reklamı kapat

POPÜLER

The Last of Us: Remastered incelemesi

 - Güncelleme: 14 Eylül 2014 12:04

last of us remastered

TAM BİR BAŞYAPIT
The Last of Us ile ilk olarak tam bir sene önce, geçtiğimiz yaz ayında karşılaşmıştık. PlayStation 4’ün iyiden iyiye kendini hissettirdiği, eski nesil konsolumuzu ufaktan kenara çekme planları yaptığımız dönemde hayatımıza giriş yapmıştı. Sınırları sonuna kadar kullanılmış, artık daha fazlasını veremeyeceği düşünülen PlayStation 3 ile yollarımızı ayırmanın vakti gelmişti. Ancak Uncharted serisinin yapımcısı Naughty Dog’un bu konuda farklı düşünceleri vardı. Hala PS3 ile yapılabilecek bir şeyler olmalıydı, oldu da. Onca yıl bize eşlik etmiş, sayısız enfes oyunla hayatımızı renklendirmiş olan konsol, başyapıtını en sona saklamıştı.

last of us remastered
The Last of Us sadece PS3’ün en iyi oyunu değildi, video oyun tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyunları arasına rahatlıkla kafadan giriş yapabilecek seviyedeydi. Oyun tarihini kökünden değiştiren, kendisinden sonraki yapımlara ışık tutmuş pek çok oyunla karşılaştık bugüne dek. Mario, platform türünün olması gerektiği noktayı göstermişti mesela. Half-Life ise FPS türünde nasıl bir geleceğin bizleri beklediğini önümüze sermişti. Bu tarz oyunların hepsi belirli noktalarda kimsenin yapamadığını yapmış, sektörün ufkunu açmış yapımlardı. The Last of Us’ı özel kılan ise çok daha farklı bir şeydi. O, günümüz oyunlarında yer alması gereken her ögeyi, ama her ögeyi, muazzam bir seviyede kullanarak ortaya bir sanat eseri çıkarmanın mümkün olduğunu göstermişti bize. Kimi noktalardan ödün vererek bazı parçalarını öne çıkaran oyunlara o kadar alışmışız ki, bunun yapılamayacağına inandırmışız kendimizi belki de. “Oyunun grafikleri çok iyi değil ancak oynanış mekanikleri ile durumu kurtarıyor” gibi cümlelerle olumsuz parçaları halı altına süpürmüşüz. Ama aslında bu mümkünmüş.

last of us remastered
Oyuncuya muhteşem görsellikle beraber enfes bir senaryo yaşatmak, bunları kusursuz oynanış mekanikleriyle bezeyip üst düzey seslendirme ile zenginleştirmek, sanat eseri tadında çevre tasarımları hazırlayıp hem gizlilik hem de aksiyon parçalarını hatasız bir şekilde hayata geçirmek mümkünmüş. “Şurası iyi ama” gibi ifadelerin yer almadığı, muhteşem bir oyunla karşılaşmıştık. Tamam o kadar da abartmayalım, ufak kusurları elbette vardı. Düşman yapay zekası oldukça iyi olsa da ilk gösterilen tanıtım videolarındakiler gibi değildi mesela. Veya çizgiselliğin oldukça dışına çıkacaklarını ve her seferinde farklı olaylarla karşılaşacağımızı söylemiş olmalarına rağmen böyle bir durum da yoku ortada. Ancak bunlar gerçekten çok küçük ve dikkate alınmayacak problemlerdi. Belki de oyun sektörünün pılısını pırtısını toparlayıp gitmesini engelleyen kusurlardı. Neyse ki hala daha iyisini yapmak mümkündü ve bu da onlara umut ışığı oldu. Ancak ne olursa olsun, bunların hiçbiri The Last of Us’ın bir başyapıt olduğu gerçeğini değiştirmedi. Tam da bu nedenle, çıkışının üzerinden sadece bir sene geçmiş bir oyunun yeniden yapımı çıktı karşımıza. Çoğu oyun bunun için senelerce beklerken, TLoU sevenlerini çok fazla yalnız bırakamadı.

last of us remastered
ÇOCUKÇA HAYALLER
Bu yazıyı okuyanlar arasında elbette oyunu oynamış olanlar vardır. Ancak biz, o veya bu sebeple oynayamamış ve şu an bir PS4 sahibi olan kişiler için yazıyoruz bu incelemeyi biraz da. O nedenle oyun hakkında biraz da olsa bilgi vermemiz gerekiyor. The Last of Us, insanların bütün yapısını değiştiren bir mantar hastalığının yayılması sonucu düzenin yok olduğu bir gelecekte geçiyor. Bu yeni düzende hayatta kalmak için en etkili yollardan birisi olan kaçakçılıkla uğraşan Joel ve bu olumsuz geleceğin içinde hayata gelmiş olan Ellie’nin hikayesini izliyoruz. Bir teslimat görevi olarak başlayan yolculukları, attıkları her adımla birlikte daha da yakınlaşmalarına sebep olan farklı bir baba-kız öyküsüne dönüşüyor. Yağmacılar, baskıcı yönetim ve hastalıklılar bu yeni düzenin karanlık tarafını yansıtırken, Ellie’nin yavaş yavaş ufak güzellik taneciklerini keşfetmesi tünelin ucundaki aydınlığı betimliyor. Tür olarak gizlilik ve aksiyon karışımı bir yapısı bulunan The Last of Us, sizin tercihinize göre hareket seviyesini belirliyor. Oyunun yapısı gereği gizlilik ögelerine daha fazla önem vermek ve her şeyi sessizce halletmeye çalışmak daha fazla keyif verecektir oynayanlara. Zaten de oyun da sizi bu tarafa yönlendirmeye çalışıyor çaktırmadan.