reklamı kapat

POPÜLER

The Irishman öncesi hazırlık: Kim bu Jimmy Hoffa?

Netflix, Martin Scorsese imzalı The Irishman için gün sayıyor. Kasım ayının en iddialı filmlerinden sadece biri olan yapım öncesi gelin en önemli karakterlerden birini tanıyalım.

Kasım ayıyla beraber sinema planlarımızı bir kenara bıraktık. Çünkü bu ay Netflix çok iddialı filmler yayınlamaya hazırlanıyor. Ancak özellikle bir tanesini büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz: The Irishman. Yönetmen Martin Scorsese’in en yeni filmi olan yapım aslında pek çok farklı açıdan dikkat çekmeyi başarıyor. 140 milyon dolarlık bütçeye sahip olan Scorsese filmi hem Netflix’in yüksek bütçeli yapımları arasında yer alıyor hem de Scorsese’nin ilk Netflix filmi oluyor. Kadro ise yapımın iddiasını ortaya koyuyor. Çünkü Scorsese bu filmde Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci‘yi buluşturuyor. Karşımızda ise Amerika’nın çözülememiş ben büyük gizemlerinden biri duruyor. Ancak biz bu filmde gizemi çözmeye çalışmayacağız. Aksine, Amerikan organize suç dünyasının derinliklerine indiğimiz bu yapımda, işlerin biraz geçmişine gidiyoruz. Harvey Keitel, Ray Romano, Bobby Cannavale, Anna Paquin, Stephen Graham, Stephanie Kurtzuba ve daha fazlasını barındıran film, Jimmy Hoffa’nın esrarengiz kayboluşuna giderken bize Frank “The Irishman” Sheeran’ın hikayesini anlatıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Jimmy Hoffa

Kim bu Jimmy Hoffa?

Amerikan organize suç dünyasının derinliklerine ineceğimiz bu filmde elbette siyaset fazlasıyla yer alacak. Jimmy Hoffa da tam olarak bu alanda devreye giriyor. Hoffa, 1950’lerde işçi sendikası liderliği yapan bir isim. Aynı zamanda 50’lerin sonlarına doğru International Brotherhood of Teamsters (IBT) birliğinde de başkanlık yapmaya başlıyor. IBT ağırlıklı olarak kamyon şoförleri ve depo çalışanlarını organize ediyor. Sendikanın büyümesinde ve gelişmesinde önemli rol oynayan Hoffa’nın sendika için yaptıkları Amerika tarihinde büyük önem taşıyor. İşçilerden büyük destek gören Hoffa, attığı adımlarda işçileri organize ederek kontratlarda iyileştirmeler yapmayı başarıyor. Hoffa’nın başarılı yükselişiyle beraber IBT, Amerika’nın en güçlü sendikası olmayı başarıyor. Amerika’nın dört bir yanına organize edilen taşımacılık da Hoffa’nın liderliği altına giriyor.

Suç dünyasına giriş ve gizemli kayboluş

Hoffa’nın yükselişi beraberinde organize suç patronlarıyla ilişkiyi de getiriyor. Güce giden yoldaki gölgeler gün sonunda Başsavcı Robert F. Kennedy’nin ağına takılıyor. Organize suç dünyasına büyük bir darbe indiren Kennedy, 1967’de Hoffa’yı 13 yıllık hapis cezasına çarptırıyor. Hoffa başkanlığı Frank Fitzsimmons’a geçirirken, 1971’de Richard Nixon affından faydalanıyor. Nixon affında ise sendika yardımıyla ciddi bir rüşvet şüphesi bulunuyor. Hoffa, 1980’e kadar sendika başkanlığında kalması beklenen Fitzsimmons’la ilgili ise aynı hisleri paylaşmıyor. Öte yandan geri dönüşü ise düşündüğü kadar kolay olmayacak gibi görünüyor. Gücünü geri kazanma yolunda farklı kademelerden istediği karşılığı bulamayan Hoffa, işe küçük adımlarla koyulmaya karar veriyor. Hoffa’nın geri dönüşü ise bazı mafya üyeleri tarafından da pek sevinçle karşılanmıyor. Anthony Provenzano bu isimlerden biri. Geçmişte New Jersey için Teamster liderliği yapan Provenzano, bir zamanlar Hoffa’nın yakın arkadaşıyken zaman içinde eski dostlar düşman oluyor. Provenzano’nun yardımını isteyen Hoffa karşılığında tehdit alıyor. Bir diğer isim ise Anthony Giacalone ve kardeşi Vito oluyor. Kısa süre içinde Hoffa’yı üç kere ziyaret eden Detroit Mafya’sı dikkatleri üzerine çekiyor.

Anthony Provenzano ve Anthony Giacalone’ya buluşmaya giden Hoffa’nın kayboluşu da tam olarak o gün gerçekleşiyor. Buluşmaya iki isim de gelmediğini iddia ederken Hoffa o gün sırra kadem basıyor. Sonrasında araştırmalar polisleri Anthony Giacalone’un oğlu Joey Giacalone’un arabasına kadar götürse de ne yazık ki yeterli delil elde edilemiyor. Tarafların tüm bu olaylara karıştığını inkar ettiğine değinmiyoruz bile elbette. Tüm bunlar olurken “The Irishman ne alaka?” diye düşünüyorsanız o hikayenin sayfaları da bundan sonra açılıyor.

The irishman

Frank “The Irishman” Sheeran kadraja giriyor

Yazının bundan sonrası muhtemelen filmin ana konusunu oluşturacağı için detaylara çok girmeyeceğiz. Ancak şundan bahsedelim; 1982’de hala bulunamamasına rağmen ölü ilan edilen Hoffa’nın olası katillerinden birinin mafya için profesyonel kiralık katillik yaptığı bilinen Frank “the Irishman” Sheeran oluyor. Sheeran’ı kadraja sokan ise avukat Charles Brandt’in kaleme aldığı I Heard You Paint Houses. Martin Scorsese’nin filmi de bu kitaptan uyarlanıyor. Sheeran’ın ölümünden sonra yayınlanan kitap; Sheeran’ın ölmeden önce, Hoffa’yı Pennsylvania’daki gizli ve güçlü bir mafya lideri olan Russell Bufalino tarafından aldığı emirle öldürdüğünü itiraf ettiğini kaydediyor. Sheeran, Hoffa’nın himayesindeki Chuckie O’Brien ile beraber buluşma yerine gittiklerini ve Hoffa’ya buluşma noktasının değiştiğini söylediğini kaydediyor. O’Brien’a halihazırda güvenen Hoffa araca bindikten sonra sırra kedem basıyor. Sheeran, Hoffa’yı öldürdüğünü kaydediyor.

Hoffa’nın kayboluşu asla aydınlatılamıyor. Film de Sheeran’ın gözünden bizi organize suç dünyasının perde arkasına ve muhtemel Hoffa cinayetine götürüyor. The Irishman 27 Kasım’da Netflix kütüphanesindeki yerini alacak. Filmde Frank “the Irishman” Sheeran’ı Robert De Niro, Jimmy Hoffa’yı Al Pacino ve Hoffa’nın ipini çektiği iddia edilen mafya lideri Russell Bufalino’yu Joe Pesci canlandırıyor.

İlgili video

Filmin fragmanı