MEKANİK SAATE EN YAKIN DENEYİM
Söz konusu akıllı saat olunca ekranın bize sundukları büyük önem kazanıyor. Renkleri düzgün bir şekilde gösteren, yüksek parlaklık sunan ve bunları yaparken de pili büyük ölçüde harcamayan ekranlar akıllı saatler için olmazsa olmaz. Samsung Gear S2’de 1,2 inç büyüklüğünde 360×360 piksel çözünürlüğünde Super AMOLED ekran bulunuyor. 302 ppi piksel yoğunluğuna sahip olan ekran oldukça kaliteli görünüyor ve AMOLED olmasının avantajıyla siyah renklerde öne çıkıyor. Ayrıca saatte küçük yazıların bile rahatlıkla okunabildiğini söylemeliyiz. Ekran çok az da olsa parmak izi tutuyor ancak ekranın görülmesine engel olmuyor. Saat tek bir boyutta satışa sunuluyor. Bu durum daha büyük ekranlı bir akıllı saat almak isteyenler için önemli bir eksi olarak görülebilir.
Gear S2’nin ekranı diğer saatlerin aksine yukarı doğru çıkıntılı veya çerçeveyle aynı seviyede değil de biraz daha içeri kısımda yer alıyor. Diğer akıllı saatlere alıştığımızdan ötürü bu tercih biraz ilginç gelebilir ancak Samsung’un yaptığı bu hamle, mekanik saat hissini akıllı saatte daha fazla yaşamayı sağlıyor. Mekanik saatlerin kadranı bilindiği üzere genelde camda değil, camın altındaki yüzeyde yer alıyor. Ne var ki akıllı saatler tüm bilgileri camla bütünleşik olan ekranda gösterdiği için saat hissiyatından uzaklaşabiliyor. Gear S2’de derinlik kazanmış olan ekran, gerçekten de camın altında bir kadran bulunduğu hissine kapılmayı sağlıyor.
Ekranın hemen sağ tarafında iki adet tuş bulunuyor. Üst tarafta bulunan tuş bir önceki menüye gitmeyi sağlıyor. Alttaki tuş ise direkt saat arayüzüne geçiş yapıyor veya saat arayüzündeyken uygulama penceresine yönlendiriyor. Ana menü tuşuna iki kez basıldığında önceden ayarlanan bir uygulamaya hızlı erişim sağlanabiliyor. Metal gövdeli saatin arka kısmında ise kalp ritmini ölçmek için sensör bulunuyor. Gear S2’de plastik kayışlar kullanılıyor. Bu kayışlar arka kısmında bulunan küçük bir tuşa basılarak yerinden çıkarılabiliyor ve yenisiyle değişiyor. Spor versiyon olduğu için yalnızca Gear S2’ye özel olarak geliştirilen plastik kayışlar kullanılabiliyor. Burada belirtmek gerekiyorki Samsung’un yeni saatinin plastik kayışları maalesef yeterli kalite hissini veremiyor. Ancak buna rağmen oldukça rahat ve uzun süre kullanımlarda bile rahatsızlık yaratmıyor. Gear S2 Classic’in kayışları ise sıradan kayışlarla değiştirilebiliyor. Böylece çok daha kişisel bir saate sahip olmak mümkün oluyor.
Gear S2’nin en önemli özelliği tabii ki döner çerçevesi. Dairesel olarak hareket eden çerçeve oldukça keyifli bir kontrol sağlıyor ve menülerde gezinmeyi çok kolaylaştırıyor. Zaten menülerin tamamı bu dairesel dönüşe göre hazırlanmış durumda. Çerçeveyi döndürerek uygulamalar arasında geçiş yapılabiliyor, ekran aşağı veya yukarı kaydırılıyor ve saat kadranları özelleştirilebiliyor. Döner çerçeveyle seçim yapıldıktan sonra seçimi onaylamak için ekrana dokunmak gerekiyor. Tabii bu işlemlerin birçoğu ekranda kaydırma yaparak da gerçekleştirilebiliyor fakat çerçeve kullanıldığında elimiz ekranı kapatmadığı için daha rahat bir kullanım sağlıyor. Gear S2’de düz şekilde tasarlanan çerçeve, Gear S2 Classic’te girintili bir yapıya sahip. Açıkçası Gear S2 Classic’in çerçevesinin daha kaliteli göründüğünü ve döndürme hissinin de daha hoş olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklı yapı, cihazın gerçekten de ismi gibi klasik bir saat görünümünde olmasına büyük bir katkı sağlıyor.
