reklamı kapat

POPÜLER

Panasonic TX-L47DT50E incelemesi

 - Güncelleme: 24 Eylül 2012 21:56

2012 model akıllı televizyon serisine ufak bir kelime oyunu yaparak “SmarTViera” adını veren Panasonic, yeni nesil tasarım çizgisi ve yüksek görüntü kalitesiyle oldukça iddialı. Bu yıl akıllı televizyon özelliklerine de ağırlık veren firma kendini önceye göre geliştirmeyi başarmış ancak rakipleriyle kıyasladığımızda hala geride. Ne demek istediğimizi yazı içinde anlatacağız. Yeni tasarımdan başlayalım biz yine. Eski tip, kalın kasalı ve büyük kenarlı televizyonlar artık tarih oldu. Bütün yeni modellerde ince kasalar ve dar çerçeveler ön planda. Panasonic’in DT50 serisi de farklı değil. Fırçalanmış metal kasa yalnızca 27 mm kalınlığında ve ekran kenarındaki çerçevesi göze batmayacak kadar dar. Malzeme kalitesi birinci sınıf olan televizyonun arka kısmı ve standı da metalden. Bu hem göze hoş geliyor hem de sağlamlığı kat kat artırıyor. Ön yüzün alt kısmında boydan boya uzayan bir parmak kalınlığında cam bir panel bulunuyor. Bu panelin sol kısmında televizyonun açık/beklemede ışığı ortasında ise beyaz bir LED’le aydınlanan karizmatik Panasonic logosu yer alıyor. Televizyonla birlikte gelen kumanda, önceki yılın modellerinin gri kumandasının biraz makyajlanmış ve siyah renge dönmüş hali. Kırmızı arka ışıkla aydınlanan kumandanın özel bir fonksiyonu veya artısı bulunmuyor. Televizyonun dört HDMI ve üç USB bağlantısı da sol yan yüzünde yer alıyor. Bu bölümün girintili çıkıntılı yapısından ötürü bazı uzun USB bellekler ve kablolar takılırken biraz sıkıntı yaratıyor. Burada bir de SD kart girişi bulunuyor. Özellikle çektiğiniz fotoğrafları bir an önce büyük ekranda görmek istiyorsanız bu kart okuyucu çok işe yarıyor. Birçok yeni televizyonda olduğu gibi DT50E serisi de USB HDD özelliği sayesinde televizyon yayınlarını doğrudan harici bir sabit diske kaydetmenize olanak veriyor.

GERÇEK SİYAHLAR İÇİN CLEAR PANEL
Üst seviye bir LED olması sebebiyle DT50E serisinin görüntü kalitesi tartışmaya yer bırakmayacak kadar iyi. Ancak televizyonun pek fazla kişiselleştirme imkanı ve hazır mod sunmuyor oluşu fiyat seviyesi için bir eksi. Birçok rakibinde neredeyse profesyonel ayarlar yapabiliyorken Panasonic halen daha Dinamik, Normal, Sinema ve Normal Sinema modları arasından seçim yapmamızı; rengi, kontrastı, parlaklığı ve netliği ayarlayıp bununla yetinmemizi bekliyor. Tamam, bizler bu işin içinde olduğumuz için karıştırmaya biraz daha meraklıyız ancak bu seviyede bir televizyon bizce çok daha fazla kişiselleştirilebilir ayar sunuyor olmalıydı. Böyle söylüyoruz ama sanılmasın ki televizyonun görüntüsünde veya modlarında bir sorun var. Aksine fabrika çıkış ayarlarıyla dahi sizi memnun edecek görüntü söz konusu. Bizimki tamamen mesleki tatminsizlik olsa gerek. Panasonic’in plazmada rakipsiz olduğunu biliyoruz ancak LED pazarında çok daha hareketli ve sert bir rekabet söz konusu. Geri kalmak istemeyen firma Ar-Ge’ye önemli yatırımlar yapmış ve kullanıcıları memnun etmek için yeni teknolojiler geliştirmiş. Bunlardan biri olan Clear Panel, harici yansımaları engelleyen özel bir filtre ve 16 parçalı arka aydınlatma kontrolü ile gerçeğe çok daha yakın siyahlar ve yüksek bir kontrast sunuyor. IPS LED panelli televizyon, Active Shutter 3D teknolojisini kullanıyor. Televizyonla uyumlu yeni 3D gözlükler eskilere kıyasla çok daha hafif ve rahat ama yine de pasif gözlüklerin konforundan uzaklar. 3D performansına diyecek sözümüz yok, oldukça başarılı. Ses içinse aynı seyi söyleyemeyeceğiz. Toplamda 18 watt ses çıkış gücüne sahip olan modelin özellikle basları bir hayli zayıf. İyi bir ses istiyorsanız harici bir ses sistemi satın almanız şart.

“SMARTVIERA” BİRAZ FAZLA İDDİALI
Yazının girişinde değindiğimiz ve Panasonic’in geride kaldığını düşündüğümüz noktalardan bahsedelim şimdi de. Bunların başında kullanıcı arayüzü geliyor. Panasonic bir süredir mavi tonlardaki basit kullanıcı arayüzünü kullanıyor ve kendini geliştirmeye de pek niyetli değil gibi görünüyor. Rakiplerde gördüğümüz fonksiyonellikten, kullanım kolaylığından eser yok. Yeni serilerine SmarTViera adını vermiş olmaları güzel ama bu adın hakkını verdiklerini söyleyemeyiz. Televizyonun akıllı özellikleri ne yazık ki oldukça zayıf. Uygulama sayıları yetersiz ve uygulama içeriği “bizde de var” demek için hazırlanmış gibi görünüyor. DT50’de dahili internet tarayıcı da bulunuyor. Flash desteği olmayan tarayıcıyı uzaktan kumandayla kullanmak için yüksek sabır seviyesine sahip olmanız gerekiyor. Çok önemli bir işiniz yoksa kullanmak isteyeceğinizi sanmıyoruz. Panasonic ciddi anlamda akıllı içerik ve fonksiyonlara yatırım yapmak zorunda aksi takdirde rakipleri aradaki farkı açacak. Bir diğer eksi nokta ise televizyonun dahili medya oynatım yeteneği. Hem USB hem de SD kartlar üzerinden içerik oynatılabiliyor. Birçok ses ve görüntü formatı da destekleniyor ancak altyazı konusu sıkıntılı. Türk kullanıcısının oldukça önem verdiği bir konu olduğu için altyazıya bu kadar takılıyoruz doğrusunu söylemek gerekirse. Medya oynatımı yaparken -formata göre- altyazıları görüntüleyebiliyorsunuz. Lakin ince ve okunması zor altyazının kodlaması dışında (ki bazı videolarda bu da yapılamıyor, bozuk karakterler görüyorsunuz) hiçbir ayar yapamıyorsunuz. Boyut, senkron ve konumuna müdahale edilemiyor. Bu çok basit gibi görünen sorun, birçok kullanıcının televizyon satın alma tercihini etkiliyor. Umarız Panasonic bir an önce bunun farkına varır ve gerekli güncellemeleri yapar.