rengarenk dünyalara, masalsı atmosferlere sahip yapımlardı. Valiant Hearts ise Birinci Dünya Savaşı’nın göbeğine götürüyor bizi. Patlayan bombalar, yaralı askerler, yitip giden aileler derken kaotik bir ortam oluşuyor haliyle. Bu nedenle böyle bir oyunda UbiArt’ın neler yapabileceği herkes için soru işaretiydi. Ubisoft Montpellier ekibi bu noktada muazzam bir iş ortaya çıkarmış.

VH_SC_6_Anna_Ypres_143286
Elimizde çizgi film tadında akıp giden görseller olduğundan pesimist bir oyun atmosferi yaratmak pek mümkün olmayacaktı. Valiant Hearts, neşe ile hüznün tam kararında bir karışımından hayat bulmuş. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği bir savaşla ilgili şen şakrak, sevgi pıtırcığı bir oyun yapılsaydı çok ciddi tepkiler alınabilirdi. Ha keza sadece olumsuz noktalara değinilseydi bu kez de UbiArt motoruna yazık edilmiş olacaktı. Ancak Valiant Hearts’ı oynarken kimi zaman gülecek, kimi zaman hüzünleneceksiniz. Üç boyut derinliğine sahip iki boyutlu oyunlardan olan The Great War, aksiyon ögeleri barındıran bir bulmaca oyunu aslında. Dört ana, bir de yan karakterimiz bulunuyor. 1914 – 1917 yılları arasında belirli bölgelerde yaşananları anlatan yapım, bu beş karakterin öyküsü üzerinden dolaylı bir hikaye aktarımını tercih ediyor. Franz Ferdinand’ın öldürülmesi ve Almanya’nın Rusya’ya savaş ilan etmesiyle başlıyor oyun. Bunun sonucunda diğer ülkeler de birer birer savaşa dahil oluyor. Fransa, Almanya ile savaşa girmesi nedeniyle ülkede yer alan tüm Alman vatandaşlarına kapıyı gösteriyor.

VH_SC_1_Emile_Ypres_143281
İlk ana karakterimiz olan Karl da bunlardan biri. Fransız bir eşi ve dünyalar güzeli bir çocuğu bulunan Karl, cebren ve hile ile yuvasından koparılıp Almanya saflarında savaşa dahil ediliyor. Çok geçmeden bu kez eşinin babası Emile için de benzer bir durum yaşanıyor ve o da “Eli silah tutan” kontenjanından Fransız birliklerine çağrılıyor. Ailenin parçalanması yetmezmiş gibi bir de bu kirli savaşın içinde karşı karşıya gelmek durumunda kalıyorlar. Emile’in henüz ilk günlerinde karşılaştığı Freddie ise Fransa’da yaşayan bir Amerikalı. Almanların saldırıları sonucu ölen eşinin intikamını alabilmek amacıyla Fransa ordusuna gönüllü olarak katılıyor Freddie. Almanların bilgisini sömürmek adına kaçırdığı babasının peşine düşen Belçikalı tıp öğrencisi Anna ise ekibin son halkasını oluşturuyor. Tabii bir de Walt var. Yolu bir şekilde her karakterimizle kesişen, elinden gelenin fazlasını büyük bir memnuniyetle yapan bu sevimli köpek, yol boyunca en güvendiğimiz arkadaşımız oluyor.