reklamı kapat

POPÜLER

Sony DSC-HX300 incelemesi

DSLR DENİNCE GÖZÜNÜZ KORKUYORSA, “BEN HİÇ AYARLA UĞRAŞAMAM, MAKİNEYİ DOĞRULTUR ÇEKERİM” DİYORSANIZ VE BULUNDUĞUNUZ NOKTADAN ÇOK ÇOK UZAKLARI FOTOĞRAFLAMAK GİBİ BİR AMACINIZ VARSA HX300 TAM SİZE GÖRE

Sony, Minolta’yı satın almasından bu yana fotoğraf makinesi pazarında çok daha etkin ve çok daha yenilikçi. Özellikle son bir yıl içinde piyasaya çıkan makineler, Sony’nin orta vadede Canon ve Nikon gibi fotoğraf devlerini zorlayacak bir rakip olacağının ispatı niteliğinde. Geçtiğimiz sayılarda incelemelerine yer verdiğimiz RX1 ve A99 bu argümanımıza çok güzel iki örnek. Sony’nin ürettiği her makine elbette bahsi geçen bu makineler ayarında değil. Orta karar olarak kabul edilebilecek alternatifler de söz konusu. Super zoom’lu HX300 modeli onlardan biri. En dikkat çeken özelliği 50 kat optik yakınlaştırma yapabilmesi olan makine, DSLR’a bütçesi yetmeyen ama kompakt makine de kullanmak istemeyen ara kitleye hitap ediyor.

MALZEME KALİTESİ
Magnezyum alaşımlı bir kasaya sahip olmasını beklemiyorduk ama HX300’ün ana malzemesi olan plastiğin biraz daha kaliteli bir his vermesi iyi olurdu. Kullanılan malzeme makinenin ağırlığına olumlu yansımış lakin kimi düğmeler ve parçalar emanet gibi duruyor. Deklanşör düğmesinin gevşekliği, arka yüzdeki tekerin yumuşaklığı, içi boşmuş gibi gelen tutamaç, flaş mekanizması ve flaş yuvasının yapısı Carl Zeiss imzalı lensin namına yakışmıyor. HX300’ün gövdesi ana hatlarıyla küçük bir DSLR’ı andırıyor. Düğmelerin yerleşimi de bu benzerliği tamamlıyor. Ancak tekrar etmekte yarar var, malzeme kalitesi vasat. Makinenin pil yuvası ve hafıza kartı girişi tutamacın altında, HDMI ve USB girişi ise sol taraftaki bir kapağın altına gizlenmiş. Üst kısımda, ufak bir düğmeyle açılan flaş ve stereo mikrofon yer alıyor. HX300’ün hareket kabiliyeti kısıtlı, 921 bin noktalı 3 inçlik LCD ekranı ve çözünürlüğü oldukça düşük dahili bir elektronik vizörü bulunuyor. Vizörle ekran arasında geçiş için bir göz sensörü yok, bu işlemi üst kısımdaki minik bir düğme aracılığıyla yapıyorsunuz. Makinenin üzerindeki düğmeler manuel çekim yapmayı sevenler için biraz yetersiz. Deklanşörün hemen arkasındaki iki düğmeden biri odaklamayı ayarlarken diğerine AEL, beyaz dengesi veya metraj kipi fonksiyonlarından birini atayabiliyorsunuz. Diyafram aralığı, enstantane hızı ve ISO değerlerini değiştirmek için tek bir teker var. Üzerine basarak ayarlar arasında geçiş yapabiliyor, tekeri döndürerek de istediğiniz değeri sabitleyebiliyorsunuz. Tabii ki bu durum zaman kaybına neden oluyor. Bu anlamda bir ISO düğmesi ve ikinci tekere sahip olmaması HX300’e puan kaybettiriyor.