reklamı kapat

POPÜLER

Metal Gear Solid V: The Phantom Pain incelemesi

 - Güncelleme: 23 Eylül 2015 19:39

motherbase

MOTHER BASE GİBİ DİYAR OLMAZ

Görevler sırasında Mother Base’den istediğimiz şeyi talep edebiliyoruz. Mermi olsun, farklı bir silah olsun veya yoldaş değiştirme kararı olsun ne istersek bırakılıyor gökyüzünden. Tabii hop diye belirmiyor bunlar, hepsinin bir bekleme süresi bulunuyor. Aynı şekilde haritadaki asker, teçhizat ve araç gibi ögeleri de Mother Base’e gönderebiliyoruz. “Fulton” ismi verilen araç sayesinde balon takarak canımızın istediğini fezaya yolluyoruz. Tüm bunlar, Mother Base yönetimi için gerekli olan unsurlar.

Artık içinde dolaşabildiğimiz devasa bir Mother Base’imiz var ve onu geliştirmek ve büyütmek zorundayız. Farklı uzmanlıklara ayrılmış ekipleri büyütmek için sahada karşımıza çıkan yetenekli askerleri ekibimize toplamamız lazım mesela. Bir düşmanı kolaya kaçarak öldürmek yerine bayıltıp ekibe dahil etmek, bize pek çok avantaj sağlıyor. Ekipler büyüdükçe daha fazla teçhizat üretiliyor, görevler için daha çok bilgi sağlanıyor. Intel ekibi en büyük yardımcınız olacak, bu karakterler geliştikçe daha bir yere ulaşmadan tüm düşman askerlerin olası konumlarını haritanızda işaretliyor.

YATACAK YERİN YOK KONAMI
MGS V iki sayfada anlatmanın mümkün olmadığı bir oyun. Göründüğünüz anda devreye giren Reflex Mode’dan Miller’ın haddinden fazla atarlanmalarına, düşman yapay zekasının şaşırtan hareketlerinden Snake’in konuşmaya tenezzül etmemesine kadar değinilmesi gereken pek çok konu var. Ancak temelde sonuç çok bariz. “Tactical Espionage Action” isminin hakkını sonuna kadar veren ancak Metal Gear Solid isminin altında ezilen bir oyun var karşımızda. Seri bu şekilde sonuçlanmamalıydı bize göre. Konami’nin Kojima’ya çektirdiklerini ise ne biz, ne de tarih unutmayacaktır.